İngiltere Sınıf Başkanını Seçti!

Bildiğiniz gibi geçen hafta İngiltere’de seçimler yapıldı. İngiltere’liler milletvekillerini ve başbakanlarını seçtiler. Bazı bölgelerde de belediye seçimleri eklendi bu sefer. İngiltere halkı için sonuçlar süprizdi ama ben şimdi o kısma bu yazıda girmeyeceğim.

Seçim akşamı Westmidland Coventry bölgesi sandık sayımlarının yapıldığı yere, İngiltere temsilcisi olduğum SASAM ( Sahipkıran Stratejik Araştırmalar Merkezi)  adına gözlemci sıfatıyla katıldım. Oraya varınca anladım ki partili olmayan birisinin oralarda olması pek normal değil gibi. Burada siyasetle uğraşan dostlarım sağolsun, bana farklı bir tecübe yaşattılar. Bana özel verilen kartımla rahat bir şekilde her şeyi görme fırsatım oldu.

Aşağıda bazı detayları maddeleyeceğim ama şunu baştan söylemek isterim: Bizim Türkiye’de sınıf başkanlığı seçimi ve oyların sayımı bile daha ciddi ve daha heyecanlı.

Seçim akşamı yazdığım notlarımı  bir iki düzeltme yaparak doğal haliyle paylaşayım ;

  • Dediğim gibi ilk okulda sınıf başkanı seçmek ve oyları saymak sanki daha heyecanlıydı. İngilizleri az buçuk tanıyorum artık.  Gitmeden önce böyle bir ortamı tahmin etsem de bu kadar sakinliği beklemiyordum.
  • İngiltere’de sayımlar bizdeki gibi değil. Mahallelerdeki tüm sandıklar büyük bir fuar ya da kongre merkezi gibi yerlere toplanıyor. Orada mahalle mahalle sayılıyor. Yani şehrin tüm sonuçlarını bir anda görebiliyorsunuz.
  • Büyük salonda bir köşede medya görevlileri var. Canlı yayınlar yapıyorlar. Özel bir sahne ve dev ekran kurulmuş. Seçim sonuçları ve duyurular oradan verililiyor.
  • Salonda kaliteli bir ses sistemi ve sahne var. İhtiyaç halinde kullanıyorlar.
  • Büyük bir kapalı alanda, belki binin üzerinde insan, bir kısmı gayet heyecanlı ama enteresan bir sessizlik... İngilizlerin yapısını bilmeyenler için şaşırtıcı olabilirdi.
  • Saat onda sandıklar kapanmıştı. Sayım merkezine özel arabalarla geldi. Arka kapıdan parça parça içeri aldılar.
  • Sayımları belediye görevlileri yapıyor. Partililer sadece gözlemci ve sayım kontrolcüsü olarak görev yapıyorlar.
  • Tabi seçilmeyi bekleyen milletvekili ve belediye meclis üyeleri etrafta dolaşıyordu. Heyecanları çok belli olanlar yabancı kökenli olanlardı. Özellikle Pakistanlı ve Hindistanlı adaylardan ailecek gelenler vardı. Sayımları takip etmek için ordan oraya koşanlar sadece bu gruplardı.
  • Bu seçimlerin parlayan yıldızı İngiliz Milliyetçisi UKIP milletvekili adayı bizim bölgede hindistanlı bir Sikh’ti. Tabi kaybetti. Sahneye çıktığında etrafımızdaki İngilizler bile gülüyorlardı. Hindistanlı bir Sikh’in böyle bir partiden aday olması ve heyecanla sonuçları beklemesi herkese şaşırtıcı gelmişti.
  • Görevliler her türlü detayı önceden düşünüp planlamıştı. Kırtasiye malzemeleri, sayım yapacakların yiyecekleri, suları vb. herşey önceden düzenlenmiş, hazırlanmış ve ihtiyaç oldukça arkadan görevliler tarafından onlara sağlandı.
  • Salonun kafe kısımları sürekli aktifti. Bazıları dışardaki kafe de oturup televizyonlardan diğer bölgeleri takip ettiler.
  • Tüm görevliler görevlerine göre özel t-shirtler giymişlerdi. Gayet profesyonel bir görünüm vardı. İşlerini ciddiyetle yaptılar.
  • Seçim puslularına pek “pusula” demek doğru değil bence. Normal A4 ten biraz kücük basit kağıtlar. Parti amblemi ve adayların adı yazıyor sadece. Karşısında bir kutucuk ve seçmenler herhangi bir kalemle çarpı atıyorlar. Yani tahmin edemeyeceğim kadar sade ve üzerinde oynanmaya müsait  kağıt parçaları idi. Oyların bir kısmı zaten bir ay öncesinden posta ile kullanılıyor. O da ayrı bir durum. Ne kadar güvenli olabilir?
  • Büyük salonda her mahalle için ayrılmış yerler oluyor. Ortadan sandıklar geliyor ve ve görevlilerin önüne dökülüyor. Önce tüm kağıtlar açılıp düzeltilip ataçla 10’arlı paketlenip arkaya veriliyor. Arkada masalarda bu paketler sadece toplanıyor. Henüz sayım başlamadı.
  • Gelen tüm sandıklar açılıp kağıtlar düzenlendikten sonra asıl sayım kısmına geçiliyor. Partilere göre ayrılıp yine 10’arlı ataç ve paket lastiğiyle hızlıca paketleniyor. Arkaya veriliyor. Arkada ise bu paketler sayılıyor sadece. Kayıtlara geçiyor. Sayımları biten mahallelerin sonuçları hemen ekrana yansıyor. Bu arada 10'lu paketlerin gerçekten 10'lu mu olduğunu kimse kontrol etmiyor. Görevliler tek başlarına paketliyorlar. Yani bizdeki gibi tek tek müşahidlere gösterilip tek te yazılıp kayda geçmiyor. Herkes her kağıdı partilere göre 10'arlı paketliyor. Sonra o onluklar sayılıyor. Eğer sayımı yapanlar 10'lu değilde 9'lu yapsa farkeden olmaz. 
  • Tüm mahaller bittiğinde son kontroller yapılıp sonuçlar ekrana yansıyor. Kazananlar ve kazanamayanlar sahneye davet edilip tebrik ediliyor. Kısa konuşmalar ve alkışlar...
  • Sayımların öncesinde ya da sonrasında hiç bir gerginlik olmadı tabiki. Herkes gayet sakindi. Hatta neşeliydi. Kaybedenler bile.
  • Rakip adayların gayet mutlu birbirlerini tebrik ettiklerini gördüm.
  • Sayım sistemi bana çok basit geldi. Yani isteseler oy sayımlarıyla çok rahat oynayabilirler.
  • Sayımları belediye görevlileri yapıyor. Gözlemciler sadece bakıyorlardır. Çok küçük düzeltmeler gördüm.
  • Geçersiz oylar toplanıp gözlemcilere gösteriliyor. Onların onayıyla geçersizler bölümüne koyuluyordu. Orda da hiç bir itiraz görmedim.
  • Kişi oy pusulasında parti logosunun üzerine bir işaret koysa yeterli görüyorlar, illa mühür vs olması gerekmiyor. 

Nasıl? 

Demokrasi nasılmış? 

...

ahmet@londrakariyer.com

www.twitter.com/ahmetferruh

www.facebook.com/londonistanbul

www.ahmetferruh.com

www.londrakariyer.com