Allah sonumuzu hayretsin ama 2012 bir hayli zor geçecek gibi.
Daha on gün oldu fakat 12 Eylül yargılaması, Başbuğ\'un tutuklanması, Uludere faciası, Şemdinli kararı ve Kılıçdaroğlu\'nun fezlekesi gibi olaylar yüzünden nefes nefese bir gündem var.
Hepsi üzerinde uzun uzun konuşmak, yazmak, tartışmak şart.
Dün 12 Eylül iddianamesi kabul edildi. Darbeciler 32 yıl sonra da olsa yargılanacaklar.
12 Eylül referandumu ile dalga geçenlere \'kapak olsun\' deyip Başbuğ\'a geçersek. Ankara\'nın öncelikli ve hararetli konusu Başbuğ\'un yargılanması.
Aslında Ergenekon sürecinden tanıdığımız \'sulandırma taktikleri\' aynı hızla sürüyor.
Bugün mahkeme arayanlar düne kadar da \'yargılanmasın\' diyorlardı. Şimdi \'madem yargılanacak bari kurtarabileceğimiz bir yerde olsun\' derdindeler.
Hesap basit.
Dava yüce divana gelirse, CHP\'li İlhan Cihaner\'de olduğu gibi dosya kağıt üzerinden Ankara\'ya alınır. Tabii bu esnada tüm Andıç sanıklarını da Ankara\'ya taşırlar.
Sonra da tahliyeler sağlanır.
Yani mahkeme arayışına çıkanların derdi adaletin tecelli etmesi değil.
Peki şimdi ne olacak?
Muhalefet \'yüce divan\' diyor. İktidar kanadı \'sessiz.\' Resmi bir görüş beyan etmek istemiyorlar. Fakat hem yüce divan hem de \'ÖYM\' diyen isimler de var.
Fakat ağırlık Anayasa 145. maddeyi, İbrahim Fırtına ve Özden Örnek kararını ve Yargıtay\'ın benzer içtihatlarını (2004/40) referans alıp \'özel yetkili mahkemedir\' diyor.
Başka gerekçeler de var fakat kulislere düşen önemli bir ayrıntı daha var. Konunun muhataplarından \'önemli bir kurumda\'ki görüş de \'ÖYM\' şeklinde.
Bu aşamada Başbakan\'ın \'tutuksuz yargılama\' çıkışı da heyecana neden oldu. Fakat Erdoğan\'ın yaklaşımı ilkesel.
Yoksa dünkü konuşmasının satır aralarında ne dediği gayet açıktı.
Ayrıca \'oh iyi oldu\' demesini de beklememek lazım. Üstelik bu çıkıştan sonra mahkemenin tahliye kararı vermesi en çok AK Parti\'yi vurur.
Böyle bir durumda muhalefetin \'bakın yargı emrinizde, işte örneği\' söylemine karşı duramazlar.
Siyasetçilerin ve hukukçuların ittifak edemediği bu konuda ne yaşanır?
Aslında şu anda havanda su dövülüyor. Çünkü dosya İstanbul\'daki mahkemede ve içeriğine onlar hakim. Dolayısıyla kararı da onlar verecek.
Fakat havayı yorumlamak gerekirse Başbuğ için \'özeldir, özel\' diyebiliriz.
Şaşırt bizi Kılıçdaroğlu!
Silivri Başsavcısı Ali İşgören tarafından hazırlanan fezleke CHP lideri Kılıçdaroğlu\'na iyi gelmiş desek abartı olmaz.
Çünkü dünkü Meclis grup konuşmasında uzun zamandır görmediğimiz bir performans sergiledi.
Hatta kendini aştı.
Gerçi içeriğinde itiraz edilecek çok şey var ama salondaki coşku, \'devrimci Kemal\' sloganları, eylemler dikkat çekiciydi. Aslında bu duruma devrik lider Baykal\'ın \'CHP iyi gitmiyor\' mesajları da neden olmuş olabilir ama her halükarda fezleke CHP\'ye iyi geldi.
İronisi bir yana savcı İşgören\'in fezlekesi tatsız bir şaka gibi.
Sonuçta kimse ana muhalefet partisi liderinin dokunulmazlığını kaldırmak için Meclis\'te el kaldırmaz. Yani sonuçsuz kalmaya mahkûm bir girişim.
Kılıçdaroğlu ne kadar ağır ve haksız ifadelerle yüklenirse yüklensin söylediklerinin faturası sandıkta kesilmeli.
Bu görüşümü ilkesel olarak söylüyorum.
Yoksa Kılıçdaroğlu\'nun sözlerine katılmam mümkün değil. Öncelikle son dönem Ergenekon sanıklarının yaptığı bir taktiği uyguluyor. Mahkemeyi hakir gören, savcıları itibarsızlaştıran ve kamuoyu nezdinde davaların içini boşaltan bir söyleme sahip.
Nitekim Başbuğ da öyle yaptı.
Kılıçdaroğlu dünkü konuşmasında davaya verdi veriştirdi. Mitinge dönen grup toplantısında \'Artık terörist Genelkurmay Başkanımız da var\' diyerek davayı tiye aldı.
Fakat gelin görün ki aynı Kılıçdaroğlu daha 6 ay önce İnternet Andıcı davası için \'çok önemli bir dava\" demişti.
Ağustosta Derya Sazak\'a \"İnternet Andıcı\'nın savunulacak tarafı yok. Hükümet aleyhine faaliyet göstermek nerede görülmüş? Bunu Genelkurmay değil başka bir kurum da yapsa suçtur\" demişti.
Şimdi tam tersini savunuyor.
Tabii ki ana muhalefet partisi liderinin darbe tehdidi karşısındaki duyarsızlığı üzerine bir şey söylemenin de anlamı kalmıyor.
Sözün özü: Kılıçdaroğlu bildiğiniz gibi.