012 yılında Türkiye’nin önündeki en önemli birkaç meseleden biri bu. Sadace komşularımız olmasından değil. Başta Kürt meselesi olmak üzere, kendi içimizin bu gelişmelerden nasıl etkileneceği meselesi de hayli kritik.
Irak’ı bölünme eşiğine yaklaştıran olay, Şii Başbakan Nuri El Maliki’nin, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sünni Tarık El Haşimi hakkında tutuklama emri çıkarttırmasıdır! Haşimi bunun üzerine Kürt bölgesine sığınmıştır.
Amerika’nın Irak’ı işgalini Şiiler ve Kürtler sempatiyle karşılamıştı. İşgal bir yandan Irak Kürdistanı’nın kurumlaşıp güçlenmesine yol açtı... Öbür yandan “Baas’ı temizlemek” siyaseti Şiilerin orduda, poliste, bürokraside ve yargıda güçlenmesi sonucunu doğurdu.
Şii Başbakan Maliki sadece anayasal yetkilerle değil, bu yapıya dayanarak hareket ediyor. Irak’ta Şii faktörü bu şekilde yükselirken İran nükleer silahlanma konusundaki adımlarını hızlandırıyor; geçen hafta “nükleer yakıt çubuğunu” ürettiklerini açıkladı!
Irak üç parçalı bir toplum. Petrol zengini güneyde Şii Araplar; hemen hatırlayalım Basra Körfezi’nde İran ve ABD donanmaları karşılıklı volta atıyor!
Ortada Bağdat ve çevresinde Sünni Araplar, Arap dünyasıyla daha yakın bağlara sahipler...
Kuzey Irak’ta Kürtler... Irak’ta güvenliğin ve ekonomik gelişmenin bulunduğu tek bölge...
Üç unsuru da boğaz boğaza getirecek Kerkük gibi hayati çatışma alanları az değil! Etnik ve dini bir boğazlaşmanın bütün Ortadoğu’daki nüfusları nasıl tahrik edeceğini söylemeye gerek var mı?!
İlginç gelişme, Sünni Haşimi’nin tutuklamaya karşı Kürt bölgesine sığınması ve Barzani’nin de “asla iade etmeyeceğiz” diyerek güvence vermesidir. Haşimi “Türkmeneli” televizyonuna demeç veriyor! “Irak’ı korkunç bir gelecek bekliyor” diyor, “İran’ın nüfuz kazanmasına karşı çıkmanın bedelini ödediğini” söylüyor.
Yargılanacaksa Bağdat’ta değil, Kürt bölgesinde yargılanmayı talep ediyor! Ve Türkiye bunu destekliyor!
Bu tablo Iraklı Sünni Araplar, Kürtler ve Türkiye arasında geçici bir konjonktür mü, yoksa stratejik bir yöneliş mi?! Ne gibi sonuçlar doğurur?!
Suriye’de Beşar Esat çekilir de yumuşak geçiş sağlanırsa, bu İran için ciddi bir kayıp olur. Ama Suriye etnik ve dini bir iç savaşa sürüklenirse... Irak’ta Kerkük gibi hayati alanlar yüzünden etnik ve dini çatışmalar çıkarsa... “Arap baharı” modelleriyle ama bu defa halklar birbirine karşı ayağa kalkarsa... Düşünün neler olur?
Türkiye etnik ve dinsel kimlik depremlerinin yaratacağı tsunamilere nasıl dayanır? Hem yüz binlerin göç etmesi anlamında, hem yaratacağı etkiler anlamında...
Irak’ın bölünmesi İsrail’in işine gelebilir ama Şii bir nükleer gücün Irak’taki petrol bölgesine de hâkim olması asla işine gelmez! Bu satırlar yazılırken ABD Başkanı Biden’ın devreye gireceği söyleniyordu, Maliki’nin kolunu büküp Haşimi hakkındaki tutuklama kararını kaldırtmak için...
Ortadoğu’nun bugünkü coğrafyası 20. yüzyılın ilk çeyreğinde çok defa diplomasi masalarında cetvelle çizilmişti? 21. yüzyılın ilk çeyreğinde halkların boğuşmasıyla, oluk oluk kanla ‘küçük Ortadoğu’ haritaları mı çizilecek diye endişeliyim.