Bu son derece doğru saptamayı kimin yaptığı tartışmalıdır. Kimine sorarsanız bu mısralar Yavuz Sultan Selim'e aittir.
Kimine sorarsanız Kanuni Sultan Süleyman'a aittir. Doğrusunu isterseniz kim dile getirmiş olursa olsun son derece doğru bir saptamadır.
Yazmaya ilk başladığım dönemler
İlk yazılarım 1970'li yıllarda yayınlanmaya başladı.
Milliyet ve Cumhuriyet gazetelerinin ikinci sayfasındaki (galiba) "Düşünenlerin düşünceleri" başlığı altında yazılarım yayınlanmaya başlamıştı. Aman Tanrım o ne zevkti...
Kelime kelime okurdum. Maazallah bir sözcük yanlış yayınlanmışsa karalar bağlardım.
Derken sanıyorum 1993 yılında Cumhuriyet'in 3. sayfasına yazmaya başladım. Ve doğrusu hiç aksamadı. Bu arada 2005 yılında kalp baypası yaşadım.
Yazılarımı "yedeklediğim" (!) için ortaya bir sorun çıkmadı. Oysaki bu hafta en az beş kez yazıya başlamama karşın bir türlü noktalayamadım.
Şimdi (umuyorum) iyileştim. Moralimi bozmazsam yazılarımı aksatmayacağım.
Daha sonra yaşananlar
Cumhuriyet gazetesinden yolumu kendim ayırdım. Bazı tanışlarım hâlâ inanmazlar ama bir yazıma çocuğum yaşında (ve bilgisi ondan da eksik) genç bir arkadaş müdahale edince müthiş sinirlendim.
Oysaki İlhan Ağabey (İlhan Selçuk) çok istisnai bazı durumlarda telefon açar ve "Toktamış bu sözcük bizi sıkıntıya sokacak gibi görünüyor. Onun yerine bir başka sözcük bulsan" derdi.
Elbette büyük saygı ve sevgiyle düzeltirdim. Oysaki bu kez iş bambaşka bir mecrada oluşmuştu. Sevgili Şükran Soner aramızı bulmak için çok uğraşmıştı. Ve tam "sorunu çözdük" zannederken bir gün sonra yazım tümüyle "makaslanmıştı."
O hafta yeni bir yazı gönderdim elbette. Ve "Hocam yazınız gelmedi" diyenlere de epey sert bir konuşma yaparak Cumhuriyet'le bağımı koparmıştım.
Cumhuriyet benim için okuldu. Allah bilir ilk okuduğum şeyler de Cumhuriyet sayfalarında saklıydı. Bu bakımdan yolumu ayırmak zorunda kalmak beni üzmüştü.
Not: Bazen insan iyileşir ama makine iyileşmiyor. Şu anda benim daktilom perişan olmuş.
Umarım bu hafta sonu yazımda bu tür aksamalar olmayacak.
Kimine sorarsanız Kanuni Sultan Süleyman'a aittir. Doğrusunu isterseniz kim dile getirmiş olursa olsun son derece doğru bir saptamadır.
Yazmaya ilk başladığım dönemler
İlk yazılarım 1970'li yıllarda yayınlanmaya başladı.
Milliyet ve Cumhuriyet gazetelerinin ikinci sayfasındaki (galiba) "Düşünenlerin düşünceleri" başlığı altında yazılarım yayınlanmaya başlamıştı. Aman Tanrım o ne zevkti...
Kelime kelime okurdum. Maazallah bir sözcük yanlış yayınlanmışsa karalar bağlardım.
Derken sanıyorum 1993 yılında Cumhuriyet'in 3. sayfasına yazmaya başladım. Ve doğrusu hiç aksamadı. Bu arada 2005 yılında kalp baypası yaşadım.
Yazılarımı "yedeklediğim" (!) için ortaya bir sorun çıkmadı. Oysaki bu hafta en az beş kez yazıya başlamama karşın bir türlü noktalayamadım.
Şimdi (umuyorum) iyileştim. Moralimi bozmazsam yazılarımı aksatmayacağım.
Daha sonra yaşananlar
Cumhuriyet gazetesinden yolumu kendim ayırdım. Bazı tanışlarım hâlâ inanmazlar ama bir yazıma çocuğum yaşında (ve bilgisi ondan da eksik) genç bir arkadaş müdahale edince müthiş sinirlendim.
Oysaki İlhan Ağabey (İlhan Selçuk) çok istisnai bazı durumlarda telefon açar ve "Toktamış bu sözcük bizi sıkıntıya sokacak gibi görünüyor. Onun yerine bir başka sözcük bulsan" derdi.
Elbette büyük saygı ve sevgiyle düzeltirdim. Oysaki bu kez iş bambaşka bir mecrada oluşmuştu. Sevgili Şükran Soner aramızı bulmak için çok uğraşmıştı. Ve tam "sorunu çözdük" zannederken bir gün sonra yazım tümüyle "makaslanmıştı."
O hafta yeni bir yazı gönderdim elbette. Ve "Hocam yazınız gelmedi" diyenlere de epey sert bir konuşma yaparak Cumhuriyet'le bağımı koparmıştım.
Cumhuriyet benim için okuldu. Allah bilir ilk okuduğum şeyler de Cumhuriyet sayfalarında saklıydı. Bu bakımdan yolumu ayırmak zorunda kalmak beni üzmüştü.
Not: Bazen insan iyileşir ama makine iyileşmiyor. Şu anda benim daktilom perişan olmuş.
Umarım bu hafta sonu yazımda bu tür aksamalar olmayacak.
(Bugün gazetesinden alınmıştır)