Bize Antalya kadar yakındalar.
KKTC ile yarım saatlik bir uçuş mesafesindeler.
Abluka altındalar! Ambargo ne anlama gelir en az Kıbrıslı Türkler kadar çok iyi bilmekteler.
Yaşadıkları toprak parçası bir ada değil ama dünya ile ilişki olanakları bir adada yaşamaktan çok daha zor.
Suçları "Filistinli" olmak!
Bırakın "bağımsızlığı" sadece kendilerini "inim, inim inleten" İsrail'de bile "en kötü koşullarda çalışmaya gitmek" yasak onlara.
Dünya kamuoyunun gönderdiği "süt", "gofret" ya da "bonbon" ulaşamaz Filistinli çocuklara. Aynı şekilde ilaçların verilmesi yasaktır Filistinli hastalara.
Hepsine el koyar İsrail.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi şimdi de "bombalanmak" Filistinli çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve hastalar.
"Kendini savunmak" savunması ile hedef alabilmekte sivilleri İsrail!
Bize yarım saat uzakta bir toprak parçasında hava ve kara operasyonları ile bir halk inim, inim inletilmekte. Denizden ise abluka altında. Sadece yarım saat uzağımızda olup, bitmekte her şey.
Türkiye'de dün "bitişine insanlık adına sevindiğimiz" açlık grevleri söz konusu olduğunda çok hassas olan sivil toplum ve de onun parçası "her zaman mazlumun yanında oldukları iddiasında olan" sendikalar ise "görmüyor ve duymuyorlar" olanları galiba.
Mağosa'da "bu zulma seyirci kalamayan" bir avuç öğrenci sahip çıkarken Filistin'in insanlarına Lefkoşa'da "neredeyse miting yapmak için her sebebi kullanmaya meraklı olanlar" Filistinliler'i sanırım o kadar "değerli bulmamaktalar".
Doğrudur: "solculuk" söz konusu olduğunda "mangalda kül bırakmayanların" sevdiği o eski "marksist-leninist" Filistinliler yok artık. Onlar için yürünür ve "İsrail'e kafa tutulurdu".
Sadece "müslüman" olan Filistinliler söz konusu olduğunda "gerisi teferruat" olmuyor anlaşılan.
Rum Kesimi'nde de eskiden "Filistin Halkının devrimci mücadelesine" her türlü destek veren AKELci "komünistler" günümüzde "gaz ve petrol ilişkileri" nedeniyle olsa gerek "Filistin halkı" için "kıllarını bile kıpırdatmamaktalar".
KKTC'de "insan hakları" söz konus olduğunda "nutuk atmaya bayılan" bazıları için sanırım "Filistinliler eğer Türkiye cezaevlerinde açlık grevi yapmıyorsa" önemsizler.
Rum Kesimi'nde "Türkiye'ye karşı açlık grevi yapanlar" ile "insan hakları adına" her türlü dayanışma içinde olanlar Filistinliler ile değil "müttefikleri İsrail" ile dayanışmayı tercih etmekteler.
Bu mu "insan haklarına sahip çıkmak". Bu "insan hakları" sadece "bizden insanlar için mi geçerli" ve "bizden olmayanlar" katledildiğinde "umurumuzda değil mi?"
Yarım saat uzağımızda "çoçuklar, kadınlar, yaşlılar" onlarca sivil ölmekte.
Sadece Filistinli oldukları, sadece müslüman oldukları ve de sadece "kendi toprakları üstünde insanca yaşayabilmeyi arzuladıkları" için sözde "kendini savunan" İsrail tarafından tamamen savunmasız bir şekilde hedef alınmaktalar!
Sahi nerede "bizim o insanları çok seven" ve insan hakları adına gerektiğinde meydanlara koşan "insan hakları savunucularımız"? Lefkoşa'nın güneyinde ve kuzeyinde "kayıplar"!