Kudüs için Londra’yı satarım!

Böyle dedi İngiliz Kralı Aslan Yürekli Richard...

Türkiye'deki en tanınmış İngiliz tarihi figürdür belki kendisi! Bence öyledir.

İyi bilip tahlil edemediğimiz Anadolu Selçukluları’ndan söz ederken, İstanbul’un tarihinden geçen Haçlı Seferleri’nin hala devam ettiğinden bahsederken, paylaşamayıp, ne yapacağımızı bilemeyip kapısını kemirmeye karar verdiğimiz kutsal mabet Ayasofya hikayeleri anlatırken ve de Selahaddin Eyyubi ile Kudüs üzerine olan çekişmesinden biliriz onu. 

Bilir miyiz? Sanırım yeteri kadar ‘mütecessis’ olmak lazım gelir…

İngiliz krallarının pek azının takma adı vardır ve Aslan Yürekli Richard bu nadide azınlıktan biridir. Hükümdarlık adı ile değil de kahramanlık ünvanıyla anılan kraldır. 10 yıllık krallığının sadece altı ayını ülkede geçirmesinde etkili bir husustur bu sanırım. Büyük büyük dedesi Kral Fatih William gibi...

Dokuz yaşında nişanlandırılmasına rağmen kadınlara ve hanedanın devamına hiç kıymet vermeden ömrü ülke dışında savaş meydanlarında geçen İngiliz Kralı Richard. Zaten kabri de İngiliz toprağında olmayan kraldır Richard.

Almanlara esir düşen Richard.

Kudüs’ü ise hiç ele geçirememiş sayılır Richard’ın. Ancak lakabının da işaret ettiği gibi mühim bir askeri komutan olması, Üçüncü Haçlı Seferi’ne katılması ve kıymetli komutan Selahaddin Eyyubi ile olan ateşkes anlaşması tarihin ve filmlerin cazip konusu olması kralın doğu seferini gündemde tutmuştur. 

Aşçısına ‘Sir’ ünvanı veren kraldır kendileri… Sir Cook!
Robin Hood ile tanıştı mı?

Bu kesin olmamakla beraber Nottingham Kalesi'ndeki bir kabartmada Robin Hood'u bizatihi kendisinin nişanladığı görülür.

Biraz konu ile ilgili okumak kendisinin melek/kahraman değil de babasını birkaç kere tahtan indirme teşebbüsünde bulunan sonra da mitolojik bir kahraman haline getirilen ve  Kudüs konusunda takıntısı olduğu ortaya çıkar.

‘Satın alacak kadar zengin birini bulsam Kudüs için Londra’yı satarım’ dediği rivayet edilir. Bu sözünü okuyunca satış işleminin Arablara zaten yapıldığı geçiyor insanın aklından.

1800’lü yıllarda İsviçreli Fossati kardeşlerin restore ettikleri Ayasofya'ya giriş anı tasvir edilir...Gaspera Fossati’nın fırçasından! Ancak aslında İstanbul’a hiç varmadığı da rivayet edilir.

 

Tarihçiler emin olmamakla beraber İngilizce bilmediğini iddia ederler ki İngiliz tarihine ilgi duyup biraz okuduğunuzda bunun normal olduğunu fark edersiniz. Çok sayıda kralın İngilizce bilmediği bilinir. 1953 yılında ölen Kraliçe II. Elizabeth’in anneannesi Kraliçe Mary bile Alman aksanı ile İngilizce konuştuğu söylenir.

Son olarak da kralın cinsel tercihleri konusunda tarihçiler bölünmüş durumdadır. Gayrimeşru çocuğunun yanında homoseksüel ve hatta heteroseksüel de olabilirmiş. Bu hem karısına ilgi göstermemesi, meşru çocuğunun olmaması gibi sebeplerle daha çok 20. yüzyılda gündeme gelen bir tartışma olsa da bir karara varılamamıştır henüz.

Londra'da Parlamentosu’nun önündeki heykeli kanaatimce Oliver Cromwell kadar ilginç, çekici ve merak uyandırıcıdır. Ancak bunu görmek için popüler bir gezi programı değil mütecessis bir surette dolaşmak gerekir parlementoyu…