“Anadolu mayası”na zehir zerk ediliyor. Nerede millî aydınlarımız? Niçin ses vermiyorlar? Niçin kendilerini ifade etmiyorlar?
PKK’nın vuruşlarına, sağ liberallerin yaygaralarına ve bu güruhu rehber edinen İslâmcılıkları kendilerinden menkul “soysuz” makulenin ifsatlarına karşı koyamayan millî aydınlar sadece yazmakla yetiniyorlar. Allah bilir, çoğu artık ümidini kesmiş, hükûmetin politikalarına kendilerini teslim etmiş, başlarını kuma gömüp yazmaktan bile vazgeçmiştir.
İçi içini yiyenler, ne olacak hâlimiz diyenler, vuranların, yaygaracıların, ifsatçıların politikalarına teslim olan hükûmeti gafletten uyandırmak için ne yapıyorlar?
Türkiye Günlüğü’nün 112/Güz 2012 sayısındaki makaleler, ülkemizde nelerin yaşandığını ve neler yapılması gerektiğini ortaya koyacak nitelikte...
Özellikle Prof. Dr. Süleyman Hayri Bolay’ın şu makalesi: “Ahmet Yesevî’nin Kelamının Günümüze Yansıması: Anadolu’ya ‘Anadolu Mayası’ veya Yeni Bir Anadoluculuk Getiren Yalçın Koç (1950-)” (Cumhurbaşkanı, Başbakan bu makaleyi okumamış ki, “vatandaşlık” gibi ruhsuz kimliği dile getirebiliyor!)
Prof. Dr. Şeref Ünal’in, “Açlık Grevleri, Anadilde Savunma ve Eğitim” makalesini yine Cumhurbaşkanı, Başbakan okumamış ki, “Anadilde savunma” kanunu çıktı!)
Süleyman Hayri Bolay Hoca, Prof. Dr. Yalçın Koç ve onun formüle ettiği “Anadolu Mayası”na dikkati çekmek için bu makaleyi kaleme almış.
Yalçın Koç, “Anadolu Mayası-Türk Kimliği Üzerine Bir İnceleme” (2007) kitabını yazmış. (Dün bahsettiğim gibi, Kütüphaneye gidip bir türlü okumaya fırsat bulamadığım “Türkiye Günlüğü”ne göz atmasaydım Prof. Dr. Bolay’ın makalesinden ve Yalçın Koç’un bu eserinden geç haberim olacaktı. Avcılar Halk Kütüphanesi Müdürü İhsan Telek Bey gayretli... İnsanları kütüphaneye çekmek için çok çaba harcıyor.)
Konuyu bölmek istemiyorum. Prof. Dr. Yalçın Koç’un “Anadolu Mayası”na, Doç. Dr. Kemal Üçüncü’nün, belki birbirinden habersiz, aynı şeyi tarif etmek istediği “Türk kültür havzası”na, yarın ve sonraki günler devam edeceğim.
“Nerede millî aydınlar?” diye sordum... Maya sağlam; ne kadar zehir zerk etmek istesen kolay kolay bozulmaz ama nereye kadar?
Vurucuların, yaygaracıların, ifsatçıların sözü dinlenirse bir yerde bozulma başlayacaktır. Millî aydınlarımızın ne yapması gerektiğini kendimce anlatacağım.
(Yeni Çağ gazetesinden alınmıştır)