İsrail'in Güney Kıbrıs'a binlerce işçi ve asker göndereceği haberini dünkü gazetelerde okmuşsunuzdur. Habere göre İsrail hükümeti doğalgazın çıkartılması ve bu gaz terminallerinin güvenliğini sağlamak amacıyla Rum tarafına 20 bin komando gönderecekmiş.
İsrail son iki yıldır Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile her alanda yoğun ilişki geliştiriyor. Ankara'nın Suriye ve Lübnan ile ilişkilerinin bozulmasını fırsat bilen İsrail, Türkiye'nin geleneksel düşmanları Rumlar ve Yunanlılarla stratejik ittifaklar kurmuş ve Türkiye'yi batı ve güneyden sıkıştırmak için özel çaba harcamıştı.
1- İsrail ve Yahudi lobilerinin AB'deki etkinliği,
2- Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti'ni resmen temsil eden Güney Kıbrıs'ın AB üyesi olması,
3- İngiltere'nin Kıbrıs'ta iki büyük askeri üssünün bulunması ve bu üslerin gerektiğinde NATO tarafından kullanılması,
4- İsrail'in ABD ilişkileri üzerinden NATO olanaklarından yararlanması ve Malataya'daki Füze Kalkanı Projesi'nin gerektiğinde İsrail'e koruma sağlaması,
5- Ve son olarak Rumların 1 Temmuz'dan itibaren AB dönem başkanı olması gözönünde bulundurulursa bu haberin önemi daha da artar. Çünkü Rumlar kendi belirledikleri alanlarda doğalgaz aramaya devam edecek bu ise aynı bölgede gaz çıkarmayı planlayan İsrail'in işine yarayacaktır. Bu süreç Türkiye'de olduğu gibi daha önce Rumlarla anlaşma imzalayan Mısır ve Lübnan tarafından da yakından izlenmektedir. Bakalım Mısır'ın yeni İslamcı yönetimi bu anlaşmayı ne yapacak.?
Hizbullah'ın içinde bulunduğu hükümet ise Türkiye dostu Hariri hükümetinin daha önce imzaladığı anlaşmayı şimdilik onaylamıyor. Konuyla ilgisi olan Suriye ise şimdilik beklemede.
Oysa Şam; Türkiye ile ilişkilerinin iyi olduğu dönemde yani 2008-2009'da KKTC ile feribot seferleri başlatmış ve Kıbrıslı Türklerin Suriye'ye KKTC pasaportuyla vizesiz girişlerine izin vermişti. Bu ise o zaman Kıbrıslı Rumları ve AB ülkelerini çok kızıdırmıştı. Şimdi ise KKTC İsrail ile işbirliğini tercih ediyor. Yani Ankara İsrail'in Rumlarla ilişkilerini yakından takip ederken İsrailliler ve İsrail şirketleri KKTC'de çok kapsamlı iş yapmaktadır. Yani İsrail'in Güney Kıbrıs'a binlerce asker göndermesine gerek yok.
Çünkü İsrail'in KKTC'de bir o kadar ajanı ve işbirlikçisi var. Bunlarla ilgili olarak KKTC medyasında her gün yeni haber çıkıyor. Bu haberlerin en ilginci ise İsraillilerin Kuzey Kıbrıs'ta çok eskilerden kalma bir Yahudi mezarlığını aradığıyla ilgili haber. Adamlar dinsel, tarihsel ve stratejik nedenlerle atalarının mezarlarını ararken biz burada gönderilecek binlerce İsrailli askerin adada neler yapabileceğini hesaplamayacak kadar yüzeyseliz.
Çünkü günlerdir Heron ve Predator ile ilgili tartışmalar yaşanırken hiç kimse çıkıp 'Yahu Heronlar'ın İsrail, Predatorlar'ın da Amerikan yapımı olduğunu' söylemiyor. Üstelik Predatorlar direkt olarak Amerikalılar tarafından kullanılarak bilgiler Türkiye aktarılmakta, Heronlar ise İsrail teknolojisiyle yapıldığı için kullanma sırasında neleri nasıl İsrail'e sızdırabileceği ise tartışma konusudur. Çünkü kişisel olarak ben İsrail ile ilgili her konuya mutlaka kuşkuyla bakar ve İsraillilerin bir dümen çevirdiklerini, çevireceklerini düşünürüm. Gelişmeler de hep beni haklı çıkarmış, çıkarmaktadır.
Örneğin Irak işgal edildikten sonra yeni yönetimin ilk kararlarından biri herhangi bir nedenle yurtdışına kaçan Iraklıların tekrar ülkelerine dönmelerini ve Irak vatandaşlığına alınmalarını sağlayan karar idi. Şimdi bir düşünün Irak'tan İsrail'e kaçmış on binlerce Irak Yahudisi (Kürt ya da Arap) İsrail vatandaşı olarak yendien Irak'a dönmüş ve pasaport alarak bu kez Iraklı olarak Türkiye'ye ya da Arap ve Müslüman ülkelerine istediği şekilde girip çıkmaktadır. Peki bunlar arasında acaba kaç Mosad ajanı olabilir.
Ya da bunlardan kaçı acaba gerektiğinde Mosad adına Türkiye'de ya da Arap ülkelerinde eylem yapabilir? Ya da bunlardan kaçı acaba Türkiye'de ya da Arap ülkelerinde hatta KKTC'de bu ülkelerin saygın şirketleri ve kişileriyle iş yapmaktadır?
(Akşam gazetesinden alınmıştır)