İktidarlar icraatlarını halkın 'yeterince ve istenilen biçimde' anlamadığını varsayarak sürekli olarak seçmenlerine "Biz şunu yaptık, biz bunu ettik" propagandası yaparlar.
Mesela, şu kadar yol, şu kadar baraj yaptık. Şu kadar imam-hatip açtık, şuraya cami, buraya park yaptık derler.
Rahmetli büyükannem "Hiç kimse ayranım ekşi demez" derdi.
Atasözü, "Ayı kibarım, kirpi yumuşağım" der.
Dolayısıyla...
Hiçbir iktidar hiçbir zaman yanlış yaptığını kabul etmez ve yapılan hatalardan asla özür dilemeye yanaşmaz. Sürekli halk için yaptıklarını nazara vererek bunları halkın gözünün içine içine sokar.
Hatta bu tavır iktidarlarda o kadar yerleşik bir tavırdır ki, geçmişte bir kısım iktidarlar güya yaptıklarına karşılık seçimde halktan yeterince oy alamayınca seçmeni "nankör kedi" ilan etmişler.
Bu tavır, her ne kadar bir tür "halkla ilişkiler" olarak adlandırılsa da temelinde seçmeni propaganda ile "ikna" çalışmasıdır.
Propaganda ise, doğrularla yalanların bir arada harmanlanarak yeni bir ambalajla halka sunulmasından ibarettir.
Artık halk yerse takdir, yemezse tekdir eder.
Onun için iktidarlar "Biz sadece seçmene hesap veririz" diyerek iktidardayken yaptıkları icraatlardan dolayı hesap vermekten imtina ederler ve yargı denetimi dışında kalmak için Meclis'i çalıştırıp kendilerini sağlama alacak yasalar çıkartırlar.
Yapılan her icraat halkın parasıyla yapılmaktadır.
Halkın parası harcanıp halka "Bakın sizin paranızı işte böyle hayırlı ve yararlı" işlere harcadım denilmekte. Halk da dönüp "Allah razı olsun, bizim paramızı bizim için harcamak için zahmete katlanıyorlar. Ne iyi adamlar bunlar" diyor olmalı!
Böyle diyenler her toplumda vardır elbette.
Ama artık seçmen, iktidarları değerlendirirken sadece yaptıklarına değil "yapmadıklarına" da bakıyor ve "Evet siz şunları şunları yaptınız ama asıl yapılması gerekenleri yapmadınız, savsakladınız. Madem size güç verdik kuvvet verdik, oy verdik, niçin şu antidemokratik yasaları değiştirmediniz, niçin yeni bir anayasa yapmadınız, niçin şu yanlışınızdan dolayı özür dilemediniz, niçin şu yanlış uygulamayı devam ettirdiniz, yanlıştan niçin dönmediniz, niçin her kesimden insanın bir arada huzur ve refah içinde yaşayabilmesi için gerekli yasal düzenlemeleri yapmadınız" diyor.
Onun için "biz şunu yaptık biz bunu yaptık propagandası" eskisi kadar sökmüyor.
Çünkü halkın iktidarlardan sadece yol, su, elektrik beklentileri yok, daha demokratik bir ülke beklentileri var.
"Halk sadece cebine girene bakar" döneminin geçtiğini görmek lazım.
Halk artık devletin karşısında ezilmek, küçümsenmek, aşağılanmak istemiyor. Dininden, dilinden, ırkından, giyim kuşamından dolayı toplum içinde kendisine farklı davranılmasını istemiyor.
Evet, "halk cebine girene bakar", ama artık halk senin cebine girene de bakıyor.
Daha üç-beş yıl önce 70-80 metrekare gecekondularda oturanların bugün nasıl olup da villalarda oturabildiğini, yatlara, katlara sahip olduğunu, bu katların tepesinden içinden çıktığı kendi kabuğuna nasıl tepeden baktığını görüyor.
"Devlet malı" denilen şey aslında halkın malı, halka ait olan demektir. "Devlet malı deniz, yemeyen domuz" denilirken aslında "domuz" ilan edilen halktır.
Halk sizden devlet olmanızı değil, halk adına devlete hükmetmenizi istiyor. Bürokratları ve bürokrasiyi halktan ve yargıdan korumanızı istemiyor!
Devleti artık zenginliğin tek meşru kaynağı olmaktan çıkarmanızı istiyor.
Halk artık yaptıklarınızdan değil yapmadıklarınızdan dolayı sizden hesap sormaya hazırlanıyor.
Zaten doğru seçmen tavrı da budur.
Ne yapacağız Çamlıca'ya camiyi, İstanbul'un camiye mi ihtiyacı var? Yoksa padişahların kendi adlarına şatafatlı camiler yaptırma geleneğini sürdürmek anlamsız.
Bu halk kendi camisini her zaman yaptığı gibi bu zamanda da yapar, o konuda endişe olmasın. Siz yapmanız gereken işlere odaklanıp onları yapın!
Halk sizden cami yapmanızı değil, Anayasa'yı değiştirmenizi, Genelkurmay'ı Milli Savunma'ya bağlamayı, tam demokratik bir anayasaya geçilmesini, askeri vesayetin bir daha geri gelmemek üzere tarihe gömülmesini istiyor.
Halkın yapması gerekenleri halka bırakın, siz yapılması bugüne kadar engellenen yeni ve tam demokratik bir anayasa yapın.
Sizden başka bir şey isteyen var mı?
(Bugün gazetesinden alınmıştır)