Hoca bi gün evinde oturuyormuş, cemaat gelip, yüklü miktarda para emanet etmiş...
Hoca ertesi gün camiye gelip, küçük bi bölümünü dağıtmış. Bu ne demişler? “Sizin para doğurdu” demiş. Pek sevinmişler. Gel zaman git zaman, cemaat emaneti geri isteyince, “sizin para öldü” demiş hoca... Yahu para ölür mü denince de, “doğurduğuna inanıyorsunuz da,
öldüğüne niye inanmıyorsunuz” demiş.
*
Hoca’ya bi gün demişler ki, hoca baksana, alenen malı götürüyorlar... Hoca “bana ne” demiş. Ama hoca, senin eve götürüyorlar denince...
“O halde size ne” demiş.
*
Hoca’nın bi gün arkadaşlarıyla oğlu arasında anlaşmazlık çıkmış. Hoca, arkadaşlarını dinlemiş “haklısınız” demiş. Sonra, oğlunu dinlemiş, ona da “haklısın” demiş. Kızı dayanamamış, hepsine haklısın diyorsun ama, benim hakkım ne olacak deyince...
“E sen de haklısın” demiş.
*
Hoca bi gün borç almış, üstüne yatmış... Alacaklılar kapıya dayanınca, “duvar dibine çalı ektim, baharda yeşerecek, bilirsiniz buraların koyun’u boldur, geçerken çalılara takılacaklar, yünlerini toplayacağım, pazarda satacağım, paranızı ödeyeceğim” demiş... Alacaklılar sinirden kahkaha atınca, “gördünüz peşin parayı gülersiniz di mi, sizi köftehorlar sizi” demiş.
*
Hoca bi gün fabrika kuracağım ayağıyla trilyon toplamış, sonra da “sizin trilyon buhar oldu, galiba çaldılar” demiş... Ortaklar öfkelenmiş, vay efendim niye bankaya koymadın da, madem eve koydun niye kasaya koymadın filan... “Yahu” demiş Hoca “hırsızın
hiç mi kabahati yok?”
*
Hoca bi gün göle maya çalıyormuş. Göl maya tutar mı denince... “Haklısınız muhterem” demiş,
“gideyim de Boğaz’da çalayım bari, ya tutarsa...”
*
Hoca bi gün emlak işine girmiş, cennette tapu satıyor, parayı bastırana düdük veriyormuş. Hoca bu ne denince... “Öbür tarafa gelenlerden haberim olsun da, tanıyayım, karşılayayım diye” demiş, “parayı veren, gelince düdüğü çalsın.”
(Hürriyet)