Muhalefet de millettir!


Önce MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli konuştu. Kükredi âdeta... Sonra Recep Tayyip Erdoğan Ak Parti Grubu’nda kürsüye çıktı.
Her iki parti de bambaşka yollarda...
Bahçeli diyor ki:
 “Türkiye adım adım tasfiye olmakta, Türk milleti yavaş yavaş zehirlenmektedir. Çözüm sözleri, barış ezberleri varlığımızı birliğimizi harap etmeye ayarlı saatli bir bombaya dönüşmüştür. Geçmişte her çözüm denildiğinde bir insanımızı yitirdik, bir toprağımızdan olduk. Bunlardan ders almayan gafiller, hainler ve vicdanları mezbeleye dönüşmüş nankörler şimdi faaliyettedirler. Başbakan Erdoğan, Damat Ferit’ten aldığı bayrağı bölünmüş vatan toprağına dikmek için çalışmaktadır. Bunun için istismarda, aldatmada sınır tanımamaktadır. Milletimiz alıştırılmak istenmektedir. Başbakan Erdoğan’ın diz çöken acizliği, her kepazeliğe davet çıkaran politikaları Türk milletini sona yaklaştırmaktadır. Başbakan Erdoğan için, Haçlılarla aynı fikirde olmak rahatsız edici görünmemiştir.”
Erdoğan, Bahçeli’den sonra konuşuyor ama bence sonradan konuşmanın avantajını kullanmıyor/kullanamıyor.
Bahçeli, günlük olaylardan hareketle genel çerçeve çiziyor ve Türkiye’nin adım adım tasfiye olunmasından bahsediyor. Bahçeli’nin her cümlesi cevaplandırılmalıydı. Ama R. T. Erdoğan başka havada:
 “Silahı aradan çekelim, sıkılı yumrukları aradan çekelim, nefretin dilini aradan çekelim. Geçmişin acılarıyla hep birlikte yüzleşelim. Varsın birileri kardeşliğe inanmasın, rant sağlamaya çalışsın. Bu sabah yavru muhalefet verip veriştiriyor. Hakaret aman yarabbi diz boyu. Kim buna kılavuzluk yapıyor bilemiyorum. Cevap vermeyeceğim için onları hukuka havale edeceğim. Çünkü bu ülkede ne ana muhalefet ne yavrular muhalefet olarak, ürettikleri bir şey yok. Bunların dili maalesef sövmeyle eş değer. Bizi ne yazık ki yanlış kılavuz seçtikleri için, o kılavuzlarının öğrettikleri yolda değerlendirmeye gidiyorlar. Onun için cevap yok, cevapları hukukta.”
 
***
 
Erdoğan, muhalefeti böyle geçiştiremez. Devlet Bahçeli de elbette halkın aklındakini duyuruyor.
Bir şey yazmıştım... Hatırlayanınız vardır: Ak Parti Genel Başkanı’nın önüne, o partinin içindeki aklıselim, bilgili insanlar, 1815 Viyana Kongresi (“Şark Meselesi” burada telaffuz edildi), 1878 Berlin Kongresi kararları ve 1920’de imzalanan Sevr metnini tahlil edilip koysunlar!
O dönemler Osmanlı’da milletler vardı... Sevr’e kadar gitti. Sevr uygulansaydı, Türk çatısı içindeki, iç içe geçmiş, aynîleşmiş hemen bütün etnisiteler gidecekti. Biz şimdi bu noktadayız. Ve Batı, taşeronlar vasıtasıyla “Türk” çatısını çökertmek istiyor.
Bahçeli’nin söylediği tıpatıp benim de söylediğim, ülkesini seven, tarihten haberdar her insanın aklındakilerdir.  “Türk”  çatısı çökertilmek isteniyor mu, istenmiyor mu?
R. T. Erdoğan bu sorunun cevabını versin... Bahçeli sivri kelimelerle meseleyi dile getiriyor. Erdoğan ise “Mahkemede hesaplaşırız” diyor.
Tamam gidilsin mahkemeye ama yukarıdaki cümleler tahlil edilemez miydi? Muhalefet deyip geçemezsiniz, muhalefet oy aldığı davasına inanmış insanların adına politika yapıyor, yok saymak milletin bir bölümünü hesaba katmamaktır!


(Yeni Çağ gazetesinden alınmıştır)