Ukrayna’daki savaş beş yüz günü aştı. Ukrayna, Haziran başında karşı taarruz başlattı. Yüzlerce kilometrelik cephede üç noktada taarruz ediyor. Ancak bu ilerlemenin metrelerle ölçüldüğü, hızlı atılımların olmadığı bir taarruz. Ukrayna birliklerinin, düz, korumasız arazide Rus mayın tarlalarını geçmeye çalışırken ağır kayıplar verdiği söyleniyor/yazılıyor. ABDli yetkililer, Ukrayna'nın saldırının ilk haftalarında batılı müttefikleri tarafından sağlanan modern silah sistemlerinin beşte birini kaybettiğini söylüyorlar.
* * * *
Birkaç hafta önce, NATO genel sekreteri Jens Stoltenberg, Ukrayna için ‘Hatırı sayılır bir finansmanla çok yıllık bir paket üzerinde çalışıyoruz‘ diyordu. Bu açıklama aslında medyada pek göze batmadı. Bu beş yüzüncü gününü geride bırakan savaşın bitmeyeceğinin acı bir itirafı olabilir mi? Anlaşılıyorki ne bu yıl, ne gelecek yıl, ne de sonraki yıl bitmeyecek bu savaş. Ukrayna savaşı durdurulmak istenmiyor. Bence savaşın gidişatıyla ilgili genel inanış bu.
* * * *
Şöyle söyleyelim. Ukrayna'daki bu savaş böyle devam ederken, istesekte de başka bölgelerdeki meseleler durmuyor. Çünkü her ülkenin bir yerlerde hesabı var. Bunlar arasında en önemli yerlerden biri de Kuzey Kutbu bölgesi. Batıda uzunca bir süredir Ukrayna savaşının özellikle bu bölgeyi nasıl etkileyip şekillendireceği tartışılıyordu. Son zamanlarda batıda bu kapsamdaki yayınlarda artış var..
* * * *
Türkiye’de ise alışkanlıklar değişmiyor. İçe dönük yaşanıyor. Israrla sadece içeri bakılıyor. Dünyada olup bitenin anlatıldığı/konuşulduğu tartışmalar ya az ya da magazinsel. Halbuki dünya değişiyor, hayat değişiyor, toplum değişiyor, insan değişiyor, duygular, düşünceler değişiyor. Umarım Yunanlı ünlü şair Yannis Ritsos’un ‘Alışkanlıklar da değişir‘ şiirinde dediği gibi Türkiye’deki bu alışkanlık da değişir. Örneğin Kuzey kutbundan bize ne diyenleriniz olabilir.
* * * *
Washington Post gazetesi önceki gün ‘NATO müttefikleri ve Rusya, uzak kuzeyde karşı karşıya gelirken Kuzey Kutbu'ndaki 'Büyük Oyun' başlığıyla bir analiz haber yayınladı. Gazetenin Avrupa Birliği ve NATO'dan sorumlu Brüksel büro şefi ve en deneyimli dışpolitika editörlerinden Emily Rauhala, Kuzey Kutbu için Rusya’nın Süveyş Kanalı‘ diyor.
* * * *
Analiz haberde şöyle yazıyor. ‘Birkaç yıldır Avrupa ve ABD güvenlik, istihbarat yetkilileri, kutup buzunun erimesinin yeni ticaret yolları açacağını, doğal kaynaklar için bir yarışa yol açacağını ve küresel güvenliği yeniden şekillendireceğini bilerek Kuzey Kutup Dairesi üzerindeki bölgeyi daha yakından izliyorlar. Batılı yetkililer, Rusya'nın Sovyet döneminden kalma askeri bölgeleri yeniden canlandırmasını ve Çin'in bir Kutup İpek Yolu planlamasını takip ediyorlar‘
* * * *
Sanırım kamuoyunda pek bilinmese de Türkiye, Kuzey Kutbu’nu içeren Arktik bölgesindeki gelişmelerin içinde. Arktik bölgesi 60’ıncı Kuzey paralelinin kuzeyinde yaklaşık 30 milyon kilometrekarelik bir bölge. 1996’da ABD, Danimarka, Finlandiya, İsveç, İzlanda, Kanada, Norveç ve Rusya arasında Arktik Konsey (Kuzey Kutup Konseyi) kurulmuş. Gözlemci ülkeler var.
* * * *
Türkiye de Arktik Konsey‘e gözlemci üyelik için 2015‘te başvurmuş. Bugüne kadar bir cevap gelmemiş. Kutup çalışmaları oldukça yeni olan Türkiye’nin, açıkçası Arktik Konseyi gözlemci üyelik başvurusu kabul edilir mi veya ne zaman kabul edilir bilmiyoruz. Bölgenin yaklaşık dört milyon kilometrekarelik bölümü buzullarla örtülü. Şimdi eriyen buzdağlarının altından gelecekte çıkacak siyasi, askeri, ekonomik, hatta ekolojik sorunların neler olabileceği bilinmese de Türkiye’nin başvurusu güzel bir girişim.
* * * *
‘Büyük Oyun‘ veya İngilizce ‘Great Game‘ adını duydunuz mu bilmiyorum. 19. Yüzyıl‘da stratejik bölgelerin büyük güçler tarafından paylaşılma mücadelesini tanımlar. Başlıca aktörleri, Britanya İmparatorluğu ve Rusya Çarlığı idi. Pers İmparatorluğu ve Osmanlı İmparatorluğu‘nun da, Büyük Oyun‘un parçası olduğunu söyler tarihçiler. Orta Asya ve Afganistan da, Büyük Oyun‘un oynandığı sahaydı. Şimdi iki yüzyıl öncesinden çok farklı bir dönem yaşanıyor ama Kuzey Kutbu’nda galiba yine bir ‘Büyük Oyun‘a kilitleniyor büyük güçler. Dikkatle takip etmek şart.