İlk kez görüyorum burayı. Londra'yı değil tabii, İngiliz Parlamentosu'nun üst kanadı Lordlar Kamarası'nı. Her noktası tarih... Eski, aynen korunmuş, kırmızı renkli koltuklara, hatta yer yer aşınmış perdelere kadar. Sanki zaman tünelindeyiz.
İki-üç yüzyıl öncesinin bütün tutanakları korunuyor. Zaten İngiltere devlet olarak gücünü sağlam ve köklü geleneğinden alıyor. Tarihiyle, geçmişiyle barışık bir ülke. Lordlar Kamarası'nı dolaşırken bu gerçeğin farkına varıyorsunuz.
Londra'nın havası her zaman kasvetli, üzeri yağmur yüklü bulutlarla kaplı. Başkonsolos Ahmet Demirok, "Şanssızsınız, hava yeni bozdu, düne kadar güneş vardı." dedi. Sıcaklık 30 dereceye yaklaşmış. İki ay önce Avrupa Bakanı Egemen Bağış'la Londra'ya geldiğimde kuraklık söz konusuydu. Bazı kısıtlamalara gidilmiş, susuzluğun olimpiyatları bile etkileyebileceği anlatılıyordu. Londra, nisan ve mayıs aylarında aşırı yağış almış, risk kalkmış.
Neden mi Lordlar Kamarası'ndayız? Zaman Gazetesi'nin 25. yıl etkinliği için. Etkinlikler Türkiye'den yurtdışına taşındı. Ekrem Dumanlı konuşmasında da söyledi. İlki Londra, sırada diğer dünya başkentleri var. New York, Moskova ve Brüksel gibi. Ev sahibi Kamara'nın ilk Türk kökenli üyesi Baroness Meral Hüseyin Ece... Ece, Kıbrıs Türk'ü olarak 'Baroness' unvanıyla Kamara'ya seçildi, köklerini unutmadı, çok aktif çalıştı ve Londra'da 'Türklerin sesi' olmayı başardı.
Önce resepsiyon, ardından Kamara'nın Thames Nehri'ne bakan bölümünde yemek ve konuşmalar... Baroness Ece asil ve kibar kişiliğiyle, misafirlerle tek tek ilgilendi. Ev sahipliği gerçekten etkileyiciydi. Zaman'ı anlatırken 25 yıllık serüvenini "büyük bir başarı hikâyesi" olarak tanımladı.
Programda iki ülkenin adalet bakanı da vardı. İngiltere Adalet Bakanı Lord McNally "Baroness Ece'nin daveti benim için emirdir." dedi. Sonra Zaman'ın misyonuna vurgu yaptı. "Sadece Türkiye ile ilgili bilgi almak için değil, farklı bakış açılarını öğrenmek için de okuyorum." dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı Sadullah Ergin, yoğun programına rağmen bizi yalnız bırakmadı. Ankara'dan bir grup meslektaşımız da bize eşlik etti. Malum Ankara'da gündem yargı. 3. Yargı Paketi'nin Adalet Komisyonu'nda görüşmeleri yeni tamamlandı. Ankara çalışmalarına kısa mola verdi. Doğrusu Ergin'in yokluğu eksiklik olurdu. Adalet Bakanı, konuşmasında Türkiye'nin demokrasi mücadelesi ile Zaman'ın gelişimi arasındaki ilişkiden söz etti. "Zaman'ın yayınları sayesinde Türk demokrasisi çok daha güçlü." dedi.
"Türkiye'de Zaman" konulu fotoğraf sergisinin yeri de çok anlamlıydı. Lordlar Kamarası'nın ardından sergiyi gezdik. Dünyanın 'sıfır noktası' olarak kabul edilen olimpiyat adası Greenwich'teki Peninsula Meydanı Türkiye fotoğraflarıyla renklendi. Hemen yanında İngiltere'nin en büyük kapalı gösteri merkezi O2 Arena yükseliyor. Günlük 50 bin kişinin geçtiği bir meydan. Sergi için buradan daha iyi mekân bulunamazdı herhalde.
Londra'dan son bir not... Meydanlarda, caddelerde Kraliçe 2. Elizabeth'in tahta çıkışının 60. yılı dolayısıyla yoğun hazırlıklar göze çarpıyor. Hemen her yerde Kraliçe'nin fotoğrafları... 86 yaşındaki Kraliçe, 63 yıl tahtta kalan Kraliçe Victoria'dan sonraki en uzun süreli monarkı. Rekora 3 yıl var.
Rakamlar ilginç geldi bana. AK Parti'de 'üç dönem' tartışması yaptığımızdan olsa gerek... Kraliçe, 60 yıl içerisinde Churchill'den David Cameron'a kadar toplam 12 İngiliz başbakanıyla çalışmış. Türkiye'deki başbakanları sıralamaya kalksak kitap olur. Kraliçe tahta çıktığında Adnan Menderes başbakandı.
Lordlar Kamarası'ndan '0 noktasındaki' serginin gezilmesine kadar her aşamasıyla unutulmaz bir programdı. Tarihe not düşmek için yazdım.
(Zaman gazetesinden alınmıştır)