Özkök Paşa'nın hatırlattıkları

Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, bizi kendimizle bir kere daha yüzleştiriyor. Olayların yeniden hatırlanmasına sebep oluyor.


Hangi cenderelerden geçtiğimizi bize bir kere daha hatırlatıyor. Daha sekiz-dokuz sene önce bu ülkenin nasıl bir ülke olduğunu görmemize yardımcı oluyor. Özkök, olayların tam merkezindeki bir tanık olarak konuştukça, daha önce günlerce tartıştığımız Ayışığı, Yakamoz ve Balyoz darbe planlarının birer gerçek olduğunu yeniden müşahede ediyoruz. O dönemde ülkenin büyük bir badireden kurtulduğunu, Allah'ın Baas gibi bir rejimden bu milleti muhafaza ettiğini çok daha iyi anlıyoruz.


Daha önce de yazmaya çalışmıştım. Dünyanın birçok ülkesinde yaşanan büyük acıları gelecek nesiller hiç unutmasınlar diye o acıyı hatırlatacak bir şeyler bırakırlar. Mesela Japonya'da, büyük yıkımlara sebep olmuş depremlerden sonra depremle yıkılmış bazı binalar koruma altına alınmıştır. Sırf geçmişte yaşananlar unutulmasın diye, İkinci Dünya Savaşı'nda Yahudi ve diğer bazı azınlıkların katledildiği toplama kampları ortadan kaldırılmamıştır.


Ayrıca siyaseten büyük haksızlıklar yaşayan gruplar büyük mücadelelerden sonra elde ettikleri hakları koruyabilmek için büyük gayret göstermişler, ilk fırsatta kanunen kendilerini garantiye alacak düzenlemeleri gerçekleştirmişlerdir. Yapılanlar bunlarla da bitmez. Yaşanan en küçük gelişme bile insanların hafızalarını yeniden tazelemelerine sebep olur.


Bizde ise tablo tam tersidir. Biz hiçbir şeyi geride bırakmıyoruz. Yaşanmış hiçbir kötü hatıramızı hatırlamıyor, düşmanlarımızı ve dostlarımızı an be an değiştiriyoruz. Azıcık güneş açınca karakışları, fırtınaları unutuyor, korunaklarımızı çöpe atıyoruz.


Bizim, geçmişte yaşananları hemencecik unutan bu balık hafızamızla mutlaka yüzleşmemiz gerekiyor. 28 Şubat'ı yargılamak önemli tabii ki ama yeni 28 Şubat'ların olmayacağını kim garanti ediyor? Bugün ortaya çıkıyor ki, Yakamoz'dan, Ay Işığı'ndan, Balyoz'dan Hilmi Paşa'nın dahiyane yönetimi sayesinde kurtulmuşuz. Fakat her defasında bir Hilmi Paşa ortaya çıkar mı?


Artık tablo netleşmiştir. Türk demokrasi tarihine Hilmi Özkök Paşa'nın ismi kesinlikle altın harflerle yazılacak. Çoğu zaman tek başına, 28 Şubat'ın oluşturduğu atmosfer içinde etrafındaki bütün darbecileri akılla ve cesaretle püskürttüğü anlaşılan Paşa'ya hâkim soruyor: "Genç subaylar rahatsız manşetine neden bu kadar tepki gösterdiniz?" diye. Paşa'nın cevabı manidar: "Bu ifade 27 Mayıs'ta slogan olarak kullanılmıştı." diyor. Bu söz bile Hilmi Paşa'nın darbecilere karşı nasıl bir teyakkuz halinde olduğunu gösteriyor.


Biz bu ülkenin çoğunluğu olarak kendimizi kanunen garantiye almış değiliz. Üstelik de yaşadığımız bütün süreçleri sanki hiç yaşamamışız gibi davranıyoruz.


Bugün cesur yürek savcılar ve hâkimler sayesinde devlet içindeki rutin dışı yapılanmalar, darbe girişimleri yargılanıyor. Bunlar güzel gelişmeler. Ancak dünyanın ileri demokrasilerinde böylesine yargılamalar yıllar öncesinde yapıldı ve elinde silah tutanların demokrasilerde duracağı yerler kesin olarak belirlendi. Biz o yargılamaları yeni yeni yapıyoruz ancak henüz yapısal reformlar, yapısal düzenlemeler hayata geçirilmiş değil.


Hilmi Paşa aklıselim ve cesaret ile hayatı pahasına yeni bir 28 Şubat'ın yaşanmasını engelledi. Bize düşen o yaşananları hiçbir zaman unutmayıp yapısal düzenlemeleri bir an önce gerçekleştirmektir.

(Zaman gazetesinden alınmıştır)