N’olcek şimdi?

Cumhuriyetçi Türk Partisi süreyi doldurmadan havlu atıp hükümet kurma görevini iade edebilir mi? 

Niye etmesin ki? 


Tamam siyasi partiler iktidar olmak için kurulurlar da ille de her koşulda üç-beş oy fazla alındı diye iktidar olunacak diye bir şart da yok. 


Demokrat Parti-Ulusal Güçler ile mektuplaşma süreci flört aşamasına bile gelemeden akamete uğradı, vuslat başka bahara kaldı diyeceğim, diyemiyorum. Vuslat bir önceki dönemde olmuştu, olsa olsa şimdi nikâh tazelenecekti, DP eski ihaneti hatırlayıp şartlar, şurtlar eşit etkinlik falan istedi, CTP yiyemedi… Olay bu. 

Kimse DP’yi suçlamasın. Rüzgar eken fırtına biçer. Özgürlük ve Refeorm Partisi ayıbını ne ben yaptım, ne de başkası… Denktaş ailesini iktidardan uzaklaştırmak amacındaki Ankara’daki erk sahipleriyle işbirliği içinde CTP yapmadı mı o işi? Ne demişler, hurmalar gün gelir tırmalar. 

DP-UG’nin öne sürdüğü şartlardan daha azını mı talep edecek Ulusal Birlik Partisi? Zaten ezeli düşmanlık nedeniyle UBP ile görüşmeye giriyorum bile diyemedi bir türlü CTP, dansöz oldu kıvırtıyor kaç gündür. Siyaset bu, dün düşmanca tavırlar içinde olabilirsiniz, şartlar öyle getirir bugün işbirliği içine girmeniz kaçınılmaz olur. Onun için değil mi ki “devlet yönetiminde küslük olmaz” sözü söylenir hep? 


CVTP şimdi “tabanın” görüşünü alıp, ne yapacağına karar verecekmiş. Pazartesi gününe, yani bugüne kadar, yeni bir yol haritası tespit edecekmiş. Kolay gelsin. Yapılacak iş belli. Ya DP ile, ya da UBP ile, ya da daha fantastik olsun diye DP, UBP veya Demokratik Toplum Partisi’ni içine alacak üçlü koalisyona gidilebilinir. Sanki çok alternatif varmış da üzerinde kafa patlatılması gereken çok girift bir durum varmış da düşünecek, tabana soracakmış beyler. 

Kolay gelsin. 

Tabii ki tabana sormak, görüş almak önemli ama siyasi liderlik böyle sıkıntılı dönemlerde rehberlik yeteneği ile ölçülür. Mevcut CTP yönetimi elini taşın altına koymadan iktidar olmayı tercih etmeye çalışıyor, olmuyor. Nihayette koalisyonu parti tabanı kurmayacak, parti yönetimi ile diğer partinin yönetimi kuracak, tabanlar onaylayacak veya en azından katlanacak. Ne onaylıyor ne de katlanıyor ise o zaman demek ki parti liderliğine karşı tabanın güvensizliği vardır, acilen kongreye gidilip yönetim değiştirilmeli. Yani, at ve arabanın yeri böyle olmalı. 


İdeal koalisyon formülü başından beri belli esasında. Ankara da öyle istiyor. Kıbrıs Türk halkının çıkarı da orada. Bir yandan görüşmelerin çok önemli bir kavşağa evirildiği, yaşamsal önemde gelişmelerin beklendiği, diğer yandan da Türkiye rehberliğinde – kibar olmaya çalışıyorum, anlayın – uygulanmaya çalışılan ekonomik yeniden yapılanma programının geldiği aşama güçlü bir hükümetin yararlı olacağını hatta gerekli olduğunu açıkça ortaya koyuyor. 

Yaşanılan gelişmeler KKTC’de artık başkanlık sisteminin zamanının geldiğini gösteriyor. Gerek sol gerekse sağ cumhurbaşkanlığı görevini yaparak, başkan-başbakan çatışmaları yaşayarak bu sistemin neden değişmesi gerektiğini gayet iyi öğrendi. Şimdi bu anomalinin ortadan kaldırılması, KKTC’yi yeni evreye taşıma zamanıdır. 

Diğer yandan, Rum tarafı bir adım atmaya olur ya karar verirse birlik içerisinde Türk tarafı iki hatta üç adım atarak çözümü zorlamalıdır. Sağcısıyla solcusuyla artık KKTC’de herkes çözümün ne kadar yaşamsal önemde olduğunu her halde kabul ediyordur. 


CTP bu yolu yürüyebilir mi? Zor. UBP korkusuyla daha doğrusu fobisiyle o kadar takıntılı ki CTP doğru değerlendirme yapabilme imkânına sahip değil. Sarayönü’nden ötesini göremeyen danışmanları ve kalemşörleri ise adeta kılavuzu karga olanın özdeyişindeki gibi koydukları katkıyı da unutmamak lazım. 

Nihayette bazı sığ kişiliklerin umduğu gibi hükümet meselesi en olmayacak, olmaması gerek şekilde çözüme gidecek gibi görünüyor. Sanki birileri UBP ile DP’nin ve DTP’nin üçlü fantezi hükümetini zorlamak istiyorlar gibi. 

Olur, siyasette her şey olabilir öyle üçlü bir hilkat garibesi de ortaya çıkarılabilir. Ama öyle bir gelişme bırakın bu partilere bir katkı koyamayacağını, Kıbrıs meselesine veya Kıbrıs Türk halkına ne fayda sağlayabilir? 


Çok mu karamsarım acaba?

(Star Kıbrıs'tan)