İlk çocukluk anıları... Başımızda hasır şapkalarımız, çoluk çocuk banliyö trenine Göztepe İstasyonu’ndan binip Süreyya Plajı’nda inişimiz... Anneannenin ısrarıyla Göztepe Camii’nin imamından Kuran dersi aldığımız için bazen nefes nefese yetişirdik o trene.
Aynı yıllarda Moda’da kadınlar plajı var, yaz ortası kızlarını hırkasız sokağa salmayan Erenköy’ün ve üst Göztepe’nin tutucu ailelerinin tercihi...
70’li yıllarda İstanbul artan biçimde göç almaya başladı. Süreyya Plajı’ndan aileler çekildi, yerini yalnız gelen erkekler aldı. Özgürlüğümüz kısıtlandı, kızlara gözünü dikip bakanlar yüzünden gidemez olduk oraya. Marmara iyice kirlenene kadar Kalamış sahilinden kiralanan sandallarla denize açılıp idare ettik durumu.
Sonra zaten Süreyya Plajı falan da kalmadı, Cumhuriyet değerlerinin üzerinden geçen silindir gibi, kumsalın üzerinden de sahil yolu geçti.
Plaj özgürlüğümüz din baskısından değil, kadın yüzü görmemiş erkeklerin İstanbul’a gelişiyle kısıtlandı.
***
Yıllar sonraki durum içler acısı. Erkeklerimizin büyük çoğunluğu hâlâ kadınlarla bir arada yaşamayı öğrenemediler. Bugünün ortamında şimdi bir de “din kılıfı” çıktı. Bir Kocaeli gazetesinde çıkan makaleye kızan genç erkek, yorumunda diyor ki: “Müslüman ülke değil miyiz? Elbette tüm plajlarda kadın-erkek ayrımı olacak!”
Kocaeli Belediyesi talebin kadınlardan geldiğini söylüyor. Ancak Kadınlar Plajı konusunda çıkan eleştiri yazılarına hemen hemen yüzde yüz oranında erkeklerden görüş gelmesi tuhaf değil mi?
Erkek otoritesinin hiç tartışılmadığı bir aile yapısında baba kızına, koca karısına “Ancak kadınlar plajı olursa gidersin” derse, yaz sıcağında suya girmek isteyen ne yapsın?
Erkeğin çağdaşlaşamadığı bir ülkede kadınlar ister plajda, ister eğitimde, ister siyasette, ister sokakta olsun, hiçbir yerde özgür olamaz. Böyle bir toplumda din kılıfı, uysa da uymasa da her koltuğa geçirilir.
Nitekim öyle de oluyor.
Kocaeli’ne gelene kadar İstanbul’da Boğaz sahilinde çok sayıda kadınlar plajı var. Hatta bunların adı artık “Bayanlar Plajı”! İnternette “Her gün son model araçlarla Bayanlar Plajına her şey dahil 20 TL” diye ilan var.
***
Bazı meslektaşlarımız “özgürlük” üzerinden giderek kadınların da özel plaj isteme hakkı olduğunu, bunu normal karşıladıklarını yazdılar ve söylediler.
Elbette ki herkesin her şeyi isteme hakkı vardır. Ancak söz konusu özel durumda isteme hakkının özgürlükle olan ilintisi çok fazla sorgulanmaya muhtaç.
Erkek bakışının egemen olduğu bir ülke yönetim biçiminde kadınlar özgür olamaz. Erkekler adam olduklarında, kadınlar üzerindeki erkek baskısını çektiğinizde kadınlar plajı marjinalleşmeye mahkûm bir olgudur.
Bu sorgulamayı kişisel olarak yaptığımda çıkan sonuç şu: Kocaeli’nde kadınlar plajı yapılacak yere çekilen tahta perdeye yazılan “2012 Modeli Utanç Duvarı” yazısının altına imzamı atarım.
(Cumhuriyet gazetesinden alınmıştır)