Karartma operasyonu

Türkiye, 15 yıl sonra postmodern darbeyi konuşuyor, tartışıyor. Neredeyse hepimize 28 Şubat\'ın aktörleri olarak Ali Kalkancı\'yı, Müslüm Gündüz\'ü, Fadime Şahin\'i yutturacaklar.

15. yılında, \"28 Şubat karartma operasyonu\" vizyonda. Güncellenmiş gaye, milletin hafızasına format atmak. \"Darbe şakşakçıları\"nın eşliğinde \"demokratlar\" sanki gönüllü nefer. Bırakın darbenin arkasındaki elleri ifşa etmeyi, taşeronlarını bile hâlâ koruma-kollama hevesindeler. Tarihin ve milletin 28 Şubat\'ı sadece onların seçtiği figüranlarla hatırlaması tezgâhı kurulmuş, milletin zihnini kodluyorlar.

Artık hayatta olmayanları, askerin \"tak\" emrettiğini \"şak\" yapan yargı mensuplarını geçiyorum. \"Yaşayan efsaneler\"den, dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Çevik Bir, Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgeneral Erol Özkasnak\'tan bu yıl darbenin yıldönümü yayınlarında bahseden oldu mu?

Hani bir Yalım Erez vardı, hatırlar mısınız? Refah-Yol Hükümeti\'nin kuruluşunda baş mihmandar. DYP ile RP arasında hükümet protokolü imzalandıktan sonra hükümet programı yazılırken dış politika ile ilgili bölümde görüşmeler tıkanıyor, Çiller, \"Bunlar olmazsa, koalisyon da yok\" diyor. Erez, Erbakan\'ı ikna edince Refah-Yol daha kurulmadan yıkılmaktan kurtuluyor. Gün oluyor devran dönüyor, \"darbe\" tamtamlarını duyan ilk bakan da o. Görene, bulana aşkolsun, ortalarda yok, istifayla ses veriyor. Yalım Erez\'siz bir 28 Şubat düşünülebilir mi? 15. yılında okuduk ve izledik ki düşünülebilirmiş! Ona hükümet kurma görevinin verilmesini akıl edenlerin koruması ve kollaması altında olsa gerek.

Daha önce yazdım, yine yazıyorum. 28 Şubat\'ın Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan. Hükümetine namlu çevirenlerin görevden alınmasına dair kararnameyi imzalamamıştır. Darbe taşeronlarının seçilmişler arasındaki en önemli işbirlikçisidir. Kendileri, 2011 seçimlerinden beri de tüzük kurultayından \"demokrasi şöleni\" çıkaran Kemal Kılıçdaroğlu\'nun yakasına iliştirilmiş bir 28 Şubat hatırası olarak CHP Grup sıralarında oturmaktadır. 28 Şubat\'ın 15. yılı hikâyelerinin hiçbirinde Fadime Şahin kadar yer bulamadı. Herhalde, ülke postal korkusundan sessiz sinema oynayan başbakanlar görünce pabucu dama atıldı!

Postmodern darbeyi iki Kemalsiz anmak olur mu? Kemal Gürüz ve Kemal Alemdaroğlu sayesinde 28 Şubat YÖK\'ü ve İstanbul Üniversitesi\'ni ele geçirebildi. Hakkı teslim edelim, anlatıcıların ajandasında bulunmayanı hatırlayan ve hatırlatan savcı oldu.

TOBB Başkanı Fuat Miras, TİSK Başkanı Refik Baydur, Türk-İş Başkanı Bayram Meral, DİSK Başkanı Rıdvan Budak, TESK Başkanı Derviş Günday. Onlar \"5\'li çeteydi\" rol dağılımından paylarına \"silahsız kuvvetler olmak\" düşmüştü. \"Unutturulacaklar\" listesinin en başında yer aldıkları için unutulmaya ilk onlar yüz tuttu.

\"Medyadan niye bahsetmiyorsun, hiç mi günahı yok\" diye soracak olursanız, bu yazı zaten onlara ithaf edilmiştir. Bin yıl devam edecek midir bilmem ama sayelerinde 28 Şubat\'ın karartma ayağı 15 yıldır tedavülde.

\"Karartma günleri\"nde ona değinmeden geçemeyeceğim, Tansu Çiller. 28 Şubat\'ın en fazla mağdur ettiği siyasetçi, partisi bölündü, en yakınlarının ihanetine uğradı, iktidardan alaşağı edildi, en sonunda siyasetten silindi ama zor zamanlarda dik durdu, süngüye selam çakmadı. O günlerde verdiği demokrasi mücadelesinin onurunu \"karartma operasyonu\"nda susarak korudu. Sanki bugün söylenmiş gibi hafızamda, eminim o da hiç unutmamıştır. Rahmetli Ayvaz Gökdemir, 28 Şubat sürecinde partisi DYP\'den ayrılan milletvekilleri için söylemişti: \"Bunlar 3 çeşit, süngüden korkanlar, ikbal arayanlar ve kirli çamaşırlarını yıkatanlar.\" Ayvaz Hoca, hâlâ kirli çamaşırları yıkatıyorlar!

(BUGÜN)