KKTC'de anne ve babalara sormak istiyorum: "Çocuklarınız istediğinde onlara "9 mm'lik bir Walther P 99" ya da "9 mmlik bir Beretta 92 SF" satın alır mısınız?"
Eminim bu soruyu kendilerine yönelteceğim anne ve babalar bana "Bu ne saçma soru! Hiç öyle şey olur mu? Oğlumuza niçin tabanca alacakmışız" derler. Doğrusu da bu!
Peki şimdi soruyorum: "Buna rağmen oğullarınıza niçin tabancaya benzemeyen ama aynı derecede tehlikeli dört ya da iki tekerli "ölüm araçları" alıyorsunuz?
Ehliyet alma yaşına gelen ve aslında hiç bir şekilde trafik tecrübesi olmayan daha da kötüsü delikanlılığından dolayı "aptal cesaretinden" geçilmeyen çocuklarınıza aşırı süratli ve bu ada için gereksiz beygir gücünde pahalı ve de gereksiz büyük araçları aldığınızda aslında onların eline birer "Walther P 99" tabanca tutuşturduğunuzun farkında değil misiniz?
Son yıllarda kaç genç insanımız zapt edemediği hızlı araçlarla yoldan çıkarak hem öldü hem de öldürdü!
Maalesef bu gibi durumlarda yasalarda böyle bir olanak olmadığından çocuklarına büyük bir sorumsuzluk örneği göstererek onları öldüren araçları alan anne ve babalar "suça teşvikten" hesap vermiyorlar.
Oysa daha çok genç ve tecrübesiz olan ve de ehliyetini yeni almış çocuklarına fazla süratli olmayan ve de mütevazi araçlar alarak onların trafikte yetişmesine katkı sağlamak da mümkün.
Aşırı sürat denemesi yapılamayacak sıradan mütevazi ama güvenli araçlarla bindiği arabayı "adam gibi" kullanmasını sağlamak yerine onlara "yarış arabaları" gibi araçlar hediye ederek bir tür "al bu tabanca senin olsun" demiyor muyuz?
Hızlı araba hepimizi baştan çıkarır. Tecrübeli isek baştan çıktığımız anlarda hiç değilse başa çıkma şansımız vardır.
Ancak çocuklarımızın bu şansı yok. Ölüyorlar ve öldürüyorlar!
Oğlunuzun motorsiklet almasına destek olduysanız ona "motorsiklet kullanmanın evrensel bir kültürü" olduğunu da anlatmalısınız.
ABD ve Avrupa'da motorsiklete binen her genç, her insan ilk önce çok çetin bir ehliyet öğrenimi ve sınavı verir. Çünkü motorun şakası yoktur. Deri ceketiniz ya da pantolonunuz olmaksızın otuz km hızla girdiğiniz bir virajda yere sürtünen dizinizin derisnin kalmadığını ya da eldiven giymediğiniz için parmağınızın olmadığını farkettiğinizde artık çok geçtir!
Motorla 90 km hızla giderken yola dikkat etmezseniz ufacık bir taş parçası ön tekerinizin altına girdiği an katiliniz oluverir.
Motorsiklet dünyanın en güzel aracıdır. Onu kullanmak özgürlüktür.
Ancak motorsikletin evrensel bir kültürü vardır! İlk önce onu kullanmasını, zapt etmesini öğrenmek gerekir. Aynı zamanda da motorsiklet üstünde bir şövalyeymişcesine derilerden oluşan zırhınıza bürünme kültürünü öğrenmek şarttır.
Kaskınız, deri ceketiniz, deri pantolonunuz, dizlikleriniz, eldiveniniz ve çizmeniz olmadan emrinizdeki "canavarın" üstünde oturmamanız gerektiğini öğrenmeden motorcu olunmaz. Motor üzerinde atlet, ince pantolon ve kasksız oturanlara "motorsiklet cahili" gözüyle bakılır.
Motor üzerinde terlenir. Hamama giren terler. Terlemek istemeyen de binmez.
KKTC'de sorun sadece "motorsiklet kültürü" eksikliği değil iyi bir trafik eğitiminin olmaması. Anne ve babalara trafik sorumluluğunu öğretemezsek çocuklarını kaybetmelerini de engelleyemeyiz.