Uzun sayılabilecek bir aradan sonra, nihayet Hollanda’da hükümet kuruldu. Bu ayın başında da, eski İstihbarat Teşkilatı Başkanı Dick Schoof’un başbakanlığında kurulan hükümet programı mecliste tartışıldı. Tam bu sırada, Başbakan Yardımcısı Fleur Agema ve Göç ve Mülteciler Bakanı Marjolein Faber’in başörtüsü ile ilgili yaptıkları açıklamalar ortalığı karıştırdı.
Yeşil Sol/İşçi Partisi’nin başörtülü milletvekili Esmah Lahlah’ı hedef alan bu açıklamalar, muhalefeti harekete geçirdi. Başbakan Schoof, her ne kadar aşırı sağcıların canını sıkan, “Başörtülü veya başörtüsüz, ben herkesin başbakanıyım” açıklamasını yapsa da, meclisin ilk günü iki bakan hakkında da güvensizlik gensorusu verildi.
Tartışmanın hedefi olan ve Temsilciler Meclisinde Tilburg kentini temsil eden başörtülü Esmah Lahlah’ın, tartışmalar esnasında oldukça heyecanlandığı, “başörtüsü inancımın ve kimliğimin bir göstergesidir” cevabını cevap vererek, oturumu terk ettiği görüldü. Tartışmaların devam ettiği sonraki günlerinde söz alan Lahlah, “Bu mecliste, başörtülü bir kadın olarak şunları söylüyorum: başörtüyü takıyorum, bu benim şahsi, bilinçli ve özgür bir tercihim. İnancımın, başarımın, gücümün, kimliğimin bir işareti. Kimsenin buna karışmasına izin vermem. Bu benim hayatım, benim tercihim ve benim başörtüm” ifadelerini kullandı.
Toplumdaki başörtülü kadınların konumunu uzun ve heyecanlı bir şekilde dillendiren Esmah Lahlah, meclisteki aşırı sağcı milletvekillerinin gözlerinin içine bakarak konuşmasına şöyle devam etti: “Başörtüsü gücün sembolüdür. Sizin buradaki olumsuz konuşmalarınızdan ve stereotip davranışlarınızdan etkilenen başörtülü kadınların durumu, sizin aklınızı başınıza getirmeyecektir. Toplumda önemli ve değerli konumlara, görevlere gelen ve başörtüsüyle gurur duyan yeterli sayıda kadın vardır”.
Mecliste, başta ana muhalefet partisi YeşilSol/İşçi Partisi olmak üzere, D66, DENK ve Sosyalist Parti, Başbakanı, Bakanlarının yayınladıkları ve ortalığı karıştıran twitter hakkında yeterli tepkiyi göstermediği yönünde açıklamalar yaptılar. Hatta, DENK Partisi lideri Stephan van Baarle, Başbakanı “gevşek, uyuşuk” olarak tanımladı.
Mecliste, tartışmalar sırasında dikkat çeken bir başka gelişme de, genel kurul salonunun dışında, Hayvanları Koruma Partisi lideri Esther Ouwehand’ın, Esmah Lahlah’ı kucaklaması ve destek vermesi oldu.
Zar, zor kurulan hükümet ve daha göreve başlar başlamaz karşı karşıya kaldığı başörtü tartışması, elbette Temsilciler Meclisi ile sınırlı kalmadı. Tartışma ulusal medya ve sosyal medya organlarında dalga dalga yayıldı. Siyasetçiler, bilim insanları, köşe yazarları ve toplum temsilcileri de tartışmaya katıldılar.
Başörtüsü tartışmalarına katılanlardan biri de Trouw gazetesi köşe yazarı Emine Uğur oldu. Uğur’la, başörtüsü hakkında yapılan uzun bir söyleşi, gazetenin cumartesi ekinde yayınlandı. On altı yaşından bugüne kadar, maceralı başörtülü hikayesini ve yaşadıklarını anlatan Uğur, “İnsanlar, Müslüman erkeklerin bana baskı yaptıklarına, ne kadar çok inanmak istiyorlar. Oysa benim hayatımda bunun tam tersi var” diyor.
Başörtülülerin savunmasız veya kurban olarak görüldüğünü belirten Uğur, saçının vücudundaki diğer organlar gibi değerli olduğunu ve bunun dış dünya ile paylaşılmasını istemediğini söylüyor. Kendine has bir başörtüsü modeli geliştirdikten sonra, başörtüsüne olan tutkusunun geri geldiğini belirten Emine Uğur, başörtüsü tartışmalarında, başörtülülere genellikle söz verilmediğini belirtiyor. Uğur, başörtü meselesinde, Müslüman kadınlara söz verilmesini istiyor.
Yeni hükümetin göreve başladığı ilk gün tartışma konusu yapılan başörtü meselesi, Hollanda’daki Müslüman kadınlar için iyi bir fırsat oldu. Neden başörtülü olduklarını parlamentoda ve medyada, bir defa daha kamuoyuna anlattılar. Bu olay, bize, bu hükümet görevde kaldığı süre zarfında, Müslümanlarla ilgili yapılacak her açıklamada, Müslümanların kendilerini daha etkin anlatacaklarının işareti olabilir.
İnsan sormadan edemiyor. Acaba, yirmi yıldır İslam düşmanlığı yapan PVV partisi, bundan böyle yapacağı açıklamalarla, İslam’ın Hollanda’da daha iyi anlaşılmasına vesile mi olacak?
Veyis Güngör
14 Temmuz 2024