Kapalı Maraş bölgesinde, 1031 parselden müteşekkil 1,105 dönüm, 3 evlek, 2,661 ayak kare’lik yerin Lala Mustafa Paşa, 1,472 adet parselden oluşan 2,743 dönüm, 0 evlek, 1,018 ayak kare’lik yerin Abdullah Paşa ve Evkâfın mülkiyetinde kalan 1 dönüm, 2 evlek, 452 ayak kare’lik yerin 1 evlek, 1663 ayak kare’sinin (582,59 metre kare) de Bilal Ağa vakıflarına ait olduğu kesin olarak ortaya çıkmıştır.
Kapalı Maraş’ta “icareteynli” ve “arazi-i mevkufe tahsisat” statüsünde vakıf taşınmaz mal bulunmamaktadır. Bilal Ağa Vakfı’na ait 748 ayak kare’lik (69,50 metre kare) 192 numaralı tek parselden başka istibdal edilen gayrimenkul de mevcut değildir.
O halde, tamamen vakıf arsa ve arazilerden oluşan taşınmazlar üzerine kurulan Kapalı Maraş’ta vakıf mallan nasıl ve ne şekilde özel mülke dönüşmüştür? Bu dönüşümün yasal dayanakları ve kabul edilebilir zeminleri var mıdır?
Kapalı Maraş’ta meydana gelen mülkiyet intikalinin Osmanlı dönemi vakıf mevzuatında olmadığı gibi İngiliz İdaresi döneminde yürürlüğe konulan hukukî düzenlemelerde de yasal bir dayanağı yoktur.
İngiliz İdaresi döneminde Kapalı Maraş başta olmak üzere, Mağusa çevresinde yer alan vakıf araziler üzerine mutasarrıfları veya işgalciler tarafından inşa edilen bina, dikilen ağaç ve kazılan kuyular, bu kanunsuz eylemi yapan kişilerin mülkiyetine kaydedilmiştir. Maraş toprağında ilk hukuka aykırı uygulama budur. Vakıf mallan üzerine kaçak olarak yapılan bina sayısı 1900’lerin başında 648 iken, daha sonraki dönemlerde bu sayı hızla artmıştır. Kapalı maraş’taki tapu kayıtları üzerinde yapılan KIVABİS sorgulaması sonunda elde edilen verilere göre, 2,047’si Abdullah Paşa Vakfı’na, 206’sı Lala Mustafa Paşa Vakfi’na ait olmak üzere toplanı 2,253 adet, zemini arazi-i mevkufe, üzerindeki muhtesatın mülk olduğu kayıt tespit edilmiştir. Orijinal belgelere dayalı ve objektif kriterlere uygun olarak yapılan araştırmalar sonunda ulaşılan bu sonuç, Kapalı Maraş’ta bulunan vakıf malların nasıl mülke dönüştürüldüğünü gözler önüne sermektedir.
Vakıf mallarının özel ve tüzel kişilerin mülkiyetine geçirilerek tasfiyeye tabi tutulması temel ilke olarak kabul edilince, kuralsızlık kural haline gelmiştir. Tasaruf edilen yerin icareteynli veya arazi-i mevkufe tahsisat kapsamında olup olmadığına ve hangi statüde kiralandığına bakılmaksızın, her ne şekilde olursa olsun bir vakıf taşınmazın kullanım hakkına sahip olan her mutasarrıf, o vakıf taşınmazın maliki sayılır hale gelmiştir.
Kıbrıs Adası’nın bazı yörelerinde gerçekten hukuka uygun bir şekilde icareteyne çevrilen vakıf malları bulunmaktadır. Arazi-i mevkufe tahsisat statüsünde olan ve sadece geliri bir hayır cihetine tahsis edilerek kurulmuş vakıflar da mevcuttur. Gerçek manada icareteyne çevrilmiş veya hakikaten arazi-i mevkufe tahsisat statüsünde olan yerlerin Mal Dönüşüm Yasası ile mülke tahvil edilmesi belki kabul edilebilir. Fakat Maraş’ta bu statüde bir vakıf kaydı mevcut değildir. Buradaki mülke dönüştürme işlemleri yasal dayanaktan yoksundur.
Tapu kütükleri ve koçanlar üzerinde hukuka aykırı olarak, özel şahıslar lehine yapılan değişiklikler yok hükmündedir. Alınacak kayıt düzeltme kararlan doğrultusunda, en temel haklardan olan mülkiyet hakkını ihlal eden bu hukuk dışı tahrifat düzeltilerek Kapalı Maraş'taki taşınmazların esas mal sahibi vakıflar adına tescil edilmesi gerektiği değerlendirilmektedir..... [Kaynak: Dr. Nazif Öztürk, II. Aşama II. Dönem Raporu, 2013] … (devam edecek)