“Öldürüldü” denilince...
Özal’ın mezarını açıp bakacaklar...
Kim öldürdü?..
*
Ama 42 derece Urfa sıcağında 350 kişilik yere 1150 kişiyi doldurdular...
Havlu kadar yere iki kişi düştüğü için oturma sırayla... Öbür sıra iki günde bir geliyor, banyo sırası değil, uyuma sırası...
Sonunda ateş yakıp birbirlerini içine attılar (!) ki yer açılsın...
Onları kimin öldürdüğü anlaşılamadığı için “gerekli araştırmanın yapılmakta olduğu” açıklandı...
Ne araştıracaksınız?..
Ecel...
*
Mesela Ecevit...
Başbakan idi...
Her gece televizyonda olduğu için, milletin gözü önünde eridi... Hastalığının seyrini herkes gözüyle gördü...
Ama “öldürüldü” dediler...
Niye eceliyle ölmediğinin sebebi anlaşıldı; öldüreni (!) tutukladılar:
Prof. Dr. Mehmet Haberal...
*
Diyelim ki Engin Çeber’in cezaevinde işkence kanıtları var...
Bedeni yara içinde...
Tüm Metris işkence seslerini duydu...
Hücrede değil de sanki Beyoğlu’nda öldürülmüş gibi yapanlar bulunamadı...
Demek ki kendi kendine işkence yaptı...
Belki kendi kafasının üzerine oturmuştur...
Ecel yani...
*
Muhsin Yazıcıoğlu...
Helikopteri düştü, tipiden üç gün gidemediler... “Yerden bile gidilemiyorsa, havadan nasıl gidilir” diye sormak kimsenin aklına gelmedi...
Hava izleme sistemine 1.5 milyar yatırıldığı için, ilk sinyali jandarma çavuşunun Çin malı telefonundan aldılar üçüncü gün...
Genel kanı: Öldürüldü...
*
Çayan Birben...
Burnuna biber gazı sıktılar...
“Yapmayın, ben astım hastasıyım, ölürüm” dedi...
Düştü...
Herkesin gözü önünde öldü...
“Kesin tanı konulamadı” dediler...
Belli ki ecel...
*
Gökten ölüm haberleri yağıyor...
Durduğu yerde ölenler...
Bir türlü ölemeyenler...
Artık kim nasıl ölür, siz bilirsiniz...
Azrail’den betersiniz nasılsa...
(Cumhuriyet gazetesinden alınmıştır)