ÖYM'ler kapatılmalı mı?
Çünkü kuruluş amacı Türkiye'de demokrasi düşmanlarıyla, darbecilerle, çetelerle filan mücadele etmek olan bu mahkemelerin geldiği nokta pek hoş değil.
Kusura bakmasınlar ama ÖYM'lerin son dönemde aldıkları bazı kararlar ne demokrasi anlayışıyla, ne de çağdaş Türkiye fotoğrafı ile örtüşüyor.
Bilakis yapılan son operasyonlar ve kararlar adeta demokrasiye darbe niteliği taşıyor.
Şimdi eminim bazılarınız diyecek ki; "Yeni mi anladın bunu Sevilay? Biz en başında bunu söylerken sen şak şak yapıyordun ÖYM'lere!"
Katiyen itiraz etmem. Evet. Doğru. Destek verdim. 2008 yılında Veli Küçük ve şurekasına yaptıkları operasyonla başlayan derin devleti çökertme operasyonlarını ayakta alkışladım. Askeri vesayetin bitirilmesi mücadelesinde tasvip etmediğim bazı kararları olmasına rağmen destekledim ÖYM'leri.
Mesela Türkan Saylan'a yapılan operasyon gereksiz ve çok biçimsizdi. Bunu daha o günlerde yazmıştım. Telefon dinlemelerinin, davayla ilgisi olmayan özel hayatların davaya konu edilmesinin yanlış olduğunu daha o günlerde dile getirmiştim ama yine de inancımı kaybetmemiştim.
Çünkü tarihi bir iş yapıyorlardı o dönemlerde.
Bugün yine o günkü noktada olsalar idi emin olun yine desteklerdim.
Ama artık olmaz!
Çünkü bambaşka bir noktadalar. Kokunç hatalara imza attılar. Mesela Hanefi Avcı, Nedim Şener ve Ahmet Şık'ın Ergenekon Davası'na bulaştırılması inanılmaz bir kötülüktü davaya. MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile diğer MİT'çileri 'vatan haini' suçlaması ile savcılığa davet etmeleri, herhangi bir kanıt ortada olmadığı halde 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Cihan Kırmızıgül'e örgüt üyeliğinden 11.5 yıl ceza kesmiş olmaları ise bir rezaletti!
"Demokrasi için mücadele merkezleri" olarak gördüğümüz ÖYM'ler resmen demokrasiye hançer saplama merkezleri haline dönüştü.
Maalesef başladıkları noktadan bambaşka bir noktaya geldiler.
Eski DGM'leri aratmaz oldular.
Bir Nuh Mete Yüksel eksik! O da olsa tam eski kafa ÖYM'ler!
İşte o nedenle kapatılmalıdırlar. Hem de hemen! Vakit keybetmeden...
(Sabah gazetesinden alınmıştır)