ÖZEL HABER:
FOTOĞRAF:
ALİ HAYDAR YEŞİLYURT
2019 yılından bu yana 5'inci kez Londra’yı ziyaret eden Cumhurbaşkanı, Türkiye ile ilişkiler, Kıbrıs politikasının son durumu, adanın merak edilen nüfusu, kızlarıyla ve eşi Sibel Tatar ile ilişkileri ve cumhurbaşkanlığı adaylığına kadar farklı samimi açıklamalarda bulundu.
"TÜRKİYE'NİN SÖZLERİNİ DİKKATE ALMADAN, KIBRIS’TA BİR ÇÖZÜME ULAŞACAKLARINI SANANLAR ÇOK YANILIYORLAR"
Adada gelinen son siyasi duruma değinen Tatar, federal temelde bir anlaşmanın 50 yıldır hiçbir netice vermediğine vurgu yaptı. Cumhurbaşkanı, bundan sonra Kıbrıs’ta uzlaşmayı ancak iki devletli bir çözümün sağlayabileceği görüşünü ifade etti.
Ersin Tatar, “Eski Kıbrıs’ın artık çok daha değişmekte olduğunu, statümüzün çok yükseldiğini görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin sözlerini dikkate almadan, Kıbrıs’ta bir çözüme ulaşacaklarını sananlar çok yanılıyorlar. Dolayısıyla ben işte bu noktada da ağırlığımı koyarak, Türkiye ile yüzde yüz uyum içerisinde siyaset geliştirmek suretiyle, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gelişmesi ve kalkınması için, Türkiye'nin de tam desteğiyle, farklı projelerin Kıbrıs'taki ekonomik hayata uygulanması ile gerçekten yeni bir dönemin başlangıcını sağladığımızı inanıyorum.” dedi.
"İKİ DEVLETLİ SİYASET HEP GÖNÜLLERDE"
Cumhurbaşkanı seçildikten sonra geçen son üç yılda önemli yeniliklere imza attığını ve KKTC’nin dünyaya açılması, tanınması konusunda çok değişiklikler olduğunu kaydeden Ersin Tatar, “iki devletli siyasetin hep gönüllerde olduğunu” belirtti ve şöyle devam etti:
“İki devlet Rauf Raif Denktaş’ın da gönlündeydi. Çeşitli sıkıntılar nedeniyle, Türkiye Cumhuriyeti’nin içinde bulunduğu koşullar, siyaset ve bizim siyasetimiz bunun erken olduğu söylemekteydi. Hem Mehmet Ali Talat, hem de Mustafa Akıncı seçildiklerinde, 'Biz bu işi bitiririz.' deseler de çözemediklerini biliriz. Sayın Talat, 'Ne yapayım kendimi Sarayönü Meydanı'nda asayım mı?' demişti. Sayın Mustafa Akıncı da Crans-Montana masası çöktüğünde 'Bu nesil bu şansını yitirmiştir, bundan sonra herhalde artık KKTC olarak olarak yolumuza devam edeceğiz.' diyen kişidir.”
“TÜRK ASKERİNİN GÜNEY’DE GÖZÜ YOK”
Adada son 50 yıldır hiçbir hadise olmadığını, Kuzey’deki toplumun Türkiye’nin fiili garantisini adadaki caydırıcı güç olarak gördüğünü vurgulayan Ersin Tatar, “Türk ordusunun Güney’de gözü yoktur. Bunun kesinlikle altını çizmek istiyorum. Gazze’de yaşanan olaylar bir kere daha Türkiye’nin garantörlüğünün ve adadaki Türk askerinin varlığının caydırıcı bir güç olduğunu tekrar anlatma fırsatı vermiştir. Türk askerine gerek yok diyenler belli. Bu son Gazze olaylarından sonra halkın belki yüzde 99’u Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini adadaki caydırıcı güç olarak görmektedir. Caydırıcı güç diyorum; çünkü Türk askerinin Güney Kıbrıs’ta gözü yoktur. 50 yıldır adada hiç bir hadise olmamıştır. Bütün bunlar bizim şu anda savunduğumuz siyasete destek olmuştur.” diye konuştu.
“KUZEY KIBRIS’IN RESMİ NÜFUSU 410 BİN”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bugüne kadar resmi ağızlardan açıklanmayan ve merak edilen nüfus konusu ile ilgili de net konuştu.
“Baktığımızda, 1974’te sonra Kuzey'e gelip yerleşen kardeşlerimiz vardır. 20-25 sene yaşadıktan sonra çoluk çocuk, torun sahibi oldular. Kendilerine vatandaşlık vermek durumundaydınız, verdik, vermeye devam ediyoruz.” diyen Cumhurbaşkanı, Başbakan Ünal Üstel’in açıklamaktan kaçındığı KKTC resmi nüfusunun 410 bin olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Tatar, Güney Kıbrıs'ın 1878 öncesi nüfusunun 100 binin altında olmasına rağmen, 1969 yılında 400 bin, günümüzde ise 850-900 bin olduğuna da işaret etti. Güney’in nüfusunun da son yıllarda çok arttığına ve bunların Yunanistan, Ege Adaları ve hatta Karadeniz’den getirildiğini kaydeden Tatar, “Güney'in nüfusu orada mı çoğaldı? Şüphelerim var.” dedi.
“YURT DIŞINDAKİ VATANDAŞLARIMIZIN OY VERMESİ İÇİN ÇALIŞIYORUM”
Ana vatanlarından uzak yaşayanların her zaman yanında olduğunu tekrarlayan Tatar, Başbakan ve diğer milletvekilleriyle yaptığı temas ve değerlendirmelerinde yurt dışındaki soydaşlarının oy kullanmasını desteklediğini de vurguladı.
Dünyanın her yerinde Güney Kıbrıs vatandaşlarının, ikamet aranmaksızın oy verebildiğine değinen Tatar, “Bu iletişim çağında, Kuzey Kıbrıs dışında yaşayan vatandaşlarımızın da, ikamet şartı aranmadan, oy kullanma haklarının yasal düzenleme ile verilmesi gerektiğine inanmaktayım.” dedi.
“İLGİLİ OLAN SANDIĞA GİDER”
Ersin Tatar, bu konudaki görüş ayrılıklarıyla ilgili olarak ise şunları kaydetti:
“Bunu doğru bulmayan çıkıp 'neden doğru bulmadığını' söylesin. O vatandaş ise diğeri de vatandaştır. Kaldı ki ülkemize baktığımızda oy vermeye yüzde 65 gidiyor, yüzde 35 gitmiyor. İlgisi alakası yok. Yurt dışında da ilgisi olan, fikri olan, düşüncesi olan oy vermek, hakkın kullanmak isteyen kullanabilmelidir. Hepsinin gidip oy vereceğini beklemiyorum. Oy kullanmak isteyen kullanabilmeli ki daha fazla bir irade ortaya çıksın. O irade Kıbrıs Türk halkının iradesidir. Nerede yaşıyorsa yaşasın benim gibi gönlü ve yüreği Kıbrıs’ta atan, Kıbrıs sevgisiyle hayatını yaşayan, askerliğini yapan her türlü bağı olan binlerce insanımız vardır. Bu insanlar her geldiğimde benden oy kullanma istiyor. Bunun ciddiyetle ele alınması gerekmektedir.”
“EVDE CUMHURBAŞKANI DEĞİL, SİBEL TATAR’IN EŞİYİM”
Cumhurbaşkanı olduktan sonra çok yoğun bir yaşama adım atan Ersin Tatar, eşinin de yoğun bir çalışma hayatı olduğunu ancak evde “Cumhurbaşkanı olmadığını, Sibel Tatar’ın eşi olduğunu” vurguladı.
İstanbul Hukuk Fakültesi mezunu eşinin özgün ve doğal olarak her konuda kendi fikri, düşüncesi ve görüşü olduğunu işaret eden Cumhurbaşkanı, “Kanal T yönetiminde bir takım noktalarda farklı düşündüğümüz oldu. Sıkıntı yaşadığımı da söyleyebilirim. Eşimin fikirlerine hep saygı duydum. Farklı kişiler benim itirazıma rağmen yıllarca yayın yaptılar. Ancak kadın eşitliğine saygı ve sevgi hep tarzım oldu. Onun söyledikleri elbette çok değerlidir. Ben farklı düşünsem de artık duruma göre herkes kendi hareketlerini ona göre düzenleyebilir. Dolayısıyla evde 'cumhurbaşkanıyım' diye bir iddiam hiç olmamıştır.” dedi.
İki kızına küçüklüklerinden itibaren özel ilgi gösterdiğini de ekleyen Cumhurbaşkanı, Ankara’daki evli doktor kızı Cansu Ayten’i özlediğini, Canev’in ise kendileriyle yaşadığını ifade etti.
“CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞINI ZAMANI GELİNCE GÖRECEĞİZ”
Cumhurbaşkanı Tatar, daha önce 2025 seçimlerinde yeniden Cumhurbaşkanlığı'na adaylığını koyacağı yönündeki haberlerin medyada büyütüldüğünü belirtti. Ersin Tatar, “Sohbet esnasında 'Arzu eder misin?' diye sordular. Benim sağlığım ve tecrübem yerinde. Şu ana kadar bu işi başarılı bir şekilde götürdüğüm inancıyla, tabii ki 'Arzu edebilirim.' demiştim. Ama tabii olayı medyada öyle bir işlediler ki bunun resmi olarak açıklanması başka bir iştir.” dedi.
Bu konuların kolay olmadığını, aday olup kazanabilmek için siyasi partilerin, kurum ve kuruluşların karar almaları gerektiğini söyleyen 5’inci Cumhurbaşkanı, resmi açıklamasının daha zor olacağını söyledi. Bazı istişarelerin önemli olduğunu, zamanı gelince hep birlikte görüleceğini de ekledi.
Tatar, yaptığı çalışmalarda ortaya koyduğu değerlerle, uluslararası gelişmeler, iki devletli siyaset, Maraş açılımı ve Türkiye ile ilişkilerde, cumhurbaşkanlığı döneminde gerçekten başarılı bir dönemden geçtiğine inandığını ekledi. Tatar, “Benim yakın çevremde istişare içerisinde olduğum bazı önemli merkezlerde bunu bu şekilde değerlendirdiklerinden dolayı inşallah önümüzdeki süreçte bütün bu hedeflerin gerçekleşeceğini düşünmekteyim.” dedi.
“İLERİDE CUMHURBAŞKANI OLARAK ANILMAK İSTESEM DE ASIL MESLEĞİM MALİYE”
Biyografilerinde kendisinden “siyasetçi” ve “iktisatçı” olarak bahsedildiğini, ilerde "KKTC’nin eski Cumhurbaşkanı" olarak anılacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Ama ben hem iktisatçıyım hem maliyeciyim. Bunlar benim mesleğim. 5 yıl Maliye Bakanlığı yaptım. Amcalarım gibi mali müşavirlik yaptım, bu mesleği önemsiyorum.” diye sözlerine son verdi.
Söyleşinin geniş özetini izlemek için video Link: https://www.youtube.com/watch?v=lb4o155KnKk