İçi boş kiliselerin kasaları para dolu
Hatta şehirlerin en pahalı ve değerli noktalarında ve geniş araziler üzerinde... Piyasa şartlarına göre çoğunun değeri, milyon dolarlarla ifade edilir. Aralarında nadiren 100-200 yıllık olanlarına rastlasanız da, çoğu yeni yapılardır...
Maksadım kilise düşmanlığı falan yapmak değil...
İstatistikler, kiliselerin müdavimi dindar Hıristiyanların azaldığını gösterirken...
Bilinen haliyle kiliselerin gelirleri de, müdavimlerinin aidat ve bağışlarından ibaretken...
Nasıl oluyor da, milyonlarca dolarlık arazilere milyonlarca dolarlık kiliseler, kilise okulları ya da kültür merkezleri açılıyor?..
Ben bu konuyu merak ederken, Kanada’dan bir meslekdaşım işin sırrına vakıf olmuş... Beni rahatlattığı için müteşekkirim O’na.
İşin sırrı, hayat sigortası imiş... En fazla 12 milyon dolarlık poliçeler, 65 yaşından büyüklere verilmiyormu. En fazla yaşarsanız da, 104 yaşına kadar prim ödeme zorunluluğunuz var. Kiliseler, 65 yaşına yaklaşan ve artık inancı uğruna birşeyler yapma hazırlanan üyelerine, “hayat sigortanızı 1 milyon dolar üzerinden biz yapalım, aylık ödeme tutarı olan 500 doları da biz ödeyelim ama poliçe mirascınız da biz olalım” diyorlarmış. Hatta bazı kiliseler, şaşalı bir cenaze törenini de bonus olarak sunuyorlarmış yaşlı üyelerine...
Basit bir hesapla, üyenin 10 yıl daha yaşadığını farzedersek, yıllık 6 bin dolardan 60 bin dolar ödüyor kilise yönetimi... 20 yıl yaşarsa da 120 bin dolar... Geriye kalan para ise en az 880 bin dolar... Kiliselerin bir üyeden elde ettikleri para ile, birkaç üyenin sigorta masraflarını karşıladıklarını ve bu rakamların 10’la 20’yle çarpıldığını hesaplarsanız, ortaya muhteşem rakamlar çıkıyor... Bazı kiliselerin, poliçe tutarını tavandan ödeyip, üye öldüğünde 12 milyon doları kasasına koyduğu bile oluyormuş...
İşin kaymağı burada da bitmiyor... Bankalar, tamamı ödenmiş poliçeleri ipotek kabul ettiği için, mirascı kuruma 10 katına kadar yani 120 milyon dolara kadar kredi de verebiliyor Kanada’da... Bir ölümle yakalanan kartopu, anlayacağınız çığ gibi büyüyor zamanla... İçi boş kiliselerin, kasaları para dolu şimdilerde... Kilise yönetimlerinin, paraları bazı yatırımlarda değerlendirdikleri de biliniyor.
Bir de... Bu durumda din mi ticarete alet ediliyor, ticaret mi dine, bilemedim. Varın siz karar verin gayri...
Olup biteni, yaşadığım şehirdeki imam arkadaşa da anlattım. “Ben işin şer’i tarafını bilmem hocam, o senin işin ama bizde de yaşlılar var” hatırlatmama gülümsedi sadece... Şu sıralar, evden bozma küçük toplum merkezini satıp, biraz daha geniş ama ucuz bir yer aramakla meşgul...