Yaz tatilinden sonra, Hollanda’da ilk kahvaltımı yapıyorum. Hava güneşli.
Bir taraftan da günlük gazetelere göz atıyorum. Basılı medyanın tadı bir başka tabiiki.
Kağıt ve mürekkebi hissetmek ayrı bir tad. Bir çok, haber başlığı dikkatimi çekti.
Dün, yani Eylül’ün ilk üçüncü Salı’sıydı. Bu tarih her yıl Holllanda’da yeni Yasama Yılının açılışıdır.
Kral Willem Alexander, Temsilciler Meçlisi ve Senato üyelerinin de olduğu gruba hitap eder. “Milyonlar Notası” olarak da tanımlanan seremonide 2019 yılı mali bütçesi açıklanır.
Gazeteler, diğer günlere göre, yeni Yasama Yılı münasebetiyle, daha bol resim kullanmışlar. Programa katılan bayan milletvekillerinin, her yıl olduğu gibi, başlarına taktıkları farklı, original şapkalar, yine gazetelerde yorumlanmış.
Kraliçe Maxima’nın giyim sitili, Temsilciler Meclisi Başkanı Hatice Arib’in Kral ve Kraliçe’yi karşılaması sayfalarda yer alan haberler arasındaydı.
Hatta, Karaliçe Maxima’nın annesi ve kardeşi Juan’ın da törende misafir oldukları da yer almış.
Haberler arasında, DENK Partisi milletvekili Selçuk Öztürk’ün, sıradışı bir fotografı, turuncu renkli Fes’i ile olan fotoğrafı da yer aldı…
Peki, Kral Willem Alexander’ın Salı günü okuduğu 2019 bütçesi, ülkeyi nasıl etkileyecek?
2019’da bizleri neler bekliyor?
Çocuklarımıza sağlıklı bir gelecek, yaşanabilir bir Hollanda, kaliteli bir eğitim, güvenli bir ortam, temiz bir çevre verebilir veya bırakabilir miyiz?
III. Rutte hükümeti, 2019 yılında hangi ekonomik gelişmeleri öne çıkarıyor?
Hükümet, Hollanda’yı iyileştirebilecek mi? insanlar, birbirlerine yabancı bir şekilde yanyana mı yoksa birlikte mi yaşayacaklar?
Bu ve benzeri soruların cevabı, Salı gün Kral tarafından okunan “Milyonlar Notası”nda yani hükümet programında yer aldı.
Eskiden, hükümet programı, Cuma akşamı, milletvekilleri ve basın mensuplarına gönderilirdi. Programın okunması için dört günlük bir süre tanınırdı.
Oysa son yıllarda, vekiller hükümet programını Salı gün öğleden sonra alıyorlar.
Basın mensupları ise daha sonra temin ettiler.
Başbakan Rutte, daha doğrusu III. Rutte hükümeti tarafından hazırlanan ve Kral tarafından okunan, programa göre bazı veriler şöyle:
Hollanda ekonomisi iyiye gidiyor.
2019’da ülkenin 305 milyar euro geliri beklenirken, 295 milyar euro gideri beklenmekte. Programa göre, vatandaşın alım gücü 2019’da daha da artacak.
Alım gücü, önümüzdeki yıl yüzde 1,5’lık bir artış gösterecek.
Ekonomik büyüme bu yıl yüzde 2.8 iken gelecek yıl 2,6 olacak.
Bir çok alanda vergi, yüzde 6’dan yüzde 9’a çıkartılıyor.
Bunun, vatandaşa yıllık yansıması 300 euro’yı geçecek.
Diğer taraftan, şirketlere hasseten çok uluslu şirketlere ve yabancı yatırımcılara vergi indirimi ve kolaylığı geliyor.
Vergi iadelerinde 100 euroluk bir artış gözlenirken, iki çocuklu ailelere verilen çocuk parasında 150 euro artış sağlanacak.
Ve devam edip gidiyor...
Her şeyin daha iyi olacağını söyleyen Başbakan Rutte’ye karşılık, muhalefet, hükümet programına eleştirel yaklaşıyor.
Muhalefete göre ekonomi büyüyor ama büyüme vatandaşa yansımıyor.
Ana muhalefet partisi (Yeşil Sol) lideri Jesse Klaver, kaldırılması planlanan (divident vergisi)’ne dikkat çekti ve hükümetin, yönetim odalarındakiler yerine kantindeki insanları dinlemesi gerektiğini söyledi.
İşçi Partisi lideri Lodewijk Asscher da, öğretmenlere, polislere ve sağlık çalışanlarına daha az bütçe ayrıldığını söylüyor.
Sosyalist Partisi lideri Lilian Marijnissen ise, açıklanan bütçeyle, dev şirketlere milyarlarca tutarında hediye verilirken, vatandaşın bakım primleri, alışveriş ve enerji ödemeleriyle daha çok zarara uğratıldıkları görüşünde.
Demokrasi Forumu partisi başkanı Thierry Baudet’da, başbakan Rutte’nin klasik sol bir söylemle, bütçeyi mültecilere, kalkınma işbirliği, iklim değişikliği ve Avrupa Birliği önceliğine ayırdığını söyledi.
Sözkonusu büyüme, 2008 ekonomik krizinin toplumsal ilişkilere etkisi göz önünde alındığında, olumlu bir gelişme.
Ancak, ekonomik büyüme, vatandaşın cüzdanına yansıması gerekiyor.
Mesele, sadece cüzdanla da sınırlı değil elbette.
Vatandaşın kendini her alanda güvende hissetmesi de bir o kadar önemlidir.
Farklılıklara tahammülsüzlük.
Irkçı partilerin oylarını arttırmaları. İçine kapanan bir Hollanda.
Ve diğer sorunlar da 2019 yılında gündemimizde olmalıdır.