‘Önce biraz kestireyim, sonra bu konuyu görüşürüz’ dedi ve öldü İngiltere krallarının en bilineni Sekizinci Henry…
Kendisine ‘Hangi papaz başınızda dua okusun istersiniz?’ diye sorulmuştu.
’İngiliz krallarından bize ne! Biz kendi şanlı tarihimizi bilelim!’ demeyin. Kral Sekizinci Henry demek Avrupa tarihinin çok önemli kısmı demektir, Osmanlı Devleti ile ticaret ve diplomatik ilişkilerin başlaması demektir ve bir o kadar da aşk, ayrılık, ölüm ve merak demektir.
Bakalım mı beraberce ölüm yıl dönümünde? Bu kadar çok bilinenin yanında belki bilinmeyen bazı şeyler çıkar karşımıza…
Henry ismi bir daha hiç bir krala verilmeyen isim demektir. Ne sebeple olduğunu düşünürsünüz? Saygıdan mı? Nefretten mi? diye sorarsanız farklı cevaplar alırsınız.
Evet…İngiliz kralları bir daha Henry diye hiç anılmadılar. En sonuncusu odur, en önemlisi de odur.
Ondan önceki yedi kral Henry’leri karıştırabilirsiniz lakin sekizincisi herkes tarafından bilinir, İngilizlerin en ilgisizinin de bildiği, en ünlü kralı 8. Henry…
Biz onu Katharine, Anne, Jane, ikinci Anne, ikinci Catherine ve üçüncü Katharine ile erkek evlat derdinde biliriz ama o en büyük etkiyi 563 adet manastır kapatarak yaptı. Kilisenin mülk ve gelirlerine el koydu, yeni ve aydın bir toplum oluşturma amacını açıkladı ama hiçbir sözünü tutmadı, kendisi zengin oldu, etrafındaki insanları ve lordları zengin yaptı. İngiltere’de harap ve battal kalmış kilise ve manastır görürseniz onun eseridir. Bunları görmek için biraz kırsal kesimde dolaşmalısınız kanaatimce.
Kadınlarla olan münasebetlerine dalıp başka ne ile ilgilendiği hep bertaraf edildi. Bir yılda 175 çift ayakkabı satın aldı, mücevherlere yoğun para harcadı ve henüz yeni olan matbaa yardımıyla kendi uygulamalarını halkın gözünde yasal göstermeye çalıştı. Bir özelliği daha var ki magazin severler bilmez, ilgilenmez; TAHŞİŞ…Paranın içindeki maden değerini düşürerek enflasyon yaratmak ki ilk onunla görüldü aslında. Kızı Elizabeth çok şükür dirayetli çıktı ve bu maden değeri düşük parayı toplatarak İngiliz parasını değerli hale getirdi ve daha sonra hep değerli oldu. Bu değerin ne olduğunu da en iyi hep Türk Lirası taşıyanlar bildi.
Henry kral olmak için doğmadı, kardeşi ölünce başa geçeceği anlaşıldı. Sarayda babası ile sürekli kavga ederek 6 yıl geçirdi. Hatta hükümet bireylerinin kralın bir gün oğlunu öldürebileceğinden bile şüphe ettikleri bilinir.
Ailenin ikinci çocuğu olduğu için babası tarafından önemsenmediği ama annesi tarafından şımartıldığı ve hatta sıra dışı bir bağlılık duyduğu bilinir.
Babası ölünce de 17 yaşında kral oldu, 48 saat içinde kral olarak adı okundu. İngiliz tarihçileri hala o bilinmeyen 48 saatte neler olduğunu anlamaya çalışır ve Henry’nin daha sonraki yıllardaki davranışlarını, gaddarlığını o 48 saatlere bağlarlar.
Kime ne kadar güvenebileceğini bilemediği bir dönem geçirdi. Öncelikle babasının iki en önemli danışmanını tutuklattırdı. Babasının yaptıkları için özür niteliğinde bir ferman çıkardı ve bununla popülerliğini artırmak istedi. Kısa sürede çok sevildi ama karizması ve başarılı bir hükümdar olmasına rağmen bencilliği ve sadece kendisinin en doğruyu bildiği düşüncesi ile işine yaramayan eskiden çok önemli birisinin kafası aynı anda alıvermesi kendi itibarını zedelediği gibi şanını da söndürdü.
Bir de tabi savurganlığını daha ilk yılında gösterdi; 1509 yılının vergi gelirleri günümüz parasıyla 16.5 milyon iken kendisi birinci yıl başa geçme ve Noel Bayramı kutlamaları için 13.5 milyon Pound harcadı. 19 yaşındaydı.
Aragonlu Katharine ile 20 yıl evli kaldı ama erkek çocuğu olmadı. Bu sebepten boşanmak için bir çözüm aradı ve İncil’de Lievitus kısmı imdadına yetişti. ‘Ölen erkek kardeşinin karısı ile evlenmek!’ Boşanmayı yasal ilan etti ve tabi Vatikan karşı çıktı. Böylece afaroz edilme ve Anglikan Kilisesi kuruluşu başladı. Başı da monarşinin başındaki kişi oldu, çoğu zaman erkek ama 7 kere de kadın oldu.
İkinci evliliğini güzeller güzeli Anne Boleyn ile yaptı ve gelişmeler birincisi gibi oldu; düşükler…düşükler ve erkek evlat üretememek…Ve sonunda bir kız. Bu evlilik de mi lanetlenmişti?
Sonra Jane Seymour ile gelen üçüncü evlilik, doğan erkek ama hastalıklı erkek evlat ve taht kavgaları. Öldüğünde 6 kere evlenmiş ve 3 eşten 3 ayrı çocuk bırakmıştı. Çocukları sırayla taç giydiler, önce oğlu ve sonra da kızları. Her iktidara çıkan diğer kardeşini hapse attırdı. Londra Kalesi’ne hapsedildikten sonra kaç kişi İngiltere tahtına çıkmıştır sorusunun da yanıtı Henry’nin çocuklarının hayatında saklıdır.
Onun adına en çok da kendisinin ve iki kızının doğduğu, bir oğlunun öldüğü Tudor Hanedanı’nın yaz kampı Greenwich’te rastlarsınız…Alfege Kilisesi de vaftiz edildiği yerdir diye düşünülür. Bir de kıymetli Cambridge okullarının binalarının cephelerinde görürsünün heybetini ve döneminin ayrıntılarını.
Aşkını kazıdığı Hampton Court Sarayı’nda dikkatlice bakmalısınız ayrıntılarına….A&H…