Kavga kolay olunca barışmak zorlaşıyor...

Ahmet Kaşif, bir anlamda parti için muhalefetin lideri. Ancak parti içinde muhalefetin nasıl yapılacağını bilemedikleri için konumlarını tanımlamakta zorlanıyorlar.
UBP’den ayrılma gibi bir niyetleri yok.
Alınan oy ve parti tabanında sahip olunan desteğe güvenerek hesap yapıyorlar. Yapılan hesapların karşılıklı hesaplaşmaya döneceği dönem ise 2014 Genel Seçimleri olacak.
Ahmet Kaşif net bir şekilde UBP’de aktif siyasete devam edeceğini söyledi.
Yeniden genel başkan adayı olur mu? Bilmem.
Ama, İrsen Küçük’e karşı kavgada geri adım atma niyeti olmadığı çok açık.


Ulusal Birlik Partisi (UBP)’nde yaşananlara bakar mısınız?
Neredeyse bir yıl kıran kırana bir kavga yaşandı.
Yaşananların siyasal mücadele, ya da demokratik yarış kalıbına sokulması olası değil.
Bulunduğumuz yerden yaşananları gözledik.
Gözlerken suskun da kalmadık.
“Onlar yesin birbirini, bize de yazacak malzeme çıksın” ucuz yaklaşımını da tercih etmedik.
“Kavga bu kadar uzun ve seviyesiz olursa, barışmak, uzlaşmak, yaşananların unutulması da o kadar zor olacak” diye uyardık.
Yazdıklarımız okunmadı mı?
Okundu.
Söylediklerimiz dinlenmedi mi?
Dinlendi.
Ancak ipler hızla kopma noktasına geldiği için kavga durmadı.
***
Önceki akşam UBP Genel Başkanı ve Başbakan İrsen Küçük’le konuştuk.
Dün de Genel Başkanlık yarışını yedi oy geride tamamlayan Ahmet Kaşif’le sohbet etme şansını buldum.
Kurultay sürecinde kelimenin tam anlamıyla karşı karşıya gelen taraflar, kendiliğinden bir “Ateşkes” yaşanmasına karşılık kalıcı barıştan, uzlaşıdan daha çok uzak.
***
Sadece İrsen Küçük ve Ahmet Kaşif’le konuştuklarım değil...
UBP içinden, ya da UBP’deki gelişmeleri yakından izleme şansı bulanlarla da konuşuyorum.
UBP’de kurultay sürecini, genel başkanlık yarış sürecini çıkar elde etmek için “bereketli dönem” görenler bir biçimde parti içinde birlik-beraberlik istemiyor.
Özellikle Başbakan İrsen Küçük’e bu amaçla yakın olmak isteyenler var.
Hele bir de çok az farkla seçimin sonuçlanması var ya...
Herkes kendi ve etrafındaki birkaç oyu İrsen Küçük’ü parti başkanı ve Başbakan yapan oylar olarak görüyor.
Peki görmekle yetiniyor mu?
Hayır yetinmiyor.
Kurultay sürecinde çok açık bir şekilde seslendirilen talepler şimdi biraz daha masum, biraz daha çekingen olarak sürdürülüyor.
***
Bir de bütünleşmenin, parti için etkin görevlerin yeniden yapılandırılmasından korkanlar var.
Başbakan istediği kadar “Seçime kadar kabinede değişiklik yok” desin, bazı bakanların olası bir değişiklikten ödü patlıyor.
***
Genel başkanın seçilmesi sonrası UBP Parti Meclisi bir kez toplandı.
O toplantı da Lefkoşa Türk Belediyesi başkan adayını resmen belirlemek içindi.
O toplantıdan sonra Parti Meclisi toplanmadı.
Toplanacağı yönünde sinyal de yok.
Meclis Grubu da toplanmıyor.
Arka arkaya üç kez yapılacağı söylenen grup toplantısı gerçekleşmedi.
Dünkü Meclis toplantısına Başbakan hiç katılmadı.
Ahmet Kaşif, “İmam gelmezse cemaat namazı nasıl kılacak?” diye sordu.
Ben de espri ile karışık, “Herkes istediği gibi kılsın tamamdır” dedim.
***
UBP Grup Başkan Vekillerinden Necdet Numan, Grup Toplantısı isteyen Kaşif ve arkadaşlarına pazartesi, mutlaka toplantı olacağını söyledi.
Kaşif ve arkadaşları grup toplantısını neden istiyor?
En yalın tanımlamayla eteklerindeki taşları dökmek için.
Anladığım ya da hissettiğim kadarıyla grup toplantısında Başbakan ve bazı bakanlar bir anlamda topa tutulacak.
Kaşif, 24 Şubat, ikinci tur genel başkanlık seçiminin ardından yaptığı yazılı açıklamada kamuoyu ile paylaştıklarını, UBP Meclis Grup toplantısında gündeme getirip, parti politikalarında etkili bir taraf olmayı deneyecek.
***
Başbakan ve yakın çevresi için muhalefetin dile getirdikleri ya da basında çıkan iddialar da not edilip dosyalanıyor.
Kaşif, kendilerinin UBP’de parti içi muhalefet olarak nitelenmesini istemiyor, ya da sevmiyor.
Halbuki şu anki tabloya göre Ahmet Kaşif ve onunla birlikte hareket edenler UBP’de parti için iktidarın parçası değil.
Parti içi iktidar Ahmet Kaşif ve arkadaşlarını, parçaları olarak görmüyor.
Bunun anlamı ya da konulabilecek ismi Kaşif ve arkadaşlarının parti içi muhalefet olduğudur.
***
HAVADİS’te ilk yazım Tahsin Ertuğruloğlu ile yaptığım bir sohbet sonrası kaleme aldığım bir yazımdı.
O yazım HAVADİS’e manşet olmuştu.
Arkadaşların öne çıkardığı manşet ise “Parti içi iktidarın parçası değilim”di.
Yani Tahsin Ertuğruloğlu, o zamanki genel başkan Derviş Eroğlu ile yollarını ayırdığı zaman tek başına, parti içi muhalefet olduğunu seslendirebilmişti.
Ahmet Kaşif, bir anlamda parti için muhalefetin lideri.
Ancak parti içinde muhalefetin nasıl yapılacağını bilemedikleri için konumlarını tanımlamakta zorlanıyorlar.
UBP’den ayrılma gibi bir niyetleri yok.
Alınan oy ve parti tabanında sahip olunan desteğe güvenerek hesap yapıyorlar.
Yapılan hesapların karşılıklı hesaplaşmaya döneceği dönem ise 2014 Genel Seçimleri olacak.
Ahmet Kaşif net bir şekilde UBP’de aktif siyasete devam edeceğini söyledi.
Yeniden genel başkan adayı olur mu?
Bilmem.
Ama, İrsen Küçük’e karşı kavgada geri adım atma niyeti olmadığı çok açık.

(Havadis'ten)