İnkar Yasası ne için?

Fransa\'da inkar yasasına karşı açılan davada Anayasa Konseyi\'nin iptal kararı vermesi Türkiye\'den çok Fransız kamuoyunda etki yarattı. Fransız basınının bir kısmı Konsey\'in kararını \'Sarkozy\'ye hakaret\' olarak değerlendirirken, bir kısmı da \'akil adamların bir hatayı düzeltmesi\' olarak yorumladı. Konsey, kararını hem evrensel değerlerden hareket ederek yasanın ifade özgürlüğüne aykırı olmasına, hem de ulusal değerlere atıfta bulunarak Fransız Anayasası\'nın 34. maddesine aykırı olmasına dayandırdı.
Kuşkusuz seçim öncesi böyle bir olumsuzlukla karşılaşmış olmak Sarkozy açısından son derece rahatsız edici. Nitekim yeni yasanın hemen hazırlanması için talimat vermesi, bu işin peşini bırakmayacağını gösteriyor. Yenilmekten hoşlanmıyor. Bu bakımdan Sarkozy\'yi mutlu edecek bir seçim sonucu çıkması halinde önümüzdeki dönemin öncelikli gündem maddelerinden birisinin inkar yasası olacağını şimdiden söyleyebiliriz. Biz de bu vesileyle karar hakkında kısa bir değerlendirme yapalım.

1- Fransız Anayasa Mahkemesi\'nin iptal ettiği karar \'soykırım yasası\' değil, \'soykırımı inkar etme hakkının kısıtlanması\' yasası. Yani konunun bir soykırım olup olmadığı tartışılmıyor. Fransa bu konudaki kararını 2001 yılında vermiş ve \'Fransa, Ermenilerin 1915 yılında maruz kaldığı soykırımı tanır\' ifadesi kabul edilerek resmiyet kazanmıştı. Bugün tartışılan yasa ise \'soykırımı inkar etmenin düşünce özgürlüğünün kapsamına girip giremeyeceğine\' dair. Parlamentoya göre \'Ermeni soykırımının inkarı\' tıpkı Yahudi soykırımının inkarı gibi bir düşünce olarak kabul edilemez, zira nefret suçu kapsamındadır. Oysa Anayasa Mahkemesi\'ne göre bu konu düşünce ve ifade hürriyetinin kapsamına giren ve hem Fransa Anayasası ile hem de İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile garanti altına alınan bir hakkın kullanımına işaret ediyor. Son sözün hukukçulara bırakıldığı bir konudan söz ettiğimiz için, durum şimdilik lehimize ve karar istediğimiz şekilde iptal edilmiş bulunuyor.

2- Sarkozy seçim sonrasında inkar yasasının yeniden gündeme getirileceğinden söz ederken muhalefet de ondan farklı bir yerde durmuyor. Her ne kadar yasaya verilen destek ne parlamentoda ne de Senato\'da çok güçlü olsa bile, sosyalistlerin adayı Francois Hollande da yasayı uzlaşma içerisinde tekrar gündeme getireceğini bildirdi. Burada ilginç olan nokta her iki liderin de yasanın Türkiye\'yi hedeflemediğini, yasaya karşı çıkan Fransa\'daki Türklerin yanlış düşündüğünü belirtmeleri. Nitekim Türkiye\'den yükselen sert tepkilere rağmen, Sarkozy\'nin bile oldukça alttan alan bir tavır içerisinde olduğu gözlemek mümkün. Bir yandan yasa konusundaki ısrar sürerken, diğer yandan da Türkiye ile olan ikili ilişkilerin öneminin altı çiziliyor, Türkiye\'ye karşı bir tavır içinde olunmadığı söyleniyor ve tepkinin yumuşatılmasına çalışılıyor.

3- Peki öyleyse \'bu yasanın hedefi ne?\' sorusunu sadece Ermenilerin oylarını almak bağlamında açıklamak ise oldukça basit bir yaklaşım. Fransa bir süredir bu konuyu Türkiye ile Avrupa\'nın ilişkilerini şekillendirmek için bir araç olarak kullanıyor. Nitekim Sarkozy\'nin kalkış noktası inkar yasasının sadece Fransa\'da değil, tüm Avrupa\'da geçerli bir kural haline getirilmesi. Yani hedef Avrupa sathında kanunlaştırılmış, uluslararası mahkemeler tarafından kabul edilmiş bir \'soykırım kabulü\' üretmek. Bunun bir tek anlamı var: Türkiye\'yi Avrupa\'dan dışlamak. Araya aşılmaz psikolojik engeller koymak ve Türkiye kimliğini soykırımcı etiketiyle yeniden dünya kamuoyuna sunmak. Bu paketin birçok alıcısı olacağına kuşku yok. Yakında nisan ayı sendromu patlak verecek ve Obama soykırım dedi mi, demedi mi tartışmalarıyla günler geçecek. Türkiye liderliğe soyundukça, rekabet yarattıkça ve 20. yüzyılda alışılan büyük güçler hiyerarşisini kırmaya yeltendikçe bu tasalar artacak. Büyük başın derdi de büyük olur deyip hazırlığımızı yapalım.

AKŞAM