Kuraklık tarımı tehdit ediyor

Türkiye ciddi bir kuraklık ile karşı karşıya. Olumsuz bir şeyin yaklaştığı hissedilince ‘Tehlike kapıda‘ denir. Ama kuraklık tehlikesi artık kapıda değil kapıdan içeri girmiş durumda. Kuraklık aynı zamanda artık küresel bir afet. İtalya’da Po nehri kurudu. Fransa rekor kuraklık yaşıyor. Almanya’da Ren nehrinin seviyesi iyice düştü. Afrika’da özellikle Etiyopya, Kenya ve Somali'de yüzyılın kuraklığı yaşanıyor. ABD’de kuraklık Batı kıyılarında başladı. Örnekleri çoğaltmak mümkün. ‘Kuraklık‘ kelimesi, iklim değişikliği ile bağlantılı olarak artık çok sık duyulmakta.
* * * *
İTÜ Uçak Ve Uzay Bilimleri Fakültesi, Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Şen, Türkiye’de 2014’ten bu yana en ağır kuraklığın yaşandığını söylüyor. Avrupa’da da biliminsanları sürekli uyarıda bulunuyor. Münih Üniversitesi’ndeki Yer Bilimleri Fakültesi’nde iklim araştırmacısı Andrea Böhnisch, ‘Şu anda Avrupa'nın büyük bir bölümünde şiddetli kuraklıklar yaşıyoruz. Şiddetli kuraklıklar nedeniyle birçok yerde toprak kurudu‘ diyor.
* * * *
‘Kuraklık yıldan yıla sürüklenir - bu nedenle toprağın bir tür kuraklık hafızası vardır. Bu yüzden kısa bir süre çok yağmur yağdı diye bir kuraklık bitmez. Genel olarak, toprak nemi kuraklıkları veya hidrolojik kuraklıklar başlangıçta daha az fark edilir. Kuraklıklarla bağlantılı olarak, ‘ilerleyen felaketlerden‘ de söz edilir, yani uzun süre keşfedilmemiş gelişmeler - keşfedildiklerinde genellikle çok geç olur‘ diye uyarıyor.
* * * *
Alman Meteoroloji Dairesi’nin verilerine göre, Almanya'da düşük toprak nemi olan günlerin sayısı 1961'den beri önemli ölçüde artmış ve bölgeye bağlı olarak önemli hasat kayıplarına yol açmış. Prof. Dr. Orhan Şen de aynı konuya dikkat çekiyor. ‘İçme suyu temininden daha büyük sıkıntı tarımsal kuraklıktır. Anadolu’yu etkileyen kuraklık devam ederse tarımsal üretimde düşüş görülür. Artık su tedbirleri kapsamında kırmızı alarm verilmesi gerekir‘ diyor.
* * * *
Kuraklık ile ilgili çalışmalara bakıyorum. Kuraklık ‘Normale kıyasla uzun süreli bir kuruluk dönemini, yani uzun vadeli beklentiden anormal bir sapma‘ olarak tanımlanıyor. Genellikle birbiriyle ilişkili olan çeşitli kuraklık türleri var; yetersiz yağış (meteorolojik), yetersiz toprak nemi (tarımsal), su kütlelerinde yetersiz su seviyeleri ve nehirlerdeki akış (hidrolojik) ve suya sınırlı erişim (sosyo-ekonomik).
* * * *
Türkiye‘de 2018’den önce mevcut olan Orman ve Su İşleri Bakanlığı 33 sayfalık ‘Ulusal kuraklik yönetimi strateji belgesi ve eylem planı 2017-2023‘ adıyla bir çalışma hazırlamış. Doç. Dr. Ramazan Ünlü ile Öğr. Gör. Yasemin Ünlü, ‘Türkiye’de Yapılan Kuraklık Analiz Çalışmaları Üzerine Bir Derleme‘ yapmışlar. Bu çalışma 2022’de Afet ve Risk Dergisi’nde yayınlanmış. 1943-2021 arasında kuraklık konusunda 73 yüksek lisans ve doktora tezi, 107 ulusal, 90 uluslararası makale yazılmış. 78 yılda yapılanların hepsi 270 adet. Bir bölümünün de 60-70 yıl önce yapıldığı düşünülürse sanki oldukça yetersiz görünüyor.
* * * *
Son yıllarda gıda konusunda ülkelerin kendi kendine yetebilmesinin önemi iyice ortaya çıktı. Bir avuç buğday için nerdeyse savaşlar çıkacak. Toprak bir su deposudur. Topraktaki su içeriği kritik bir değerin altına düşerse kuru toprak öncelikle tarımı etkiler, mahsul azalır, tarım ürünleri fiyatları yükselir. Ormanlar da kuru topraklardan muzdariptir. Bu yüzden kuraklık artık Türkiye’de bir ‘ulusal güvenlik‘ konusu. Acilen harekete geçilmeli. Konu ile ilgili tüm taraflar el ele verek harekete geçmeli. Kuraklığa karşı Türkiye’nin daha iyi hazırlanması için bilim nasıl yardımcı olabilir? Bu sorunun cevabı mutlaka bulunmalı.