Muharrem İnce’nin yolu; Macron tipi “Yürüyüş” hareketi

CHP’nin eski Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, hakkında çıkan “Yeni parti kuracak” iddialarını kesinlikle yalanlamadı ve artık lafı alıp yürüdükten sonra “Bu süreçte hiçbir gazeteye, haber ajansına konuşmadım, açıklama yapmadım. Memleket için doğru olduğuna inandığım bir karar aldığımda kararımı açıklarım” diye Twitter hesabından bir açıklama yaptı. İnce bu açıklamasında bile parti kuracağı yolundaki iddiayı reddetmedi. Zaten bu baştan belliydi. Yalçın Bayer’in Hürriyet’te bu gelişmeyi ilk dillendirdiği gün TV100’de katıldığım Güne Bakış programında sunucu Emre Buga bana soruyu yöneltirken “İnce’nin danışmanlarını aradık, ısrarla yeni parti iddiasını sorduk ama yalanlamadılar” deyince anladık ki iş ciddi.
Şu kadarı artık net.
Muharrem İnce Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 31 oy almasına rağmen, CHP’de artık bir geleceğinin olmadığını anladı. İnce’yi zaten istemeye istemeye aday gösterip ittifakları bile devreye sokmayan Kemal Kılıçdaroğlu, onu unutulmaya terk etti. Muharrem İnce bu taktiğin farkında. Kemal Kılıçdaroğlu adam kullanmakta öyle usta ki önce Tuncay Özkan’a çıkarttırdığı tezvirat ile Muharrem İnce’nin Külliye’ye gittiği şaibesini ortaya attı, ardından elini kızgın patatese değdirmeden Canan Kaftancıoğlu vasıtasıyla Tuncay Özkan’ı tasfiye etti.
Anladığım kadarıyla Muharrem İnce bu itibar suikastı ve “unutturulma” tezgâhına karşı elindeki kozları kullanmaya kararlı. 
Çünkü İnce kendisini destekleyecek hatırı sayılır bir kitlenin olduğuna inanıyor. Sözcü gazetesinde yer alan kulis haberine göre de zaten yakınlarına bu ihtimalden söz ettiği anlaşılıyor.
Muharrem İnce CHP dışındaki yeni yolunda başarılı olabilir mi?
Bu konuda farklı düşünceler var.
Benim fikrim, eğer aklını kullanmaz ya da danışmanlık desteği ile bir strateji belirlemezse Muharrem İnce’nin, CHP tabanını etkileyebilecek “Şimdi partinin oyunu bölmeyelim” görüşüne kurban olabileceği yönünde. İnce’nin bu ihtimali aşabilmek için belli kozları var, onları sıralayacağım ama bir başka seçenek yine parti içinde sıkça dillendiriliyor. CHP içinden konuştuğum bazı isimler Muharrem İnce’nin, en az yüzde 10 oy almayı hedeflediği parti ile Kemal Kılıçdaroğlu’na baskı yapmak ve 2023 seçimi öncesi yapılacak kurultayda CHP’nin başına geçerek Cumhurbaşkanı adayı olmak amacında olduğunu söylüyor.
Peki, Kılıçdaroğlu, İnce’nin bu kozuna aldırmaması durumunda ne olur.
İnce’nin bundan sonra izleyeceği yol belli:
Macron’un yolunu izlemek ve 2023 yılında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmak.
Macron ne yapmıştı hatırlayalım.
Fransa’nın eski Cumhurbaşkanı François Hollande’ın Ekonomi Bakanı olarak adını duyuran Emmanuel Macron, merkez sağ Cumhuriyetçiler ile sol cephe arasına sıkışıp kalmış kitleleri arkasına almak için En Marche (Yürüyüş) adlı hareketi başlattı. 16 Kasım 2016’da kurulan En Marche kısa sürede büyük ilgi gördü ve geniş kitlelerin umudu hâline geldi. Nitekim beklenen oldu ve Macron “partisiz” bir aday olarak katıldığı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde her iki kesimin de oylarını toplayarak yüzde 65 gibi ezici bir çoğunlukla Cumhurbaşkanı seçildi. Macron’un En Marche hareketi daha sonra partileşti ve birkaç ay sonraki genel seçimde ittifak yaptığı Demokrasi Hareketi (MoDem) ile birlikte 577 üyeli Ulusal Meclis’te 350 sandalye ile çoğunluğu sağladı. İlginç olan şuydu ki Macron’un partisi yalnızca yüzde 35 aldı.
Ancak Fransa’dan farklı olarak Türkiye’de milletvekili seçimleri Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle aynı tarihte yapılıyor. Bu yüzden İnce’nin Macron gibi bir Yürüyüş Hareketi başlatsa bile bunu tez zamanda siyasal partiye dönüştürmesi zorunlu görünüyor.
Tabii 100 bin imza İnce için cepte sayılabilir.
Kısaca Muharrem İnce belki partisiyle milletvekilliği seçimlerinde çok fazla varlık gösteremeyebilir ama Türkiye açısından “seçeneksiz” olduğunu kanıtlayabilirse Tayyip Erdoğan’ın karşısına pekâlâ çıkabilir. Hele Kemal Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakı adayı olarak Abdullah Gül ya da Ali Babacan ikilisinden birini Cumhurbaşkanı adayı olarak pişirmeye çalışacağı dikkate alınırsa.
Lakin burada Muharrem İnce’nin nasıl bir siyaset ve gelecek stratejisi ortaya koyacağı önemli.
1-Bir kere kendisini ve partisini diğer siyasi partilerden ayrıştırıp “Ne sağ, ne sol” mesajı vermesi önemli. Sosyal devlet politikalarında alternatif çözümler üretebilmeli.
2-Genç, okumuş, kazanmak isteyen, geleneksel siyasetten usanmış kentsoyluları kendisine çekmeyi başarmalı.
3-Büyük kentlerin çeperlerinde yaşayan, yeni teknolojileri seven, toplumda dışlanmaktan bıkmış gençliği kendine çekebilmeli. Bu gençleri ekibine katabilmeli.
4-Din eksenli kutuplaştırmalardan siyasetini uzak tutmalı. Çünkü iktidara yönelik her eleştiri, bu kutuplaşmaya kurban edilebiliyor.
5-Memleketin ulusal meselelerinde ve bağımsızlığında Erdoğan’ın yürüttüğü dış politikayı küresel güçlerin ekseninde eleştirmemeli, somut öneriler ve katkılar sunmalı.
Evet, Türkiye’nin mevcut siyasi haritasında kendini ve partisini farklı bir yerde konumlandırabildiği takdirde, Muharrem İnce Erdoğan’ın ciddi bir rakibi hâline gelmekle kalmayıp CHP yönetimine de önünde diz çöktürür.
(Türkiye'den)