LONDRA - İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Rusya'nın Ukrayna'ya askeri müdahalesinin ardından Rus ekonomisini sekteye uğratmak için büyük bir ekonomik yaptırım paketini kabul edeceklerini bildirdi.
Johnson, Rusya'nın Ukrayna'ya askeri müdahalesinin ardından TSİ ile 10.30'da düzenlenen Acil Durum Kabine Toplantısı (COBRA) sonrası halka seslendi.
En büyük korkularının gerçekleştiğini ve bir Rus işgaline ilişkin tüm uyarıların trajik şekilde doğru olduğunun kanıtladığını belirten Johnson, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Avrupa'da savaş başlattığını söyledi.
Johnson, Putin'in herhangi bir provokasyon veya inandırıcı bir mazeret olmaksızın dost bir ülkeye saldırdığını dile getirerek, "Tamamen masum bir halkın üzerine sayısız füze ve bomba yağıyor. Karadan, denizden ve havadan büyük bir işgal sürüyor." ifadesini kullandı.
Son aylarda Rusya'nın gözdağı vermesiyle alarma geçtiklerini vurgulayan Johnson, İngiltere'nin, Avrupa'da Ukraynalılara yardım için savunma silahları gönderen ilk ülkelerden biri olduğunun altını çizdi.
Johnson, ilerleyen günlerde ellerinden gelenin fazlasını yapacaklarına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bugün müttefiklerimizle uyum içinde, Rus ekonomisini sekteye uğratmak için zamanında tasarlanmış büyük bir ekonomik yaptırım paketini kabul edeceğiz. Bu amaçla Putin'e çok uzun süredir Batı siyaseti üzerinde hakimiyet sağlayan Rus petrol ve gazına olan bağımlılığı toplu olarak durdurmalıyız. Misyonumuz belli. Vladimir Putin'in bu korkunç ve barbar girişimi diplomatik, politik, ekonomik ve nihayetinde askeri olarak başarısızlıkla sonuçlanmalıdır."
"BU SALDIRGANLIK SADECE UKRAYNA'YA YÖNELİK BİR SALDIRI DEĞİL"
Johnson, Rusya'ya karşı mücadele veren Ukrayna halkının da yanında olduklarının altını çizerek, ne kadar sürerse sürsün Ukrayna'nın egemenliğinin ve bağımsızlığının yeniden tesis edilmesini sağlamak için birlikte çalışacaklarını bildirdi.
Başbakan Johnson, şunları kaydetti:
"Çünkü bu ahlaksız ve pervasız saldırganlık, sadece Ukrayna'ya yönelik bir saldırı değil. Doğu Avrupa'da ve tüm dünyada demokrasi ve özgürlüğe yönelik bir saldırıdır. Bu kriz, özgür, egemen bağımsız bir Avrupa halkının kendi geleceğini seçme hakkıyla ilgilidir ve bu İngiltere'nin her zaman savunacağı bir haktır."