‘Büyük ikramiyeyi kazanan beş parasız dul’…şimdi 57 yaşında ama Harry Potter furyasını başlatarak ilk kitabı basıldığında 32 yaşındaydı Joanne Kathleen Rowling…J.K. Rowling. Bugün de doğum günüdür.
İngiltere’nin çekici tepelikleri ve doğal güzellikleri ile ünlü bölgesi Bath, Bristol şehirleri ile Cotswolds Bölgesi’nde doğdu, yaşadı ve okula gitti. Evlenince ve devamında boşanınca yolu Edinburg’a çıktı. 2008, 2017 ve 2019 yıllarında dünyanın en çok kazanan yazarı olarak ilan edilse de aslında epeyce bir süre ‘tek ebeveyn’ statüsüyle devlet yardımı ile yaşadı, çocuğunu yetiştirdi ve yazdı. Yazmaya başlamasında geciken bir treni beklerken hayal kurması etkili olmuştur denir. Harry, Ron ve Hermione trenleri geciken bir istasyonun ürünü aslında. Ama o esnada yanında kalem ve kağıt olmadığı için tren yolculuğu boyunca bu üç karakteri düşünüp harmanlamış kafasında. Manchester’dan Londra’ya kadar. O sebeple kitaplarında tren istasyonları ve tren seyahatleri muhteşemdir diye düşünebilirsiniz.
Anne ve babasının Londra King’s Cross İstasyonu’nda tanışıp evlendiklerini hatırlayınca bu istasyondaki çekimlerin, Platform 9 tam 3 bölü 4’ün ne demek olduğunu daha iyi anlayabilirsiniz.
Bir de Potter soyadı…? Bristol yakınlarında taşındıkları Winterbourne köyünde sevilen komşularının soyadıdır. Anne ve babası aşklarının peşinden gidip hiç üniversite eğitimi almasalar da çocuklarını bolca kitap okuma alışkanlığını boğmuşlar ki Rowling ilk yazma denemelerine 6 yaşında başlamış.
Ama yine de hayatına bir öğretmenin dokunduğunu kabul eder…Lucy Shepherd, ona yazmanın teknikleri konusunda epeyce şey öğreten öğretmeni… öğrencisi için de ‘yaratıcı lakin utangaç’ der.
Yolu Portekiz’e ve orda tanışıp evlendiği çocuğunun babasına çıktı. Koca şiddeti mağduru Portekiz’den dönerken Harry Potter’ın ilk nüshası çantasındaydı. Harry Potter’da Portekiz etkisini hiç bilmeyiz aslında…yazarken düşük yaptığını, hamile olduğunu, doğurduğunu, dayak yediğini ve evden dışarı atıldığını da…
İngiltere’ye geri dönmez aslında, kız kardeşinin yaşadığı Edinburg’a gitti, bir kısım eseri de verdiği yere, çok ziyaret edilen ama şimdilerde yanıp kül olan The Elephant Cafe’ye…
Çünkü evi farelerin cirit attığı küçük bir Edinburg apartmanıdır ve haftada 69 Pound kazancı vardır. Kendisi o zamanki durumunu modern Britanya İmparatorluğu’nda evsizlerden bir derece daha iyi durum olarak tanımlar.
İntihar girişiminde bulundu veya veya intiharı tasarladı, evliliğini sonlandırdı, annesini kaybetti ve kafelerde yazmaya başladı. Yazmayı tamamlayamayacağından korktu. Bütün bu duygu hallerini de kitabında işledi.
12 yayıncıdan red aldı. Belki o sebeple eserlerini bastıramayan ve basılması için üstüne para vermek zorunda kalan Jane Austen en sevdiği yazarlardandır. 13 şanslı rakamı da denilebilir. Ülkenin en zengin 200 kişisinin içindedir.
Harry Potter tabi, hiç bilmeyenin de bildiği fantezi eseri, 1997 ile 2007 arasında 7 cilt yazdı, 500 milyon basımı oldu ve 70 dile çevrildi. 200 ülkede, yani her ülkede satışa sunuldu. Filmi yapıldı.
Erkek çocukları bir süreliğine okuyucu olarak çekebilmek için yazarın bir kadın olduğu gizlenmek istendiği için adının baş harfleri kullanıldı ve daha sonra da hep öyle kaldı ve hatta marka oldu.
Büyücülüğe ve sihire inanmayan ama gençleri büyülediğine inanılan Rowling’in Harry Potter serisi Amerika ve bazı Arap ülkelerinde yasaklandı.
Üzücü şeyler de oldu;
En üzücü olanı Edinburgh seferinde oturup bir bardak çay içilen kafenin yanmasıdır…The Elephant House Cafe…Rowling, ilk Harry Potter kitabını bastıktan sonra 1996 ve 1997 yıllarında bu kafede antik bir ahşap sandalyede oturdu ve yazdı. Neyse ki sandalyesi kurtarılabildi.
Bir yıl oldu neredeyse ama kafe açılmayacak.