"EL-SEN eşkiyalık yapıyor".
Bunu diyen bir belediye başkanı.
"Kıbrıs Son Dakika" sitesinin bildirdiğine göre "Belediye'nin KIB-TEK'e olan borcunun yapılandırıldığını ve bunun taksitlerinin düzenli ödendiğini söyleyen Büyükkonuk Belediye Başkanı Sezai Sezen, EL-SEN'in bu eylemine tepki gösterdi."
Sadece o değil.
Girne Belediye Başkanı Sümer Aygın'da bu yapılanın "halka karşı" olduğunu söyledi. Girne sokakları kapkaranlık. Girne'de asayiş tehlikede.
Lefkoşa sokakları aynı durumda. KKTC'de yollar kapkaranlık.
Radarlar işlemiyor. Zaten çok kaza olan ülkemizde radarların bir parça olsun "kazaları önlemeye" yararı vardıysa artık bu önlem de işlemiyor
KIB-TEK isimli çoktan eskimiş sistemle elektrik üreten, gereğinden fazla eleman çalıştıran, elektriği çok pahalıya mal eden bir devlet "çiftliği" pardon kurumunun sendikalı çalışanları kaçınılmaz olan özelleştirmeyi engellesinler diye "yasadışı" yollara başvurmaktalar.
Uzun yıllardır elektrik borcunu ödememiş olan resmi kurumların ve özel sektörün elektriğini hiç bir yetkiye sahip olmaksızın kesmekteler.
Elbette borcu olanların ödememiş olması doğru değil. Ancak borç tahsili bu işten görevli olan kurum ve çalışanlarının görevi. Sendikaların böyle bir yetkisi yok!
Bazı borçlular ise bu "yasadışı" eylem nedeniyle apar topar borçlarını ödedikleri için bu yapılanı alkışlayanlar var!
Oysa farkında değiller!
KKTC'nin anarşik bir ortama itilmesini alkışlamaktalar.
Bir sendika üyelerinin "yasa dışı" bir şekilde elektrik kesmesinin "çek senet mafyası" uygulamasından hiç bir farkı yok.
Borçlusundan alacağını alamayan bazıları "çek senet mafyasına" bırakırlar bu işi. Asında yaşamlarının en büyük hatası olur. Çünkü gün gelir "çek senet mafyası" kapılarına dikiliverir. Ancak o saatten sonra yapacak bir şeyleri kalmaz.
KKTC'de de devletin yapması gerekeni "suç işleyerek" yapanları alkışlayanların gün gelir aynı şekilde bir uygulamanın kurbanı olduklarında "devlet nerede?" diye bas bas bağırırlar. İşte o zaman hukuk devleti kurallarının ne kadar kutsal olduğu ortaya çıkar.
Bugün KKTC'de Sezai Sezen'in deyişiyle "eşkiyalığa" göz yumanlar hatta alkışlayanlar bunu çok iyi düşünmeli.
EL-SEN eylemi her kesim için emsaldir. Buna bir kez izin verirseniz, bir gün mahkemeler ağır işlediği için suçluyu infaz eden polis memuruna hiç bir laf edemezsiniz!
Buna bir kez izin verirseniz, polis müdahale etmiyor diye gürültü çıkaran kiracısının elektrik şalterini indiren ev sahibi kendini haklı sanır!
Buna bir kez izin verirseniz, sonunda ülkede öyle bir anarşik ortamda yaşarsınızki, herkes adaleti kendi sağlamak adına belinde silahla gezer!
"Devlet görevini yapmıyor, bundan böyle devlet benim" demek suçtur.
"Adalet işlemiyor, öyleyse adaleti ben sağlarım" demek suçtur.
Türkiye'de "ülkeyi korumam gerek" diyerek ve de kendilerini bu işten sorumlu olarak pazarlayanlarak "cunta planları yapanlar" işte bunun için Silivri'deler!
KKTC'de "çek, senet mafyalarının" gayet doğal bir ortamda var olmasını istemiyorsanız bu "yasa dışı elektrik kesme işlemini" alkışlama hatasına düşmeyin.
Normalde bır hukuk devletinde bu tarz hiç bir yetkiye sahip olmaksızın birilerinin elektriğini kesmek gibi suç işleyenler polis tarafından suç üstü yakalanır ve haklarında adli işlem uygulanır.
KKTC'de de borcu olsa bile elektriği kesilenler bu tarz bir suçun kurbanı olduklarında ilk yapmaları gereken bu suçu işleyenleri kolluk kuvvetlerine ihbar etmektir. Yetkisi olmayan kimse kimsenin elektik şalterini indirip, işlemez hale getiremez. Bu arada internetten "kesilmiş elektrik tekrar nasıl bağlanır?" sorusunu sorarak yardım almak mümkün! Yasadışı kesilen elektriği tekrar bağlamak yasadışı olamaz her halde!
Şimdi bir uyanık çıkıp bir özel security oluşturup para karşılığı borçluların elektrik şalterlerini koruma görevi alır ve kesmeye gelenleri şiddet uygulayarak engellerse bunun sorumluluğu kime ait olacak?
Huzur istiyorsak, anarşi istemiyorsak daha geç olmadan bu eylemcilere dur demek gerekiyor!
Ülkede ise bu nedenle acilen bir Erken Genel Seçime ve ardından UBP-CTP Koalisyonu'na ihtiyaç var!