Ne değişir?

Özel yetkili mahkemelerle ilgili değişiklik yapılsa da terör tanımı değişmedikçe bir şey fark etmeyecek.

Protesto gösterisine katılan lise öğrencisi de, hakkını aramaya kalkışan işçi de, yazdığı yazı bilmem ne örgütünün fikirlerine benzeyen gazeteci de, hatta bunların akrabaları ve arkadaşları da örgütlü suç kapsamına rahatlıkla sokulabiliyor çünkü.

Bunlar aslında bugünaskeri vesayetle mücadele ettik dense de askerlerden kalma yasalar değil mi? En çok geçmişte onların desteklediği yasalar değil mi?

Çünkü ancak bu türden yasalar sayesinde terörle mücadelede rahat hareket edebileceğini ve caydırıcı olacağını düşünen devlet, asla bu düzenlemelerden vazgeçmek istemiyor.

Elinde böyle yetkiler olan güvenlik gücü veya adli merciler de bunlardan vazgeçmek istemeyecektir tabii...

Aynı şekilde kendi politikalarına uymayan herkesi bir biçimde sindirebilecek yasalar elinde olan hükümet bundan neden vazgeçsin?

***

Geçmişte de aslında DGMler hükümetler istediği için değil, yurtdışından gelen zorlamalarla kaldırıldı. Kaldırılmadı da makyaj yapıldı, isim değişti.

Şimdi de farklı bir şey olmaz.

Özel yetkili mahkemeler, dokunulmaz sanılan kişilere dokunabiliyor diye bir düşünce var.

Ama geçmişten bugüne bu mahkemelerin verdiği kararlar hep tartışıldı. Hep intikam duyguları yarattı.

Önce şüpheli görülenleri toplayıp sonra delil bulmaya çalışmak eski bir alışkanlık. Üstelik şimdi telefon dinlemeler, ortam dinlemeler, bilgisayar kayıtları gibi elektronik veriler de toplanıp delil olarak dosyaya konuluyor. Suçlanan kişilerin bu görüşmeleri, bu elektronik ortam dosyalarını açıklaması bile uzun bir zaman alıyor. Ayrıca bunların geçerliliği de tartışmalı.

***

Aslında sıradan bir dava bile oldukça uzun sürerken, yüzde yüz bitmiş davaların bile hepsi temyize giderken, insanlar yıllarca basit bir alacak verecek davasını sürdürmek zorunda kalırken örgütlü suç davalarının söylendiği gibi hızlı bitirilmesi imkânsız.

Herkes de biliyor ki yüzlerce kişinin topluca dahil edildiği, on binlerce sayfalık iddianamenin, bilirkişilere gidip gelen delillerin bulunduğu bir dava yıllar boyu sürecektir.

Geçmişte 30 yıla varan davalarda evinde kitap bulunduran, örgüt afişiyle ya da Che Guevara posteriyle yakalananların bile örgüt üyesi olarak adlandırıldığını biliyoruz. Şimdi de değişen bir şey yok aslında. Zanlıların bunca zaman tutuklu olarak hapiste tutulmasının asıl nedeni, zaten çoğu zaman pek bir şey çıkmayacağı belli davalarda önceden ceza vermek. Devlete karşı bu tür suçlara kalkışacaklara da gözdağı verebilmek.

Onun için şekil değiştirmenin fazla bir anlamı yok. Önemli olan yargının, polisin ama her şeyden once de devletin suça ve suçluya bakışını değiştirmesi

(Cumhuriyet gazetesinden alınmıştır)