Sayın Bakanım,
Öncelikle yeni görevinizden dolayı sizi tebrik eder başarılar dilerim.
Türkiye ve Hollanda’da toplam 42 yıl eğitimin her kademesinde görev yapmış birisi olarak bu satırları yazıyorum.
Eğitim ve öğretim, üç temel unsur arasında cereyan eden bir ilişkidir, süreçtir. Bunlar: 1) öğretmen, 2) öğrenci, 3) ders kitapları. Şimdi bunlara bir bakalım.
1-ÖĞRETMEN
Öğretmen, eğitim ve öğretimin öznesidir. Öğretmensiz bir eğitim düşünülemez. Onun için eğitimin merkezinde öğretmen vardır. Ancak nasıl bir öğretmen sorusuna nitelikli bir öğretmen cevabını vermeliyiz. Çünkü PİSA Testlerini düzenleyen OECD’ye göre de kaliteli bir eğitimin olması için kaliteli-nitelikli öğretmen yetiştirilmesi gerekiyor.
Hollanda’da 27 yıl eğitim sektöründe çalıştım ve üç ayrı eğitim akademisini okuyup bitirdim. Bu akademilerde temel kitap ve ders “Didaktik Analiz” dir. Türkiye’de araştırdım –ne derece doğru bilemiyorum- böyle bir kitap ve dersin olmadığını öğrendim. Öyleyse işe öğretmen yetiştirmeden başlamak gerekir diye düşünüyorum. Bunun için de “Didaktik Analiz” kitabının da hemen Türkçeye tercüme edilmesini öneriyorum.
2-ÖĞRENCİ
Eğitimin temel amacı; öğrencinin hayata hazırlanmasıdır. Giliani: “Eğitimin amacı, doğuşta insanda var olan cevheri işlemek ve özü geliştirmektir,” diyor. Çünkü işlenmeyen cevher ne yazık ki heder olup gidiyor. Öyleyse öğrencilerimizi çok iyi yetiştirmeliyiz. Hollanda eğitiminde ilköğretimden başlayarak çocuklara 3 H (hoofd, hart, hand) formülü uygulanır. Biz bunu Türkçe 3 K (kafa, kalp ve kol-el) ile ifade edersek, kafaya bilgiyi, kalbe sevgiyi, kollara-ellere de beceriyi kazandırmalıyız.
Bunların yanında çocuklara ev ödevleri de verilmesi gerekiyor.
Hollanda’da çocuklara terbiye ve tahsil birlikte verilir Burada ana hedef: Hollandacası ile (zelfstandig),Türkçesi ise terbiyeli, tahsilli, çalışkan, güzel ahlaklı,özgüvenli ve kendi ayakları üstüne duracak kişilikli ve hayatı boyunca kimseye yük olmayacak kişiler yetiştirmektir. Bu hedefleri gerçekleştirmek için elbette okul ve aile birlikte çalışmalıdır.
3-DERS KİTAPLARI
Ders kitapları öğrencilerin düzeylerine ve çağdaş yöntemlere uygun hazırlanmalıdır. Örneğin Hollanda’da okuma yazma öğretimi ‘yapısal yönteme” göre yapılır. Biz de ise Hollanda’nın 50 yıl önce vaz geçtiği harf yöntemi uygulanıyor. Yapısal yöntem Türkçe okuma yazmaya çok uygun bir yöntemdir.
Yetişkinlere okuma yazma öğretimi ise Kanadalı Frank Smith’in yöntemine göre yapılıyor.
Bizim bu yöntemlere uygun olarak hazırladığımız kitapları Almanya’da 1990’lı yıllarda basılıp hizmete sunulmuştur.
Bütün ders kitaplarının öğrenciler tarafından anlaşılır olması zorunludur. Burada ölçü şudur. Öğrenci, okuduğu metinlerdeki kelimelerin yüzde 95’ini tanıması gerekiyor. Aksi halde öğrenci okuduğunu anlayamaz. Ve de yapılan sınavlarda beklenen başarıyı gösteremez.
Hollanda’da öğrenciler arasında yapılan araştırmada 12 yaşındaki bir öğrenci 17 bin pasif kelime biliyor. Türkiye’de bunun araştırması yapıldı mı? Okula giden öğrencilerimizin kelime hazineleri ne durumdadır?
Sonuç olarak bunlar yapılması zor işler olmasa gerek. Yeni Milli Eğitim Bakanımızın da bu konulara gereken önemi ve önceliği vereceğine inanıyor ve güveniyorum. En derin saygılarımla.