Mehmet Ali Birand’ın Ahmet Kaya olayındaki görüntülerle ilgili açıklaması...

Mehmet Ali Birand 28 Şubat belgeselinde, Ahmet Kaya’nın ödül gecesi MGD Oscar ödüllerinde saldırıya uğradığı görüntüleri yayınlamıştı...

O görüntülerin ertesinde Benim Memleketim şarkısını söyletmek için, tüm sanatçıları sahneye çağırmamın görüntüleri üst üste binince, ben de bu saldırının bir parçası imişim gibi bir görüntünün montajla ortaya çıktığını söylemiştim...

Vakti zamanında kendisi kaynak yapılan ifadelerle andıçlanan Mehmet Ali Birand’ın, görüntü kaynağımla beni andıçladığını belirtmiştim...


Mehmet Ali Birand’dan bir mail aldım önceki gün...

Mailinde “Belgeselinde yayınlanan o görüntüleri önceden görmediğini, olaylarla benim ilgimin olmadığını, o görüntülerin de belgeselden çıkartıldığını” söylüyor...

Önce belgeseliyle ilgili açıklamasını aynen yayınlayayım...

Sonra cevap vereyim...



“Reha,

Bu belgeseli yaparken özellikle bir noktaya çok dikkat ettim...

O da, zamanında bana çok haksızlık ve gaddarlık etmiş olan kişileri suçlayacak hiçbir belge koymadım, atıfta bulunmadım...

Oysa tahmin edebilirsin ki, bazı kişileri sadece yazdıkları yazılar veya verdikleri görüntülerle yerden yere vurabilirdim...

Bunu yapmadım çünkü, haksızlık etmek istemedim...

Bu belgesel gelecek kuşaklara kalacak...

Bundan önce yaptıklarım gibi sürekli izlenecek...

Bu kişilerin çocuklarını torunlarını haksız şekilde güç duruma sokmak istemedim...

Senin içinde olduğun görüntüyü izlememiştim... Yazın üzerine baktım...

Sen orada olaylara karışmış değilsin...

Ancak yine de, senin görüntünü kaldırtıyorum...

Çocuklarına ve torunlarına yanlış bir izlenim verilmesini istemem...

İlk birkaç yüz tane basıldı...

Bundan sonraki basımda silinecek...

Bu notu köşemde özellikle kullanmadım...

Zira konuyu bir gösteriye dönüştürmek istemedim...

Bundan dolayı sana direkt yazıyorum...

Ama sen istersen kendi köşende sözünü edebilirsin...

İyi günler dilerim...

M. A. Birand”



En azından ben yazdıktan sonra göstermiş olduğu ilgiye teşekkür ederim...

Ahmet Kaya olayını sürekli gündemde tutan Nagehan Alçı, Sevilay Yükselir ve Rasim Ozan Kütahyalı, bütün kasetleri onlarca kez izledikten sonra, kendi yazılarında gerçekleri anlatmışlardı...

Ahmet Kaya olayının zaten en aktivist yazarlarını, benim lafla, demagojiyle etkilemem zaten söz konusu olamazdı...

Mehmet Ali Birand’ın bu hakkı biraz geç de olsa teslim ettiğine teşekkür ederim...

Ancak yine de basılmış yüzlerce kasette ve CNN Türk’te yayınlanan belgeselde, bu görüntüler o şekilde izlendi ve hak etmediğim bir mağduriyet üzerimde kaldı...



Mehmet Ali Birand’ın 28 Şubat belgeselinde, kendisi hakkında zamanında en ağır lafları edenlere yönelik fazlaca bir şey yapmadığının farkındayım...

Bu konudaki tavrı olumlu...

Ancak kendisiyle ilgili olmasa da belgeseliyle ilgili global bir eleştirimi söylemek zorundayım...

28 Şubat belgeselinde Mehmet Ali Birand’ın yakın durdukları birer demokrasi kahramanı, Mehmet Ali’nin uzak kaldıkları ise sorumlu ve hedef olmuş...

Bu bir program olsaydı, yapımcının kendi görüşü der geçerdim...

Fakat “belgesel” iddiasıyla ortaya çıkan bir programda, çok fazla “koruma duvarı” var...

Yargı sürecinin tartışıldığı günlerde bunları gündeme getirmek doğru değil...

Fakat Mehmet Ali Birand’ın neler söylediğimi ve ima ettiğimi çok iyi bildiğini biliyorum...

Belgeseller, gelecek kuşaklara gerçek, samimi ve içsel bir hesaplaşmayı sunarken, iyi niyetli dersler çıkartılmasına öncelik etmeliler...



28 Şubat belgeseli tarihe gerçek bir ışık tutmuyor...

Biraz “resmi tarih” gibi nakıs ve yanlış yönlendiren bir havası var...

Ancak bunlar benim, belgeselle ilgili samimi eleştirilerim...

Mehmet Ali Birand’la kişisel bir durumu yok...

Ne yapabilirim ki, her şeyi çok açık söylemenin ve söylememenin zamanları var...

Mehmet Ali anlıyor neleri kastettiğimi...

Ben de onun anladığını anlıyorum...

Şimdilik bu kadarla kalsın...



GÜNÜN ANLAMLI SÖZÜ

KALBİNİZ VE AKLINIZ

“Kalbiniz ve aklınız arasında denge kurun... Daha büyük bir plana güvenerek bir şeyleri gerçekleştirmek için başka şeyleri kendi halinde bırakın;

Buna karşın büyük hayallerin peşinde koşmak konusunda da istekli olun...

Aralarında bir denge olsun...

Keza;

Yaşamın amacının benliğinizi daha yüce haline dönüştürmek olduğunu fark edin;

Buna karşın herhangi bir suçluluk duygusu hissetmeden, bu dünyada birçok harika zevkin tadını çıkartabilen ve pek çok kusuru olan bir insan olduğunuzu unutmayın...

Yaşam amacınızın büyüklüğüyle, yaşama duyduğunuz minnet bir arada yeşersin...

Robin Sharma...”



TUTUKLU KALANLARI UNUTMAYALIM...

Sevgili Nedim, sevgili Ahmet...

Çok uzun bir mücadelenin ağır mağduriyetinin adım adım gelen özgürlüğünü yaşıyorsunuz...

Duygularınız içinizden taşıyor, patlıyor... Heyecanlısınız...

Bir yıldır bunca lafa karşı konuşamaz kalmanın birikmiş öfkesi, kelam edilecek, cevabı verilecek lafları birikmiş...

Söyledikleriniz, söylemeyemedikleriniz, içinizden taşırdıklarınız, taşıramadıklarınız her şeyi konuşmak bugün hakkınız...



Tek bir önerim var...

Konuşurken, arkada tutuklu kalan arkadaşları unutmayın...

Onlar da biran önce özgürlüğe kavuşmayı bekliyorlar...

Doğan Yurdakul’la başlayan süreç sizlerle devam ediyor...

Umarız milletvekilleri ve diğer arkadaşlarla sürecek...

Bir sürecin parçasısınız, bir zincirin halkalarısınız...

Önünüzde ve arkanızda olan insanlar var...

Tahmin ediyorum içerdeki arkadaşlarınızın en büyük temennisi, onların durumuna çözüm olacak sözcükler sarfetmeniz...

Sevgiyle ve mutlulukla, sevdiklerinizle bir daha ayrılmayacağınız dileklerle...


VATAN