Karısını döven erkekler mi yazacak Rahşan?
Gerisi yok çünkü bazıları o şiddeti bizzat uygulamakla meşgul da ondan!
Kim yazacak?
Karısının dişlerini döken köşe yazarı bey mi?
Yoksa karısının üzerine dışkısını atan yazar efendi mi?
Dört çocuğunun annesi 25 yıllık karısını dövüp bıçaklayan sosyal güvenlik uzmanı mı?
Veya müessesedeki bütün kadın çalışanları taciz eden genel yayın yönetmeni mi?
Olmadı karısını durmadan boynuzlayan büyük yazar mı?
İnsan Hakları Derneği avukat Eren Keskin’e şöyle sıkı bir şekilde tecavüz etmek isteyen genel yönetmeni mi?
Veya Rojin’i dağa kaldırıp onu seks kölesi yapmak isteyen yazar bey mi?
Bunlar mı yazacak Rahşan?
Dahası yazdı diye alkışladıklarının da geçmişi o kadar temiz olmayabilir.
Demek istediğim:
Karısını dövenler içimizde!
Her gün ahkâmlar kesiyorlar, televizyonlara çıkıyorlar, gazeteler yönetiyorlar.
İki gün önceki yazımda sormuştum: Karısının ağzını burnunu kırdığını bildiğiniz bir erkekle ilişkinizi kesebiliyor musunuz?
Hayır kesemiyoruz. Kesmediğimiz gibi koştura koştura yanında çalışıyoruz, davetlere çağırıyoruz, imza günlerine gidiyoruz, yeri geliyor yazılarını alkışlıyoruz.
Bu da böyle bir dram.
Benim asıl derdim kadına şiddet yasası bu “erkek meclis”den nasıl geçecek?
Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Fatma Şahin, Kadına Şiddet Yasa’sının meclisten geçmesi için yoğun çaba harcıyor. Bugün meclisteki tüm kadın vekillerle görüşecekmiş, sabah NTV’de söyledi.
Çocuklara tecavüz edenlere testosteron düşüren tedavi uygulaması (bir çeşit hadım) teklif edilmişti hatırlarsanız, kale bile alınmadı. Bir gün kendilerine de yapılır sandılar herhalde. Kadın milletvekilleriyle değil aksine erkek milletvekilleriyle görüşmeli Fatma Şahin. Bu soruna erkekçe değil insanca yaklaşan vekillerle.
Başbakan ister insanlığa dem vursun ister dini referans versin ama bu yasayı desteklediğini mertçe çıkıp söylemeli.
Bize erkek yazarlar değil erkek milletvekilleri lazım.
Ama tabii onlar ne kadar günahsız acaba?