Huzurun ve kardeşliğin şehri Adıyaman

Geçtiğimiz hafta Adıyaman Türkiye Küçük Millet Meclisi'nin davetlisi olarak Adıyaman'daydım. Farklı siyasi görüşlerden insanlar, STK'lar bir araya gelip bir moderatör yönetiminde ülke ve bölge gündemiyle ilgili konuları masaya yatırıyor kendi aralarında konuşup tartışıyor.

Aslında ilk davet edildiğimde biraz endişelenmedim desem yalan olur. Bölge dışında yaşayan birçok insan için de 6-7 Ekim olayları haklı bir endişe yarattı çünkü.

Ayrıca son dönemlerde siyasetin yaşadığı gerilimin insanlara yansıması ve hassas bir konu olan güvenlik paketi üzerine tartışmaların nereye varacağını kestirmenin zorluğu da vardı.

Ama hiç endişelendiğim gibi olmadı.

"Ön yargılar giremez" sloganıyla yola çıkan TKMM, gerçekten ön yargılardan arınmış insanların, elini taşın altına koyabileceğini gösterdi bana.

***
Hayatımda ilk kez Adıyaman'daydım. Adıyamanlılar gerçekten nezaketli, misafirperver ve dost canlısı insanlar.

Oldukça verimli geçen toplantının bu ay ki konusu "Güvenlik Paketiydi."

Kürt siyasetine yakın insanlar paketi eleştirirken diğerleri paketin gerekliliğini anlatıyordu.

Öyle televizyondaki tartışmalar gibi düşünmeyin. Farklı fikirlerin ve önerilerin havada uçuştuğu bir ortamda kimse kimseye saygısızlık etmedi. Evet, sert tartışmalar oldu ama bu tartışmaların sonu hiçbir şekilde saygısızlığa veya kırgınlığa gitmedi.

Orada bulunanların büyük bir çoğunluğu, bütün bölgede olduğu gibi "Çözüm Süreci'ne devam edilmesi" gerektiğini söylüyordu. Bazıları ise güvenlik paketinin bir takım antidemokratik uygulamaları beraberinde getireceği için paketin kesinlikle onaylanmaması gerektiğini savundu.

Ama bu çok farklı görüşten insanların gurur duyduğu bir konu vardı, o da; "Adıyamanlıların asla huzurlarından ve kardeşliklerinden taviz vermeyeceği" idi.

Hatta 6-7 Ekim olaylarında küçük çaplı gösteriler olduğunda bile Adıyamanlılar bizzat karşı çıkmışlar buna. HDP tabanı da karşı çıkmış. Şiddete ve huzursuzluğa taviz yok yani Adıyaman'da.

***
Ne zaman Doğu'ya, Güneydoğu'ya gitsem oradaki insanların derin bilgeliği, incelik dolu misafirperverlikleri ve nezaketleri karşısında ezilirim. Hangi fikirden olursanız olun Doğu insanı karşındaki insanı önemsediğini ve ona değer verdiğini hissettiriyor.

Eski ceberut devletin zulmünden ve asimilasyonundan geçen bu insanların yıllarca devlet tarafından nasıl bir zulme maruz bırakıldıkları aklıma geldikçe de bir hüzün çöker yüreğime.

Ve sonra "Geçti o günler artık gasp edilen bütün haklar iade edildi ve edilmeye devam ediyor. Bölgeye yatırımlar gidiyor. Artık evlatlarımız ölmüyor, köyler yakılmıyor, kimse gözaltında 'kaybolmuyor', bölge halkı huzuru ve kardeşliği yeniden inşa ediyor, devlet karşısında artık eşit vatandaşlar" diye rahatlatırım kendimi.

Bu düşüncelerimin bir avuntu olmadığını, Kürt kardeşlerimin de benimle aynı hislere sahip olduğunu görmek harika hissettirdi.
Evet zorlu bir yola çıktık ama bu güçlü kardeşlikle üstesinden gelemeyeceğimiz dert yok!

(Aktüel'den)