LONDRA - İngiltere'nin Kıbrıs Rum kesimindeki Akrotiri üssünden kalkan İngiliz ve ABD askeri nakliye uçaklarının İsrail'e indiği iddia edilirken, İngiliz milletvekili Kenny MacAskill'in konuya ilişkin soru önergesi engellendi.
Askeri ve istihbarat kurumlarının çalışmalarına ilişkin araştırma haberleri yapan İngiliz Declassified UK'in haberine göre, İngiltere Savunma Bakanlığı, 13-26 Ekim'de Kıbrıs Rum kesiminin güneyindeki Akrotiri üssünden Tel Aviv'e 17 askeri uçuş gerçekleştirdiğini kabul etti.
Ancak Declassified'ın elde ettiği verilere göre, aynı dönemde Akrotiri-Tel Aviv arasında aralarında C-17A nakliye uçağı da dahil 33 askeri uçuş yapıldı. İsrail'in Gazze bombardımanının başladığı günden önce uçtuğu tespit edilemeyen A400 tipi nakliye uçağı bu dönemde havalandı.
Declassified'ın sorularına yanıt veren İngiltere Savunma Bakanlığı, uçakların askeri yardım amaçlı değil İngiltere'nin diplomatik girişimleri ve tahliyeler için gönderildiğini belirtirken haberde, "Askeri yardımların ortaya çıkarılması Savunma Bakanı Grant Shapps'ı Uluslararası Ceza Mahkemesinde sorgulanacak hale getirebilir." değerlendirmesi yapıldı.
Uçakların ne taşıdığına ilişkin herhangi bir bilgiye ulaşılamadığı ifade edilen haberde, C-17A'nın 3 Black Hawk helikopteri, 134 personel ve tank taşıma kapasitesi bulunduğu, savaş alanına hızlı şekilde etkili askeri güç taşıma potansiyeli bulunduğu bilgisi paylaşıldı.
İSRAİL'E UÇAN ABD ASKERİ UÇAKLARI DA İNGİLİZ ÜSSÜNÜ KULLANIYOR
Declassified'ın bir diğer haberinde de Akrotiri üssünün, İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri dışında ABD uçaklarının da İsrail'e yardım taşıma merkezi olarak kullanıldığı öne sürüldü.
ABD'nin Avrupa'daki bazı üslerinde bulunan askeri ekipmanlarını Akrotiri'ye getirdiği savunulan habere göre, onlarca ABD nakliye uçağı ve helikopteri, Akrotiri'den Tel Aviv'e uçuşlar gerçekleştirdi.
Çatışmaların başladığı 7 Ekim'den 2 ay öncesine kadar hiçbir ABD askeri hava aracının Akrotiri'ye ya da Akrotiri'den uçuş gerçekleştirmediği iddia edilen haberde, İsrail'in Haaretz gazetesinin bazı haberleri de delil olarak gösterildi.
Declassified'ın iddialarına yanıt veren ABD Savunma Bakanlığı, ABD'nin uluslararası partnerleriyle bölgede gerilimi düşürmek, istikrarı sağlamak ve insani yardımları desteklemek için çalışmasını sürdürürken İngiltere'ye ait üslerin kullanımında da bu hedefleri gözettiğini ifade etti.
Haberde, ABD'nin de İsrail'e ne taşıdığı konusunda bilgi yer almazken ABD'ye ait C-17 uçakları ile C-130J Hercules uçaklarının İsrail'e gittiği belirtildi.
C-130J Hercules'in 20 tona yakın malzeme ve 128 personel taşıma kapasitesi bulunduğu da haberde yer aldı.
İNGİLİZ ÜSSÜ ABD'NİN İSTİHBARAT UÇAKLARINA DA ÜS OLDU
Declassified'ın bir diğer iddiasına göre, ABD'nin istihbarat amaçlı uçuşları da Akrotiri'den yapılıyor.
Haberde, Orta Doğu'daki operasyonlara hazırlık için 129 Amerikalı havacının bulunduğu Akrotiri'de ABD'nin casus uçuşlar yapan keşif filosunun da kalıcı olarak konuşlandığı ileri sürüldü.
ABD keşif uçuşlarından elde edilen istihbaratın üçüncü ülkelerle paylaşıldığı belirtilen haberde, WikiLeaks'in ve ABD Ulusal Güvenlik Dairesi çalışanı Edward Snowden'ın açık ettiği 2008 ve 2013 tarihli belgelere göre söz konusu üçüncü ülkenin İsrail olduğu ifade edildi.
İDDİALARI ARAŞTIRMAK İSTEYEN MİLLETVEKİLİNİN SORU ÖNERGESİ ENGELLENDİ
İddiaların üzerine Alba Partisi milletvekili Kenny MacAskill, Savunma Bakanlığına, İngiltere'nin çatışmalardaki rolü ve İsrail'e desteğini araştırmak üzere bir dizi soru önergesi verdi.
Kendisine yanıt olarak gönderilen e-postada "Sorunuz Hükümet tarafından engellendi." ifadelerinin yer aldığını bildiren MacAskill, "Savunma Bakanlığı bu üsteki operasyonel konular hakkında yorum yapamayacağını belirtti." yanıtını aldığını da kaydetti.
MacAskill, Declassified'a yaptığı açıklamada "Bu bir demokraside kesinlikle kabul edilemez. Gazze'de soykırım yapılıyor ve hükümetimizin ne yaptığını bilme hakkımız var." diyerek daha önce bu tarz bir engellemeyi hiç yaşamadığını vurguladı.
İddiaların savaş suçlarına katılma sorusunu gündeme getirdiğini kaydeden MacAskill, "Hükümetimizin açıklığa ve şeffaflığa ihtiyacı var.” değerlendirmesini yaptı.