İngiltere'de eski Terörle Mücadele Polis Teşkilatı Başkanı Neil Basu, aşırı sağcıların ülke geneline yayılan şiddet eylemlerinin "terörizm" olarak ele alınması gerektiğini bildirdi.
Ülkede 2018-2021'de terörle mücadele konusunda en üst düzey görevde bulunan Basu, yerel basına yaptığı açıklamada, geçen hafta başlayan ve ülke geneline yayılan aşırı sağcı sokak olaylarının "terörizm sınırını aştığı" değerlendirmesinde bulundu.
Toplumun bir kesiminde terör yaratmaya yönelik ciddi şiddet eylemlerinin görüldüğüne işaret eden Basu, haleflerinin bu konuyla çok yakından ilgilenmeleri gerektiğini belirtti.
Eski polis şefi Basu, "İçinde nefret ettiğinizi açıkça belirttiğiniz insanların bulunduğu binayı ateşe vermeye çalışmak, ister Müslüman ister sığınmacı olsun, halkın bir kesimini korkutmak için tasarlanmış ırkçı amaçla insanlara ve mallara yönelik şiddet eylemidir. Bu sadece terörizm tanımına uymakla kalmıyor, bu aynı zamanda terörizmdir. Modern linç girişiminden başka bir şey değildir ve bunu yapanlar şiddet içeren düzensizlikten 5 yıl değil, ömür boyu hapis cezasıyla karşı karşıya kalmalıdır." ifadelerini kullandı.
Basu, mevcut şiddet dalgasının "sosyal medya aracılığıyla yayılan yalanlar" tarafından tetiklendiğini ve bu konuda bir şeyler yapılması gerektiğini vurguladı.
OLAYLAR NASIL BAŞLADI?
İngiltere'nin Southport kentinde 29 Temmuz'da 17 yaşındaki saldırgan, 3 çocuğun öldüğü, 8'i çocuk 10 kişinin yaralandığı bıçaklı saldırı gerçekleştirdi.
Sosyal medyada saldırganın kimliğiyle ilgili yayılan spekülatif haberler sonucu Southport'taki aşırı sağcılar polisle çatışarak Southport İslam Toplumu Camisi'ne taşlı saldırı düzenledi. Burada polisle de çatışan aşırı sağcılar, çok sayıda polisin yaralanmasına neden olurken polis minibüsünü de ateşe verdi. Southport'taki olaylar nedeniyle 53 polis ve 3 polis köpeği yaralandı, 5 kişi gözaltına alındı.
Aşırı sağcı şiddet olayları, 2 Ağustos'ta ülkenin doğu kıyısındaki Sunderland'e sıçradı. Kentteki "Masjid-e Anwaar-e Madinah" Camisi'nin dışında toplanan aşırı sağcı kalabalık polisle çatıştı. Kalabalık, kentteki polis karakolunu ateşe verirken bazı kamu kuruluşlarını da yakmak istedi. Yaşananlar nedeniyle 3 polisin yaralandığı kentte 10 aşırı sağcı gözaltına alındı.
Sunderland'le aynı gün Hartlepool, Liverpool, Glasgow ve Dover'de de aşırı sağcılar, kent meydanlarında ve camilerin önlerinde toplandı.
3 Ağustos'ta Bristol, Hull, Blackpool, Stoke-on-Trent ve Blackburn'ün de aralarında bulunduğu yaklaşık 20 İngiliz kentiyle Kuzey İrlanda'nın başkenti Belfast'taki 4 farklı noktada aşırı sağcılar sokaklara indi. Bu kentlerde göçmenlere ait iş yerleri, camiler, polis araçları ve çevik kuvvet memurlarına saldıran 92 aşırı sağcı gözaltına alındı.
4 Ağustos'ta Weymouth, Middlesbrough ve Rotherham kentlerinde toplanan aşırı sağcılar, yine göçmenleri ve Müslüman toplumu hedef aldı. Rotherham'da düzensiz göçmen ve sığınmacıların tutulduğu otelin önünde bir araya gelen aşırı sağcılar, binaya taş ve sandalye gibi yabancı maddeler attı.
Bu kentlerde aşırı sağcılar, yer yer karşıt görüşlü gruplar, dini ve ticari yapıları korumaya çalışanlarla da karşı karşıya geldi. Özellikle Hull ve Stoke-on-Trent'te iki aşırı sağcının bıçaklandığı haberi, olayların şiddetlenmesine neden olurken polis, bu haberlerin yalan olduğunu duyurdu. Blackpool ve Manchester'da eylemlerin sona ermesi çağrısı yapan polis, yeniden toplanmayı da yasakladı.