Medyada ‘en komik’ kim?

Fenerbahçeliler Ahmet Kekeç’e kızmışlar; Aziz Yıldırım’a haksızlık yaptığını düşündükleri için... Çok haksızlar. Yazısıyla Aziz Başkanı büyük bir yanlışlıktan, FB camiasını da insan içine çıkamaz hale gelmekten korumuş oldu Ahmet Kekeç...


Tam bir yıl hayatı dört duvar arasında geçmiş bir insanın ruh halini tahmin zor değil; karşısına çıkanlara kendisini o duruma düşürdüğünü sandığı kişi ve gruplarla ilgili neler söyleyebileceğini de... Aziz Yıldırım evine kadar gelip yaşadıklarını anlatmasını isteyen ‘pop sosyolog’un niyetini fark edemeyip vermiş veriştirmiş...


Muhtemelen Ahmet Kekeç’in yazısını okuyana kadar da işin nereye çekildiğini tam anlayamamıştır... Yazı zihninde şimşekler çaktırmış olmalı ki, hemen vermediği tepkiyi 24 saat sonra kulüp adına yaptırdığı bir açıklamayla herkese duyurdu Aziz Yıldırım...


‘Pop sosyolog’
ve benzerleri geçmişte ‘kingmaker’ konumundaydılar. İstedikleri kişiyi vezir yapmayı, istemediklerini rezil etmeyi hep becerdiler... Geriye dönüp bakın, nice kabiliyetsiz onlar sayesinde ‘üstad’ diye yutturuldu ülkeye, nice cibilliyetsiz ‘ahlâk timsali’ olarak tanıtıldı. Başbakanlar çıkardılar, her hükümette onların kontenjanından bir veya birkaç arkadaşları bakanlık koltuklarına kuruldu.


İlk defa şimdi selâmlarını almakta zorlanan bir hükümet işbaşında; onlarla arkadaş olmak önemli koltuklarda oturamama sonucunu doğuruyor. Dünya onlar için tersine döndü.


Geçmişte ellerinden tutup başbakan, bakan, müsteşar, genel müdür yaptıkları unutuldular; buna karşılık iktidar olmasını engellemeye çalıştıkları parti on yıldır ülkeyi yönetiyor, önünü kesmek için olağanüstü çaba sarf ettikleri siyaset adamı başbakan bugün, cumhurbaşkanı olmasını istemedikleri kişi ise Çankaya Köşkü’nde oturuyor...


Ellerini değdirdikleri kişilerin akıbetleri ise kötü, çok kötü oldu.


Aşırıya kaçtığımı düşünecekler çıkabilir içinizden; son örnekler onlar için: ‘Pop sosyolog’ son yıllarda iki yabancı gazeteciyle çok yakınlaştı. Biri Hürriyet’in icra kurulu üyeliği koltuğunda oturan Bild yayın yönetmeni Kai Diekmann, diğeri de Diekmann’ın icra kurulunda yer aldığı Murdoch’un News International medya şirketinin başındaki Rebekah Brooks...


Rebekah Hanım
Londra’daki Holloway kadınlar cezaevinin kapısından tam iki kez girdi; yargılandığı davadan mahkum olursa ömür boyu hapis cezasına çarptırılabilir... Alman Kai Diekmann ise ‘’Sen ve iki yakının son teknolojik ilerlemeleri yerinde inceleyin’’ gerekçesiyle Bild’i çıkaran şirketin yönetimi tarafından San Francisco’ya sürgüne gönderildi... Altı aylığına deniyor, ama ucu açık bir sürgüne de dönüşebilir bu inceleme...


Ne diyeyim bilemiyorum. Patronu Aydın Doğan bütün başına gelenlere rağmen ayakta kalabildiği için deve kurban etse yeridir. Hürriyet yayın yönetmeni Enis Berberoğlu da tütsü filân yakmalı...


Aziz Yıldırım
‘pop sosyolog’ için bir kurtuluş simidi gibiydi. Milyonlarca taraftarı olan FB’nin ‘gadre uğramış’ başkanı, ‘pop sosyolog’un gözüne bir tür Jean d’Darc gibi görünmüş olabilir. ‘’Başka hiçbir işe yaramasa bile, onun sözleriyle iktidardaki partinin tabanının zihnine kuşkular sokmak neden mümkün olmasın?’’ diye düşünmüştür.


Sağolsun Ahmet Kekeç niyeti zamanında deşifre etti de, Aziz Yıldırım ve FB camiası büyük tuzağa düşmedi.


Medyada son zamanlarda kimin daha komik olduğu tartışması var. Bir yazar için biri ‘’Komik şeyler yazıyor, en komik o’’ diyor, bir başkası ‘’Falancanın yazdıkları daha komik’’ diye itiraz ediyor. Adı geçenlere bakıyorum, evet komik olmasına komikler, ama ‘en komik’ olduklarına itirazım var: ‘En komik yazar’ sıfatı esas ‘pop sosyolog’a yakışıyor...


İnanmayanFB’den gelen yalanlamadan sonra yazdığı yazının şu bölümünü okuyabilir: ‘’Aziz Yıldırım’ın yalanladığı yazım, böyle bir şeye hizmet ederse, yalanlanmaktan dolayı çok mutlu olacağım. / Böyle bir mesleki mazoşizme bünyem de, ruhum da çoktan hazır.’’

(Star gazetesinden alınmıştır)