Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, geçtiğimiz hafta Londra’daydı. Kaldığı 5 gün içinde gün aşırı, 3 defa kendisini gördüm, izledim, konuştum, kısacası yoğun temposuna şahit oldum.
Meslek hayatımda çok cumhurbaşkanı, başbakan, bakan gördüm, görüştüm..
Kuzey Kıbrıs’tan gelen tüm cumhurbaşkanları, başbakanların toplantısına katıldım. Meslek etiği açısından kıyaslama yapamam.. Ersin Tatar’a gelince. 2019’da, uzun yıllar sonra “Başbakan” olarak geldiği başkent Londra’da oldukça heyecanlı, coşkuluydu.. Soydaşlarıyla uzun bir hasretin ardından bir aradaydı.
Araya pandemi girince bu gezilere ara verildi. Sonra Cumhurbaşkanı olarak yeniden İngiltere yolları açıldı..
1980’lerde ilk defa adını duymuştum Ersin Tatar’ın.. Rahmetli kayınvalidem Vedia Hanımın en yakın arkadaşı merhum Vildan Hanımın torunu olarak evde sık sık adı geçerdi.
Sonra 1980’lerin sonlarına kadar, İngiltere borsasının “ Midas Dokunuşlu” girişimcisi Asil Nadir’in kurduğu Polly Peck PLC’nin genç maliyecisi olarak bahsini duyar oldum.
O yılların başında Polly Peck’in yıldızı dünyayı sarmıştı.
1990’lar geldiğinde Türkiye’de yeni kurulmaya başlayan özel televizyon kanallarından Show TV’nin kurucuları arasında ismi anılmaya başladı..
Büyük holdingler, turizm işletmeleri, medya kuruluşları derken Ersin Tatar, vatanına Kuzey Kıbrıs’a döndü.. Bir süre sonra da Kuzey Kıbrıs’ta siyasi hayata atıldı. Milletvekili, bakanlık , ardından Başbakanlığa yükseldi. 2020’de de Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturdu.
Bu sürelerde yollarımız kesişti mi hatırlamasam da adı sık sık aile çevremizde anılırdı.. Merhum eşim Zeren Safa’nın Lefkoşa Kabristanındaki cenaze töreninde de en ön saflarda yerini aldığını, defnedilmesine kadar yanımızda bulunmasını hiç unutmuyorum.
Çok uzun bir aradan sonra 2019’da Londra’ya geldiğinde artık Başbakandı.. Vatandaşlarıyla bir araya geldiği toplantıdaki heyecanını hiç unutamam. Soydaşlarıyla buluşmasının verdiği sevinç dalgası tüm salonu kaplamıştı adeta..
Daha sonra Cumhurbaşkanı olarak geldi.. Geçen haftaki, 40’ın yıl kutlamasıyla ilgili gezisinde, karşımda daha kararlı, daha ciddi, coşkusu fazlasıyla devam eden, devlet adamlığına oturmuş bir Ersin Tatar gördüm..
Sık sık İngiltere’ye geldiği için kendisini eleştirenlere , “İngilizlerle kapalı kapılar ardında konuşuyor, derdimizi, haklı davamızı, niyetimizi anlatıyor , bizi daha iyi tanımalarını sağlıyorum. İstedikleri kadar niye geldiğimi sorgulasınlar. Bildiğimiz yolda ilerliyoruz” diyerek, bir türlü meydan da okuyordu.
Esprili, şakacı, hoş sohbet ve sözünü esirgemeyen bir kişilik..
Ailesi belli ki hayatının en önemli konusu. Kızları ve eşi bir yana, dünya bir yana. Özellikle eşi Sayın Sibel Tatar’dan bahsederken ki hassasiyeti, gösterdiği itina beni şahsen çok etkiledi.
“Evde cumhurbaşkanı değil, Sibel Tatar’ın eşiyim" derken, kadın haklarına , eşine duyduğu sevgi ve saygısını açıkça ortaya koyuyordu.
Kuvvetli bir kişiliğe sahip eşine verdiği değer, özel görüşmemizde kendini belli etmişti. Bir kadın olarak Sayın Ersin Tatar’I bu yönden takdir ettiğimi belirtmeden edemeyeceğim.
Halkla yakınlaşması, KKTC Londra Temsilciliğinin davetinde konukların kendisiyle konuşmak, fotoğraf çektirmek için sıraya girmesi gözlerden kaçmadı.. Her yaştan insanla poz, poz fotoğraf çektirmek, sarılmak, tokalaşmak her babayiğidin harcı olmasa gerek.
Alçak gönüllü, dostane, sıcak kanlı bir kişilik.. Ve bunların arkasında ciddi, kararlı, azimli bir Cumhurbaşkanı.
2025’e kadar, Doğu Akdeniz’de, Orta Doğu’da, Türkiye’de neler olur bilinmez..
Gördüğüm kadarıyla Ersin Tatar’ın profili bu çizgide giderse, aldığı eleştirilere rağmen , grafiği yükselmeye devam eder.
Cumhurbaşkanlığına yeniden aday olur mu ? Konuşmasından çıkardığım, bir yerlerden “ yeşil ışık” yanarsa olmak istediği. Bekleyip göreceğiz.
İngiliz eski başbakanlarından Harold Wilson’un , doğruluğu defalarca kanıtlanmış bir sözüyle yazımı bitirmek istiyorum.
“A week is a long time in politics”
“Politikada bir hafta uzun bir zamandır”.