CHP'de seçim heyecanı ve aday adayların müracaatları değerlendirilirken bir önceki seçimlerden farklı olarak CHP'ye daha donanımlı ve CHP'yi iktidara taşıma iddiasında olan simaları da görüyoruz. CHP hayalinde iktidar olmayı görür mü görmez mi bilinmez ama entelektüel birikimli, her türlü farklı kesimi kucaklayan, insan, ırk, din, dil, zümre ve düşünce ayrımı yapmayan simaların varolması CHP adına umut verici olduğunu söyleyebiliriz.
Türkiye'nin ilk Koordinatör Valisi olan ve 2003 yılında Merkez Valiliğinden kendi isteğiyle emekliye ayrılan eski Vali Kutluay Öktem Ankara'nın kalbi Çankaya ilçesinde CHP'den Belediye Meclis Üyesi aday adaylığına başvurdu. Ben bir Valinin, Valilik makamından sonra Belediye'nin il Meclisine aday olmasını yadırgarken, Vali Öktem'in “onurunla hizmet ettikten sonra her makam önemlidir” ifadesi beni tatmin etti. Diyarbakır'ın Lice ilçesinde devletin yarattığı depremler dışında doğal depremin ilk yaşandığı 1975 yılında Lice'de genç bir Kaymakam olan Vali Kutluay Öktem; deprem gününü dün gibi hatırlıyor. Burada bir parantez açarak neden “devlet depremi” dediğimle ilgili kısaca şunu söyleyeyim. Malum devlet babanın her canı sıkıldığında Lice'yi taramakta tereddüt etmemiş ve her taramada da en az onlarca masum insan hayatını kaybetmiştir.
Orgeneral Bahtiyar Aydın öldürüldüğü zaman heyetle birlikte Lice'ye gitmiştik. Heyette bulunan dönemin İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı CHP'li Azimet Köylüoğlu'nun şu sözü hala beynimde çakılmış gibi durmaktadır. Köylüoğlu “kendi halkının üzerine kurşun yağdıran bir devletin bakanı olmaktan utanç duyuyorum.”demişti.
Lice deyince unutamayacağım acı anılarımdan biri de; zorla koruculaştıran 200 kişinin Kaymakam Vekili Yüzbaşı Hacı İlbay tarafından zorla kışlaya sokmalarını, işkence görmelerini ve yine heyetle gittiğimizde zorla koruculaştıranların ailelerinin feryat ve figanlarıydı. Yani Lice bildim bileli hep acı, sancı ve gözyaşlarıyla anılan bir ilçe olmuştur.
Lice'nin diğer bir özelliği de yine Lice'lilerin meşhur bir sözüyle “ğıçi toz, hebi otoboz (biraz toz, bir otobüs)”la da uyuşturucu ekmeyle ülke ve dünya çapında tanınan bir ilçe özelliğini taşımaktadır. Vali Öktem Kutluay; 1975 yılında Lice'de meydana gelen depremle ilgili anılarını şöyle anlatı: “Deprem günü öğleye doğru ve tatil günüydü. Evin salonundaydım. Köylerin yolunu açmak üzere dozer istemiştik ve dozer bekliyordum. Ben otururken dozerlerin çıkardığı bir gürültü sesi geldi. Sevindim, aha dedim dozerler geldi. Sevinçle yerimden kalktım ama dozer falan görmedim. Titreşim ve gürültü yaklaşıyordu. O an anladım ki dozerlerin sesi değil, depremdi. Etraftakilerin pencere camları kırılıp dökülmeye başladı. Taş duvarlar birer birer yıkılmaya başladı. Ayaklarım yeri zor tututordu. Kendimi zorla dışarı attım ve arkaya bahçeye kaçtım.”dedi. Sayın Valim; siz kendinizi dışarı attınız da, yengeyi içeride mi bıraktınız, yoksa ondan kurtulmak mı istiyordunuz? Diye sorunca güldü Vali Kutluay. “Yok yahu Cüneyt'ciğim ben o zaman bekardım. Genç bir kaymakamdım.”dedi. Lice'de 6,9 şiddetinde meydana geldiği ve 2385 kişinin öldüğü depremde, çok kişinin ölmesinin nedenini Vali Öktem şu sözlerle ifade etti. “O bölgedeki yapı şekli, topraklı evler olduğu için çabuk yıkıldı ve büyük kayıplar verdik.
Depremden bir hafta önce Ankaraya gelmiştim. Burada 600 tane konut olacaktı ama 140 konut yapılmıştı. Bakanlıkla görüştüm. O zaman Bayındırlık ve İskan Bakanı Nurettin Ok'tu. O dönem de çok da çalışmıştı. Ben geri kalan 460 konutun yapılması için bakanlıkta çok kişiyle konuştum ama bakanlık bana “geri kalan konutu yapmayacağız” diye cevap verdiler. Biz deprem döneminde çok zor bir zor dönemi yaşadık.
Lice'de 135-140 civarında yapılmış afet evler vardı. Onlarda hiçbir can kaybı olmadı. Bir hafta sonra beni TRT yayına davet etti, gittim. Tabii o zaman TRT tek kanaldı ve siyah-beyaz renkliydi. Televizyonda 'zamanında yapılması gereken konutlar yapılsaydı belki bu kadar can kaybımız olmazdı.' sözlerim dönemin yetkilileri tarafından tepkiyle karşılandı. 18373 kişinin yaşamını yitirdiği Gölcük depremi sırasında da Koordinatör Valisi olarak görev yapan Vali Kutluay Öktem, Gölcük depremiyle ilgili de şunları söyledi. “Deprem bölgesinde büyük bir hangame vardı. Gölcük depreminden 1 ay sonra görevlendirildim. Yardımlar düzensiz gidiyordu. Hoş olmayan haberler geliyordu. Bakanlıktan çağırdılar. İnsani Yardım Koordinatör görevini verdiler. Bir ay sonra da Bölgeye Koordinatör Vali olarak atandım. 'Yetki tamamen sizin'dediler. Ertesi gün yer yok, makam yok, personel yok. Kapalı fuar alanına Vali el koymuş, gelen yardımlar oraya geliyor. Yardım malzemeleri dağıtıyorlar, ana baba günü, kimse birbirini duyamıyordu. Orada bir yıldan fazla kaldım ve çok da hayırlı işler yaptım.”dedi. Vali Kutluay'a “neden Çankaya Belediye'sinde Meclis üyeliğine aday oldunuz? Valilik yapmışsınız, sizce bu karar doğru mu?
Sorumla ilgili Vali Kutluay:
“2014 Yerel seçimleri demokrasi tarihimizin en önemli süreçlerinden birini başlatacaktır.Öteden beri dillerden düşürülmeyen Cumhuriyetin demokratikleştirilmesi adımlarından biride bu seçimlerle atılmış olacaktır. 30 il de il özel idarelerinin kaldırılarak büyükşehir belediye sınırlarının il mülki sınırıyla aynılaştırılması hizmetlerin çeşitliliğini artırmış ve alanlarını genişletmiştir. Başka bir ifadeyle bir çok hizmetin planlanması ve yürütülmesi görevi merkezi idare yerine büyükşehir belediyelerine bırakılmıştır. Bu durum büyükşehir belediye meclislerine bir anlamda yerel parlamento niteliği kazandırmıştır. Bu kadar önemli hale gelen yerel yönetimlerin gerek idari kadrolarının gerekse seçimle oluşan yönetim ve karar organlarının da bu görevleri yürütebilecek nitelikli kişilerden oluşması kaçınılmazdır. Siyasi partilerde bu durumun önemini farkederek gerek belediye başkan adaylarını ve gerekse belediye meclis üyesi adaylarını bu durumun icaplarına göre belirleme ihtiyacını hissetmişlerdir. Nitekim iktidar partisinin şimdiye kadar açıklanan adayları arasında halen bakanlık koltuğunda oturan milletvekilleri ile bazı parti üst düzey yöneticileri bulunmaktadır.
Yine muhalefet partilerinden de bazı eski bakanlar ile milletvekillerinin belediye başkan aday adayı olduklarını basın ve medyadan izlemekteyiz. Benimde yakından tanıdığım emekli veya halen görevdeki bazı üst düzey bürokratların da çeşitli partilerden belediye başkanı veya meclis üyeliği adaylığı için başvurduklarını biliyorum.”dedi. Yalan yok, benim CHP'ye, MHP'ye hiç mi hiç güvenim yok ama Vali Kutluay Öktem'in ülkeye hizmet yolunda elini taşın altına koymaktan asla kaçamayacağına olan inancım tamdır. O beni, kimliğimle, Kürtlüğümle kardeş olarak bağrına bastı, sevdi ve hep kardeş gibi davrandı. Kendisini kutluyor, seçilmesini umut ediyorum...