İSTANBUL (AA) - İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Yas-ı Matem Oruç Açma Buluşması'nda birlik ve beraberlik vurgusu yaparak, "Fitne ve fesat çıkarmak için her türlü yolu deneyenlere buradan altını çize çize diyoruz ki bu sofranın etrafında toplanan, aynı lokmayı paylaşan bizler biriz, beraberiz ve inşallah sonsuza dek de öyle olacağız." dedi.
İstanbul Valiliğinin muharrem ayı dolayısıyla Sepetçiler Kasrı'nda düzenlediği Yas-ı Matem Oruç Açma Buluşması'na, İçişleri Bakanı Yerlikaya, İstanbul Valisi Davut Gül, Alevi Vakıflar Federasyonu Onursal Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan, Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun, sanatçı Yavuz Bingöl, Alevi dernek başkanları ve cemevi dedeleri ile vatandaşlar katıldı.
Programda oruç açma duasını Dede Serdar Gazi Karababa, sofra duasını ise Dede Ali Doğan okudu.
Oruçların açılmasının ardından konuşan Bakan Yerlikaya, toplumsal huzurun en büyük sırrının birlik ve beraberliğe sahip çıkmak olduğunu söyledi.
Yerlikaya, Anadolu irfanının her zaman sevgiyi, saygıyı, dayanışmayı ve paylaşmayı öğütlediğini vurgulayarak, "İşte bu akşam medeniyetimizin baş tacı, şehirlerin sultanı İstanbul'umuzda, el ele, gönül gönüleyiz. Aynı sofranın etrafında, muharrem ayının hikmetini birlikte idrak ediyoruz. Bu ay, birlik ve dayanışma duygularımızın pekiştiği, manevi değerlerimizin ön plana çıktığı bir aydır. Bir hafta sonra 10 muharremde ise iki cihan serveri Efendimizin ciğerparesi, gözünün nuru Hz. Hüseyin Efendimizin ve 72 yarenin Kerbela'da şehit edildiği o yas gününü anacağız." diye konuştu.
Kerbela'nın üzerinden 1344 yıl geçtiğini anımsatan Yerlikaya, "Kerbela'dan bu yana binlerce kez doğup battı güneş. Çiçekler yüz binlerce kez açtı, sararıp soldu. Irmakların kimi çağladı, kimi kuruyup kaldı. Ama aradan geçen bunca zamana rağmen ne acımız dindi ne yasımız bitti bizim. Bu toprakların her karışında, sinesinde kalp taşıyan her canda aynı yas, aynı matem yankılandı durdu." ifadelerini kullandı.
Yerlikaya, içinde sevgi bulunan kalplerde rahmet, merhamet ve şefkat olduğunu belirterek, "Her dönem olduğu gibi bugün de Anadolu'daki 1000 yıllık varlığımızı hala hazmedemeyenler, milletimiz arasında ayrılık tohumları ekmek isteyenler de hep olmuştur, hep de olacaktır. Ancak fitne ve fesat çıkarmak için her türlü yolu deneyenlere buradan altını çize çize diyoruz ki bu sofranın etrafında toplanan, aynı lokmayı paylaşan bizler biriz, beraberiz ve inşallah sonsuza dek de öyle olacağız." şeklinde konuştu.
İstanbul Valisi Davut Gül de konuşmasında, "Kerbela'da hak için şehadet şerbetini içen cennet gençlerinin efendisi Hazreti Hüseyin ve beraberindeki şühedayı rahmetle, minnetle yad ediyorum." dedi.
Gül, Kerbela'nın, Allah'a ve Resulüne iman eden, ehlibeyt sevgisini gönlünde taşıyan herkesin ortak acısı olduğuna işaret ederek, "Bizler için Hazreti Hüseyin Efendimiz ve beraberindeki şüheda, zalime ve haksızlığa karşı mücadelenin simgesidir. Birliği telkin eden, dosdoğru yolu gösteren rehberimizdir. Bu sebeple çocuklarımızın ismi Hasan'dır, Hüseyin'dir, Ali'dir, Fatıma'dır. Evlatlarımıza verdiğimiz bu isimler ehlibeyti, Kerbela'yı, Hazreti Hüseyin'i asla unutmadığımızın en güzel ispatıdır." diye konuştu.
"Bugün bizler bu sofranın etrafında o büyük matemi hatırlıyor, hüznümüzü paylaşıyor, birbirimize teselli veriyoruz." diyen Gül, konuşmasını, "Cenabıhak, dirliğimizi, birliğimizi muhafaza eylesin, ehlibeytin ve şehitlerin kutlu yolundan ayırmasın." sözleriyle tamamladı.