Mehmet Ali Aydınlar\'ın yerinde olmak!

Şüphesiz bugünlerde hiç kimse Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar\'ın yerinde olmak istemez.

İş hayatına sıfırdan başlamış ve dünya çapında başarılar elde etmiş bir isim olan Aydınlar, aslında çok büyük hayallerle başkanlık koltuğuna oturmuştu. İşin doğrusu biz de onun gelişiyle birlikte çok başka şeyler konuşacağımızı düşünüyorduk. Futbolun kurumsallaşması ve marketing çalışmaları konusunda büyük adımlar atılacağını umuyorduk. Federasyon\'dan, gerek futbolda gelirlerin artırılması, gerekse de altyapının tesis edilmesi adına önemli hamleler bekliyorduk.

Ta ki savcıların kocaman klasörlerle operasyonlar yapmaya başlamasına kadar. Türkiye\'de daha önceleri de böyle operasyonlar gündeme gelmişti ama hiçbir sonuç çıkmamıştı. Dosyalar kamuoyu ilgisi bitince kapatılıp kayıp dehlizlere bırakılmıştı. Bu kez öyle olmadı. Çok önemli deliller ortaya koyan savcılar, bu operasyonun örtbas edilmesine müsaade etmedi. Daha sonra olaya müdahil olan UEFA da şikenin örtbas edilememesinde çok büyük rol oynadı. Artık mızrak, bırakın çuvala hiçbir yere sığmaz hale geldi.

Ama bütün bu süreçte olan Mehmet Ali Aydınlar\'a oldu. Göreve gelmesinden 90 saat sonra kucağında büyük bir meseleyi buldu. Suçlananlar arasında kendisinin de gönlünde bir gün başkan olmanın yattığı Fenerbahçe gibi Türkiye\'nin en büyük kulüplerinden birisi de vardı. Üstelik iddialar çok ciddiydi. Daha da önemlisi UEFA olaya en az savcılar kadar müdahildi.

Türkiye\'de maalesef kanaatler bilgiye ve somut delillere göre değil de ön kabullere göre oluşuyor. Bu da karar verecilerin durumunu bir hayli zora sokuyor. Yani bu ülkede yaşayan milyonlarca taraftara göre takımlarının şike yapmış olma ihtimali yok. İstediğiniz kadar delil gösterin, suçüstü yapın hemen konuyu başka kulüplerle ilgili mevzulara çekerler.

Temiz bir spor için, olayın bir çadır tiyatrosu olmaktan kurtulması için gayri kanunî yollara sapanlara karşı tavizsiz davranılması gerektiğini düşünüyorum. Şikeye karışan takımların taraftarlarının da kendilerini aldatan yönetimlerine karşı hoşgörülü davranmaması gerektiğine inanıyorum. Eğer futbolda bugün bir temizlenme sürecine girmezsek, parası ve gücü olanın her istediğini yaptığı bir ligi tescillemiş olacağız. Temiz bir ülke, temiz bir toplum ne kadar önemliyse temiz bir lig de o kadar önemli. Çünkü futbol, toplumun ekseriyetinin ilgilendiği, bir şekilde müdahil olduğu, ülkenin en dinamik aktivitelerinden biri şüphesiz! Bundan önce de göstere göstere küme düşürülen, şampiyon yapılan takımlar oldu. Şikeyle ilgili konuşmalar, tartışmalar, iddialar gündeme geldi. Ama hep bir yolunu bulup işin içinden sıyrıldılar.

Şike iddiaları karşısında ortaya konulacak tavır, bir taraftan Türk futbolunu derinden etkileyecek ama diğer taraftan daha saygın, daha temiz bir Türkiye\'ye gidiş için önemli bir eşik olacak. Meselenin çözümünü sadece Mehmet Ali Aydınlar ve Federasyon yöneticilerinden beklemek de doğru değil. Çünkü sorun onların kucağına bombayı bırakıp, sonra kenarda durulamayacak kadar önemli.

Bu ağır kararı belki Federasyon alacak. Ama kararın getireceği sorumluluğu bütün Türkiye üstlenmeli. Sonuçlarına herkes katlanmalı. Nasıl ki darbecilerle bütün ülke mücadele etmeye başladı. Futbolda da şike yaptığı iddia edilenlerle bütün Türkiye mücadele etmeli. Çünkü futbol sadece futbol değildir.