Türkevi Topluluğu Başkanı Veyis Güngör ve Life24 Medya Yönetmeni İbrahim Karaman’ın sunumları, DENK Partisi Amsterdam Belediye Meclisi Üyesi Süleyman Koyuncu ve DENK Partisi Utrecht Belediye Meclisi Üyesi Mahmut Sungur ve bir grup Türk Medya ve STK temsilcisinin de katılımıyla “Hollanda’da Siyaset Rüzgarı Nereye Esiyor” programı yapıldı. Yapılan fikir alışverişinde, ana başlıklar halinde aşağıdaki değerlendirmeler gündeme geldi.
Seçimlerde öne çıkan tercihler
22 kasım seçimlerinde seçimin yönünü belli edecek ana konular enflasyon, sağlık, konut, göç ve iklim yer almaktadır. Hollanda seçmeninin oy tercihinde sağlık hizmetleri (%65) ilk sırada yer alırken, bunu hükümetin güvenilirliği (%63) takip etmektedir. Enflasyon (%62), norm ve değerler (%60) ve göç ve sığınma (%55) oyların yönünü tayin edecektir.
Başbakanlığa ismi geçenler
Pieter Omtzigt, Frans TimmermansTimmermans ve Dilan Yesilgöz potansiyel başbakan olarak adlandırılmaktadır. NSC lideri Omtzigt hala en yüksek puan alan politikacı olurken, onu Yesilgöz (VVD), Van der Plas (BBB) ve Stoffer (SGP) takip etmektedir. GroenLinks/PvdA lideri Timmermans ise orta sıralarda bulunmaktadır.
Hollanda siyasetinde büyük değişim
Hollandalı seçmenler 22 Kasım Çarşamba günü, Temsilciler Meclisi üyelerini seçmek için sandık başına gidiyor. Yaz tatili öncesi, mülteciler meselesi yüzünden istifa düşen dördüncü Rutte hükümeti, beraberinde siyasi depremleri getirmişti. Hükümetin düşmesiyle başta iktidar partileri VVD, D66 ve CDA’nın liderleri istifa ederek, siyasetten çekildiklerini açıklamışlardı. Bu istifayı muhalefet partileri de takip ederek, hemen hemen tüm siyasi parti liderleri, -sosyalist parti hariç- 22 Kasım seçimlerinde aday olmadılar.
Türk kökenli adaylara dayatma
Geçmiş dönemlere göre, yeni dönemde Türk kökenli milletvekili adaylarının farklı partilerde aday gösterilmeleri, Hollanda’daki Türklerin siyasi katılımında yeni bir dönemin başladığının işaretleriydi. Ancak, Hollanda siyasetinde daha yeni olan Çiftçi Hareketi Partisi’nin sözde Ermeni soykırımı sorununu bahane ederek, listeden Türk kökenli Yasin Makinalı’yı adaylıktan istifasını istemesi, bu yeni dönemin kursaklarda kaldığını gösterdi.
İsrail zulmüne destek vermek
Diğer taraftan, insanlığın gözü önünde bir milletin yok edilişi, İsrail’in Filistin’i haritadan silme girişimi karşısında, başta Başbakan Rutte ve partisi olmak üzere, diğer siyasi partilerin yanlı tutumu Hollanda’daki Müslümanları rahatsız etti. Sol partilerin bile İsrail hükümetinin yaptıklarının yanında olmaları, geçen dönem Yeşil Sol partisinden milletvekili seçilen Temsilciler Meclisinin tek baş örtülü milletvekili Kauthar Bouchallikht’in adaylıktan çekilmesini beraberinde getirdi.
DENK’in haksızlık karşısında haykırması
Bu iki somut gelişme ve Filistin’deki zulüm karşısında, çifte standartlı olan siyasi partilerin tutumu, Hollanda’da yaşayan Müslümanların önemli bir bölümünü, DENK partisine yönlendirdi. DENK partisi lideri, Stephan van Baarle’nin, gerek Temsilciler Meclisi kürsüsünde gerek televizyon tartışma programlarında ve İsrail karşıtı mitinglerde, haksızlığın karşısında susmaması Hollanda’daki Türklerin ve Müslümanların 22 kasım seçimlerinde, oylarını DENK’e vermeye sevk etti.
Türk ve Müslüman grupların DENK’e yönelmesi
Hollanda ana akım siyasi partilerinin, ülkede yaşayan yarım milyon Türk toplumu ve bir milyondan fazla Müslüman toplumu adete hiçe saymaları, dikkate almamaları karşında yapılacak bellidir. Madem siz bizi ciddiye almıyorsunuz, biz de gider “adaletsizliğe dur demenin vakti” diyerek DENK partisine oyumuzu veririz demeliler. Zira, son siyasi gelişmeler ve ana akım partilerin tutumları Türklere ve Müslümanlara başka seçenek bırakmamıştır. 22 Kasım seçimlerinde rüzgar DENK partisi lehine esmektedir. Milletvekili listelerinde düşünce özgürlüğüne tahammül edemeyen partilere inat, zulme hayır diyen DENK’ten başka çare görünmemektedir.