Kardeşlik nedir?

Kardeşlik nedir?


Kardeşler nasıl olmalı?


Kardeşler arasında oluşan ihtilaflar nasıl giderilmeli?


Kardeşlik hukuku nedir ve bu hukuka nasıl riayet edilmelidir?


Kardeşler arasında çıkmış kanlı kavgalar nasıl unutturulmalıdır ve olası çıkacak yeni kavgalar nasıl önlenmelidir?


Belki bütün bu soruların cevabı da tek bir şeyde yatmaktadır. O da insan olmak, adaletli olmak, empati kurmak, vicdanlı olmak, vicdanını kullanmak, kalplerdeki kirli ve pasaklı lekeleri çamaşır suyuyla değil insan sevgisiyle temizlemekte yatar.


Kardeşlik; yüreğin sızladığında, gözlerinde boncuk boncuk damlalar yanaklarına süzüldüğünde sırtında hissedeceğin sıcacık bir eldir kardeşlik.


Kardeşlik; kışın zemheririnde, yazın cehenneminde bombardımanlar altında kalıp gözlerinin önünde yuvan cehennem ateşiyle yanıp külleri rüzgarlara savrulup, savrulan her zerrecik yüreğine bir hançer gibi sapladığında sana sarılan bir kucaktır kardeşlik.


Kardeşlik; gencecik fidanlar Diyarbakır Ulu Cami içinde yan yana dizilip al bayraklara sarılıp dört iklimin aynı anda yaşandığı cennet memleketinin her tarafına dalga dalga yayılıp hawaw hawar ve figan sesleriyle uğurlandığında gözyaşlarıyla birlikte lanet olası kardeş kavgasına lanet okuyabilmektir kardeşlik.


Kardeşlik; Cumhuriyetin gözaltılarında kardeşlerin kaybolup, Helikopterlerden aşağı uçurumlara salındığında, Dicle Nehrinde kaybolup Fırat’a kanı aktığında haysiyetli ve onurlu barışı istemektir kardeşlik.


Kardeşlik; bir annenin evlatlarının açlığına dayanamayıp hindi başlarını Şehitliğin Hal Pazarından toplayıp koşar adımlarla evine yol aldığında bir parça yutkunmak, utanmak ve düğüm düğüm olmaktır kardeşlik.


Kardeşlik; gencecik Hülya Çakır’ın teamüdden hayatına son verdiğinde onun sonunu hazırlayanlardan hesap sormak, toplumun ve insanlığın vicdanında mahkum etmektir kardeşlik.


Kardeşlik; onlarca militanın cesedini yakıp karakolların önünde cesetlerinin üzerinde fotoğraf çekenleri lanetleyip onları adaletin ve hukukun önünde hesap verebilmelerini sağlayarak hak ettikleri cezaya çarptırılmasını sağlamak, bunu bir daha yapılmayacağına dair bütün dünyaya söz vermek, vahşetten utanmak, sıkılmak ve arlanmaktır kardeşlik.


Kardeşlik; Kardeşinin dili yasaklandığında, Hastanelerde, devlet kapılarında ve bütün yaşamsal alanlarda aşağılandığında, hor görüldüğünde ve insan yerine konulmadığında bütün insanlık duygularıyla bu zulme karşı durmak, kardeşinin onurunu ve haysiyetini iade edip özür dilemeyi bilmektir kardeşlik. Kardeşlik; kardeşin kurşunlara hedef olup, bombalar altında katliamlara uğrarken Yılbaşlarını hava fişeklerle, barlarda dans edip göbek atmak da değildir kardeşlik.


Kardeşlik; senin kardeşin bir asırdan beri senin dilinle konuşur, şiirlerini yazarken, şarkılarını, acılarını, özlemlerini, gözyaşlarını, feryatlarını, figanlarını ve yaşama dair her şeyini senin dilinle yaşarken onu diline tahammül etmemek değildir kardeşlik.


Kardeşlik; kardeşin romanlarını ve hayata dair her şeyini senin dilinle yaşar, yazar, gocunmaz, yüksünmez ve bu benim dilim değil demez içselleştirirken senin kardeşinin dilinden yazılmış tek cümleyi bile yasaklaman kardeşlik değildir.


Sayın Bahçeli; hepimizin ortak değeri, inancı ve kültürü olan bir bayramda kardeşinin diliyle yazılmış tek cümleye tahammül edemeyip o cümleyi sildirtmen kardeşlik hukukuna, ahlakına, bin yıllık değerlerimize ve kardeşliğimize sığmamıştır.


Evet Sayın Devlet Bahçeli adın Devlet ama devlet babanın evlatları arasında dağıtması gereken adalet ve ahlak anlayışına göre hareket etmeyerek başta Kürt halkına ve bütün Türk milletine ayıp ettin. Gerçekten çok ama çok ayıp ettin Sayın Bahçeli.


Soyadın Bahçeli ama kardeşliğin bahçesinde olması gereken goncaları, yaseminleri ve Muhammedi çiçeklerini kopararak kardeşler arasında nifak sokarak tarihe ve millete karşı da ayıp ettin Sayın Bahçeli.


Sayın Bahçeli; Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatçı kadar bile kardeşliğini gösteremedin. Göstermediğin gibi Saatçı’yı kesin ihraç istemiyle onu disipline sevkettin. Başkanda onurlu duruş göstererek senin ihracını beklemeden istifa etti.


Aslında sizin Kürt kardeşlerinize karşı işlemiş olduğunuz İnsanlık ayıbından ötürü istifa etmeniz gerekirdi ama yalancının mumu yatsıya kadar da kalmadan sizin kardeşlik yalanınız Fethiye’de patladı Sayın Bahçeli.


Sayın Bahçeli; hani sizin “bin yıllık kardeşliği yaşa ve yaşat” yalanınız nerede kaldı?


Eğer bu yalanınızla Kürtleri, Türkleri ve bu ülkede yaşayan bütün Türk milletini kandırabileceğinizi düşünüyorsanız tarih sizi fena halde yanıltır. Hatırlatmak isterim.


Eğer Türkiye Cumhuriyeti devletinde tek bir Kürt dahi bundan sonra sizin “kardeşlik” yalanınıza inanmaya devam ederse biliniz ki O Kürt’te bir ahmaklık vardır.


Ben sizin Ülkücü camiayı sokaktan çekmenize, tahriklere kapılmayınız uyarınıza büyük bir değer biçmiş ve bir Kürt olarak takdir etmiştim. Lakin sizin bu son davranışınız sadece Kürtleri değil kardeşlik duygusunu taşıyan milyonları incitmiştir.


Size tavsiyem ya bu “kardeşlik” yalanınızdan vazgeçiniz ya da gerçekten kardeşliğe inanıyorsanız o zaman gereğini yapınız derim.