Örümcek beyinliler(!)
Mutlu olmak için sebeplerimiz olmaz, doğruyu yanlıştan ayırt etmesini öğrenemez, değer vermenin anlamını bilemezdik. Kısacası, inanmazdık o zaman. İnanacak bir şeyimiz olmazdı çünkü. Sadece inandırılmış olurduk.
Pedagoglar bile, çocuklara yanlış yapma şansını tanımamız gerektiğini söylerken neyi kastediyorlar acaba? Bir de denir, “Bir musibet bin nasihatten hayırlıdır.” İşte, benim anladığım, yanlışlar olmadan doğruların kıymeti bilinmez. Zaten, üzülmeden bir hayat geçiren insan da, mutluluk nedir nereden bilecek? O yüzden, farklılıkların olması en doğal olandır.
Ama bazı insanlar bu farklılıkların değerini bilemiyor. Bilemediği yetmediği gibi, kendi gibi inanmayanı aşağılıyor, hor görüyor. Sırf, inançları ve giyim kuşamı yüzünden hakaret ettiği kişileri, hiç tanımadığı için yapıyor bunu aslında. Bu takındığı tavrı ile de kendi seviyesini ortaya koyuyor, saygısız bir insan olduğunu, giyimi kuşamı yüzünden mimlediği insanların, belki de birçok alanda kendisiyle aynı görüşe sahip olabileceğini göremiyor. Göremiyor da değil aslında, cehaletiyle, anlayışsızlığıyla baktığı için, görmesi mümkün olmuyor. Bu şekilde baktığı sürece olmaz da.
Arkadaşlarım arasında, Türk, Kürt, Müslüman, Hıristiyan, ateist, komünist, sağcı, solcu, hepsi var. Ailemde de var. Babam solcu diye, ona düşman mı olacağım? Kız kardeşim başörtülü diye, onu örümcek kafalı olarak mı göreceğim? Oğlum sağcı diye, onu evlatlıktan ret mi edeceğim? Tabii ki hayır… Bırakın insanlar inandıkları gibi yaşasınlar. Siz de, sizin gibi inanmayan insanlara, seviyenizi düşürerek hakaret edeceğinize, doğru düzgün yaşantınızla örnek olabilmeyi başarın. Saygısızlık yaparak, ancak üzerinize tepki çekersiniz ve asla örnek alınmazsınız, örnek alınmanız gerektiği durumlarda bile. Bunları yapamıyorsanız da sukut edin. Ben şunu öğrendim ki, insanlar ancak inandıkları şekilde yaşayabiliyorsa mutlu olur.
Bazı insanlar İran’ı örnek göstererek, bütün kadınların kapalı olmak zorunda kalmasını baskı ve haksızlık olarak görüyor. Buna rağmen de, tam tersi bir şekilde, Türkiye’de her kadının açık olması gerektiğini savunuyor, başörtülüleri istemiyor. Nerede kaldı adaletiniz? Madem savunduğunuz şey özgürlük, bırakın insanları da istedikleri gibi inansın, istedikleri gibi giyinsinler.
Bence hangi inançtan olursa olsun, bu şekilde düşünen insanlar, karşılarına çıkan karşıt görüşlü olan kişileri tanımak için fırsat verirlerse kendilerine, aslında zannettikleri gibi olmadığını görecekler. Ama bu seçtikleri kişiler de, kendileri gibi bir bakış açısına sahip olan zıt görüşlülerden olmasın. Çünkü her kesimde, böyle bir düşünceye sahip insan topluluğu, mevcut maalesef.
Birbirimizi ötekileştirmeye çalışacağımıza, anlamaya çalışmak, en güzel ve doğrusu olacaktır.
Diyorsanız ki göz zevkimiz bozuluyor, bazıları diyor da. Bakmayın kardeşim… Güzele bakmak sevaptır denir, örümcek beyinlilere(!) değil…
Herkesin de sizin istediğiniz gibi olması mümkün değil zaten.
Sizin gibi düşünen devlet büyükleri, büyük savaşlara imza atıyorlar çünkü!