Bu, şiddetli kasırgaların, çılgın tufanların, dipsiz okyanusların gezegeni görkemli Neptün. Dünyanın dört katı büyüklüğünde, ondan on yedi kat daha ağır bir başka gezegen. Dünya denen gezegen insanoğlunun yaşam formuna uyum sağlayan bir yerdi. Oysaki Neptün de diğer gezegenler gibi çok başka yaşam formlarına ev sahipliği yapıyordu. Dışardan bakıldığında korkunç derecede haşin gözüken atmosferinin altında, bir bebekten farksız mışıl mışıl uyuyan göz kamaştırıcı saf ve duru sular vardı. Öfkeli yüzünün aksine sonsuz nezaketi ve güzelliği barındırıyordu.
Esip gürleyen, buz gibi, dipsiz bir kuyu olan bu hevesli gezegenin bize anlatacak mistik hikayeleri de vardı.
Selkie ve Kelpie’lerin, Banshee, Huldra ve Puca’ların aynı vatoz şehirlerde yaşadıkları ölümsüz sular diyarı vardı. İlk grup okyanusun dipsiz derinliklerinde yaşarken, Finfolk denilen kasvetin ve karanlığın büyücüleri suya girmelerinin yasak olduğu toprak bölgelerde hüküm sürüyorlardı. Gri, sert hortumların jet akımlarla kol gezdiği bir gökyüzü ve toprakları vardı. Onların yaşam alanları karanlık, buz ve kasvetten ibaretti. Ölümsüz sular onlar için sonsuza dek güçlerini kaybedecekleri saf ve temiz sulardı.
Vatoz şehirlerde yaşayan diğer varlıklar ise ölümsüz sularda güzelliklerle dolu en barışçıl ortamda yaşıyorlardı. Öyle ki onlara bahşedilen dondurucu nefesleri sayesinde her vatoz yılı dolduğunda, suyun altında biriken nefes kabarcıklarıyla yeni doğanlar için bir vatoz şehri kuruyorlardı. Bir vatozdan diğerine ulaşmak için de eskimiş tünelleri onarıyor, yeni vatoz tünelleri yapıyorlardı.
Bir gün vatoz halkından bir canlı, kendilerinden başka yaşamlar olup olmadığını düşündü. Önceleri düşünemeyenlerdendi. Düşündüğü an içine yayılan o sıcak his bir an evvel yukarıya açılan bir aralık bulmasında ısrar ediyordu. Vatoz halkından olan bu duygusal ve naif yaratık bir Neptün gecesinde kendini gizli tünellerin birinde buldu. Bu, Kelpie ırkından olan bir Nuggies idi.
Nuggies bir süre görkemli gecede suyun ışıltısını izledi. Gövdesinin iki yanına düşen parlak yelesi suyun hareketiyle dalgalanıyordu. O sırada Neptün’ün en güçlü uydusu olan Triton tüm heybetiyle patlamaya başladı. Püskürttüğü buz volkanları uzayın koyu boşluğunda öfke nöbetleri geçirmekteydi. Volkanlardan birinin öfkesi Finfolkları aşıp Neptün’ün ölümsüz suyuna isabet etti. Suda dev dalgalar meydana getirdi. Her bir dev buz dalgası daha da devleşerek bir diğerini oluşturdu. Ancak eşi benzeri görülmemiş bu heybetli gösterinin tek seyircisi o gece vatoz tünelinde düşünmeye başlayan küçük Nuggies idi.
Dev bir buz dalgası onu tünelinden çıkarttı ve tüm gücüyle yüzeye fırlattı. Yelesi ve at kuyruğu haşin kasırganın ortasında savrulup duruyordu. Onu fark eden bir Finfolk hiç zaman kaybetmeden bir Selkie kılığına girdi ve yanına gidip onu kandırdı. Ona hileyi ve diğer yaşamları öğretti. Bilinmeyen uzun bir Neptün zamanından sonra Dünya’da ilk durağı olan İskoçya’nın Ness Gölü’ne (Loch Ness) gönderildi. Gölün suyunda hileler yaparak başka canlıları kandırdı ve asırlar boyu çoğaldı. Her Nuggies çoğaldıkça kendi sularını seçti. Böylece dünyanın her yerine eşit miktarda dağıldılar. Belli bir zamandan sonra Neptün’ün kara büyücüleri Kelpie’lerin (nuggies) üzerlerine kasvet ve kötülük saldılar. O kara tufan büyüsünden sonra artık hiçbir Kelpie ıslah olmadı. Göl kenarlarından geçen insanları kandırıp suyun altındaki evlerine götürmeye başladılar. Genç kızları kandırmak için çok yakışıklı erkeklerin kılıklarına girdikleri söyleniyordu. Bazen de çok güzel beyaz bir at kılığına giriyorlardı. Atı görenler üzerine bindiklerinde ise Kelpie suya dalıyor ve onları boğarak evine götürüyordu.
Onları durduracak tek şey; atın sırtına atladığınızda anında bağlamanız gereken yularıydı. O zaman Kelpie sizin emrinize giriyor ve yeteneklerini istediğiniz şekilde yönetebiliyordunuz. Birde insan kılığına girmiş bir Kelpie’nin değiştiremediği tek şey yine yelesidir. Bazen yelesini bir at kuyruğu yapar ve arkasından bağlar.
Efsaneye göre Neptün, Roma mitolojisinde denizler, depremler ve atlar tanrısıdır. Dünya paylaşımında Jüpiter’e gökler, Plüton’a yeraltı, Neptün’e de denizler verilmiştir.