Karayip Adaları’ndan Notting Hill’e...

Bugün olmazsa da yarın hala şansınız var ve bir de pazartesi günkü resmi tatili de ekleyebilirsiniz’ diyerek başlayayım.

Yiyeyecek içecek tezgahlarından büyük ekranlara, kalabalıkla beraber yüksek seslere, renklere ve müziğe. Katıldığınız hiçbir festivale benzemez derler Notting Hill Festivali/Karnavalı için. Bir de tabi iki yıldır yapılmadığını düşünürsek coşkusu daha büyük olacak.

Çok kültürlü Londra’nın neredeyse Karayipler ile özdeş kabul edilen karnavalının hikayesi 18. yüzyılın ‘karanlık günleri’nden gelir ama düzenlenmesi 1960’lı yıllardan kalmadır.

Şimdi herkes eğlence kısmına dalsa da karnaval ile özdeşleşen birkaç kişiden en ilginci karnavalın kurucusu ve Jamaika’dan Britanya’ya kaçak geldiği gemide getirdiği ses sistemini karnavalda kullanan Vincent George Forbes’tir.

Rio de Janeiro’dan sonra dünyanın en kalabalık, coşkulu ve büyük karnavalıdır. Tabi Avrupa’nın da en büyük sokakta yapılan festivali olunca, yaz ayına ve hafta sonuna da denk gelince turistlerin de de yüzde 20 oranında katıldığı ama yoğun ilgi gösterdiği bir etkinliktir. Yorucu, kalabalık, gürültülü ama eğlence dolu festivalidir.

İki milyon kişinin iştirak ettiği bir karnavaldır, 70 civarında canlı sahne kurulur. Tabi en ilgi çekeni maskeli ve kostümlü yürüyüştür ki 300 adet kişinin abartılı, renkli, hayal gücünün sınırlarını zorlayan kostümlerle yürümesidir. Eski medeniyetlerin mitolojilerindeki ürkütücü güçler ve tanrılar betimlenir. Bu haliyle sanıldığı gibi seksi değil ürkütücü ve abartılı olmayı amaçlar. Çünkü antik çağlarda insanlar bizler kadar giyinemezdi ve doğa olaylarını açıklayamayıp korkuya kapılırlardı.

Bu abartılı ve gösterişli kostümlerin tasarlanması ve dikilmesi tahmin edilebileceği gibi son derece zor, zaman alan, planlı ve yetenekli olmayı gerektiren bir süreçtir. Toplamda bir milyon saat harcanır. Hepsi de Trinidadlı sanatçılardır. Kaynağı değişmese de her yıl 15 bin civarında farklı kostüm sergilenir ki sadece Afrika veya Amerika değil eski antik uygarlıklar da kostümlerle sergilenmeye çalışılır.

Tabi bu tür organizasyonların ekonomik boyutu müthiştir. 9000 adet polis memurunun görev aldığı bu iki günün Londra ekonomisine katkısı 100 milyon Sterlin civarıdadır. 300 civarında yeme içme standında 5 ton tavuk, 1 ton pilav satışı yapılır. İçecekleri ile de çok ilginçtir. 5 milyon sıcak ve soğuk içecek ama 25 bin şişe civarında rom. Tabi bu da kolonilerle ilintilidir, şeker kamışı bu içeceğin hammaddesidir.

Polis gücü karnaval boyunca hazır bulunur ama yine de endişe etmeden tecrübe edilebilecek bir karnavaldır, kalabalığa rağmen güvenlidir; 1987 ile 2000 yılları arasında sadece 5 kişi hayatını kaybetmiştir. Rio Karnavalı’nda 2014 yılında 155 kişinin öldüğü düşünüldüğünde…Ama yine de taşkınlık yapıp polisi karşısında bulan ve hatta tutuklananlar yok değil. Yine de karnaval için ‘tipik bir pazar günü derbi maçı kadar sorun çıkabilir’ denir.

Polis kuvvetinin sayısında bahsedince 2013 yılında görev başında kendini tutamayıp dansın büyüsüne kapılan polis memurunun sıcak dansı YouTube’da izlenme rekorları kırdı…1.3 milyon kişi ile.

Eğlenceler perşembeden pazartesi gecesine devam eder. Kraliyet Ailesi’nin Prens Charles ile temsil edildiği şenlikli karnavalı bugün kaçırdıysanız yarın da gidebilirsiniz. Pazar günü, yani festivalin ikinci günü çocuklarla gitmeye daha uygundur ama yüzünüze bir avuç çikolata çalınabilir, hiçbir şey yapamazsınız, bu festivalin bir geleneğidir, yalanabilirsiniz dilinizin uzunluğu ölçüsünde…